Samsun Vali'sine Teşekkür

 

   Bu yaz Samsun"da çok güzel, anlamlı, faydalı bir kamp gerçekleştirildi. 29 Haziranda başlayan bu kamp, 21 Ağustosta sona erecek. Türkiye"de eşi benzeri olmayan bir etkinlikten bahsediyorum. En başta genç, dinamik, çalışmaktan bıkmayan, hizmeti büyük bir aşkla yürüten Sayın Valim Hasan Basri GÜZELOĞLU"na teşekkürler ediyorum. Bu etkinlik konusundaki hassasiyetlerini biliyorum. Ne kadar gayretler gösterdiğini, gecesini gündüzüne kattığını biliyorum. Küçük bir organizasyon bile bin bir güçlükle hazırlanıyor. BÜYÜK YAZ KAMPI dediğimiz bu etkinlik, büyük bir çalışmadır. Çok yönlü, sürekliliği olan, geleni gideni olan, geniş kapsamlı ve ses getiren bir çalışmadır.

   Gazeteci Yavuz DONAT bu kampı duymuş ve ziyaret etmiş. Türkiye çapında ses getiren bir etkinliği anlatmaya çalışıyorum. Diğer 80 il için güzel bir model Samsun"da var artık. Samsun, seve seve bu etkinliğin işleyişini, plan ve projesini diğer illere vermeye ve anlatmaya hazırdır. Samsun bu konuda öncüdür, modeldir.

   “KENDİMİZİ SEVELİM, KENTİMİZİ SEVELİM” anlayışıyla yola çıkılmıştır. Kentimin bir sakini, bir mensubu, bir çalışanı ve bir yazarı olarak bu çalışmadan büyük gurur duydum. Valimle gurur duydum. Ne çalışkan valim var, dedim. Dünyaya adını duyuran bir etkinliğin öneminden bahsediyorum. Bu etkinlikle başlama tarihi olan 29 Hazirandan beri ilgileniyorum. Medyadan, İnternet"ten, katılan cefakâr ve vefakâr öğretmenlerimden beslenerek bu etkinliği takip ediyorum.

   Bu etkinlik hakkında en az bir kitap yazılmalıdır. Öğretmen ve öğrencilerin etkinlik hakkında kaleme aldıkları düşünceleri de kitaplaştırılmalıdır ayrıca. Sanal âlemde kampla ilgili pek çok bilgi, belge ve fotoğraf var. Ancak kitabın yerini hiçbiri tutmaz. Kitap çalışması bile kolay bir iş değildir. Yanlışsız, kaliteli bir kitap yazılmalıdır. Dil, dizgi ve tasarım konusunda her türlü destek sözü veriyorum Sayın Valime. Bir telefonları yeter. Ricalarını emir sayarım. Yapılmış bir destanı yazmak küçük de olsa bir iştir. Ben de bu işe talibim. Çorbada bizim de katkımız olsun.

   Samsun"un 17 ilçesinden 1600 öğrenci katılmıştır bu etkinliğe. Her gruba 5"er günlük program düzenlenmiştir. Toplamda 8 hafta süren çok uzun soluklu bir çalışma yapılmıştır. İlköğretim çağındaki çocuklara hayatları boyunca unutamayacakları anlar yaşatılmıştır. Çocukların mutlu olması çok kolay oluyor. Bu kadar büyük ve kaliteli bir çalışma yapmasanız bile çocukları mutlu edebilirsiniz. Bir Bandırma Vapuru turu çocukları çok mutlu edebiliyor. Çok büyüleyebiliyor. Büyükleri Eyfel Kulesi"ne götürseniz bile eksik, aksak ararlar. Mutlu olmazlar. Yüzlerini güldüremezseniz.

   Vefa ve minnet duyguları, saflıkları bozulmamış taptaze duran çocuklara yapılan yatırımdan daha güzel yatırım ne olabilir? Sayın valimiz Hasan Basri GÜZELOĞLU çalışkan bir valimizdir. Bundan sonra bir çalışma yapmasa bile bu çocukların kendisine olan teveccühleri, duaları, minnetleri ona yeter. Çok güzel bir yol açmıştır. Çok güzel bir çığır açmıştır. Bundan sonra bu çalışmayı geleneksel hâle getirerek devam ettirmelidir Samsun. Sevapların çoğu Sayın Valimiz Hasan Basri GÜZELOĞLU"na gidecektir.

   Hazırlanan davetiyenin arka yüzünde Mustafa Kemal ATATÜRK"ün şu sözlerine yer verilmiş: “Küçük Hanımlar! Küçük Beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı ve ikbal ışığısınız. Memleketi asıl ışığa boğacak olan sizsiniz.”  Bu doğrultuda Samsun"daki çalışmanın ne kadar doğru bir çalışma olduğu çıkarımında bulunmak mümkündür.

   Tekkeköy N. Serap Ulusoy Denizcilik Meslek Lisesi"nde gerçekleştirilmiştir bu etkinlik. Bu okulu yaptıranları ve onaranları da bu arada unutmamalıyız. İş adamı Yılmaz ULUSOY"u ve okula adını verdiği eşini de ayrıca kutluyorum. Başarılı bir erkeğin arkasında bir kadının olduğunu kanıtlamıştır dünyaya eşi. Bu güzel ve ölmez işleri yapanların ölenlerine rahmet dileriz. Kalanlarına sıhhat ve afiyetler dileriz. Böyle yatırımlar yapsınlar. Ben onlara destan yazma sözü veriyorum. Kiminin duası. Kiminin parası. Dünya böyledir işte. Herkes bir kazanç elde edebilir bu dünyada. Herkese bir pay çıkar.

   Katılımcılara lojistik destek sağlayan idareci Hakan Emre BAYDAN"ı da anmadan edemem. Ön plana çıkmadan kervanın yürümesi için çalışmıştır arkadaşımız. Sağ olsun!

KAMPTA NELER YAPILDI?

 Biraz da bu kampta hangi faaliyetlerin yapıldığını anlatayım. İngilizce, ebru sanatı, bilgisayar etütleri, el sanatları dersleri, açık hava sinemaları, drama çalışmaları… gibi etkinlikler yaptırıldı. Kentimizin tarihi ve kültürel etkinlikleri tanıtıldı. Nereler mi? Söyleyeyim. Arkeoloji Müzesi, Atatürk Müzesi, şehir turu, Ondokuzmayıs Üniversitesi Planetaryum (astronomi), Tütün İskelesi, Sahil Yürüyüşü, Sevgi Gölü, Hayvanat Bahçesi, Batıpark, Amisos Tepesi, Polis MYO, Binicilik Tesisleri, Huzurevi… Bu yerlerin pek çoğuna çok insanımız gitmemiştir. Hatta benim bile içlerinden bilmediklerim, gitmediklerim var. Utancımdan söyleyemiyorum. Bundan sonra ilk işim oraları gezmek olacak. Ancak bu şanslı, zeki ve akıllı çocuklar, akranlarının hayatları boyunca yaşamayacağı güzellikleri çok kısa bir süre içerisinde yaşamışlardır. Bu kampı "hayallerinin gerçekleştiği yer" olarak nitelemişlerdir. Kaleme yansıttıkları duyguları ise yaşadıklarından çok hafif kalır nitelikteydi. Anılarını okudum. Yaşananları anlatmak zordur. Hele hele yazmak çok zordur. Yaşadıklarının güzel etkisini beyaz giysili, temiz yüzlü bu çocukların yüzlerinden daha net anlayabiliriz. Çarşamba"dan Gülay Köksal: “Bu beş günü hayatımın sonuna kadar unutmayacağım.” diyor. Çok sayıda kamp arkadaşlıkları kurduklarını yazmışlar. Kaynaşma ve sosyalleşme olsun diye oda arkadaşlıklarını alfabetik sıraya göre düzenlemişler. Çocuklar da bundan çok memnun olmuşlar. İşte eğitim budur. Eğlendirerek öğretmek budur. Sıkmadan, sevdirerek, yaşatarak bilgi vermenin en güzel örneği burada sunulmuştur. Öyle görünüyor ki çocuklar bu beş günü hep güzel yâd edecek. 16 yıllık eğitim sürecinde bu beş gün hafızalarda kalıp anlatılıyorsa, anlatılacaksa bu etkinliğin ehemmiyeti bir kez ortaya çıkar. Diğer taraftan eğitimimizde çok işimizi yanlış yaptığımız ortadadır. Meslekler de teşvik edilmiştir bu etkinlikte. Bunu da öğrenci notlarından anladım. (Polis MYO) Etkinlik dosyalarını inceledim. CD"lerdeki fotoğraflara baktım. Fotoğraflar pırıl pırıldı. Harikaydı. Yıllardır görmediğim arkadaşlarımdan Ali SAVAŞ"ı da gördüm bu vesileyle.  

   Çocukların sosyalleşmesine gelelim. Bu nasıl oldu bir haftada böyle? Anlatayım. Okulda hiç konuşmayan, sessiz, sakin, pasif, ilçesini hatta köyünü Samsun"dan büyük sanan beyaz önlüklüler burada öyle açılmışlar ki sormayın. Tiyatrocu olup oyunlar oynamışlar. Öğretmenleri şaşırmış. Bizim sekiz yılda yapamadığımız burada beş günde nasıl olur? İşte böyle olur! Eğitimcilere haykırıyorum. Eğitim işte budur. Sevdirerek öğretmek. Zorla malımızı satmaya uğraşıyoruz yıllardır. Olmuyor. Malımız güzel ancak alan yok. Niye? Bunu bir düşünelim.

   Güzellikleri yazmak kadar hoş ve mutlu edici ne olabilir? Bu yazıyı yazarken o kadar mutlu oluyorum ki anlatamam. Bu yazıyı umarım eğitimciler de panolarına asarlar. Döner döner okurlar. Okul bahçelerini otopark yaptılar. Oralardan gelecek paraların hesabını yapmakla meşguller. (Doğruluk Ekseni"ndeki Haşim gibi) Eğitimle değil. Öğretmen ve öğrencilerin dertleriyle hiç değil. Buradan suç duyurusunda bulunuyorum. Bu otopark işi yanlıştır. Buralardan alınan paralar kimin cebine gidiyor? Okula bir şey yapılmıyor da! Müdürler kendilerine oda yaptırma ve lüks arabalara binme yarışı içerisindeler. Çoğunun odası Sayın Valimiz Hasan Basri GÜZELOĞLU"nun odasından daha derili, daha güzel! Valim Samsunlu değil. Çalışmaları ortada. Siz Samsunlu sayın müdürlerim. Ne yapıyorsunuz Samsun için. Eğitim için. Sizin yatacak yeriniz yok. Sayın valim çok merhametli birisidir ki size bir şey yapmıyor. Başka birisi olsa sizi okula değil Samsun"a bile sokmaz. Niye buraya geçtik. Valimin öncülüğünde yapılan güzellikleri anlatırken gözümün önüne gelen çirkinliklere dokunmadan edemedim. Ne yapayım? Geçende Namık Kemal Lisesi"ne arabamla gireyim, Yusuf Hocamı bir göreyim, dedim. Ne mümkün! Laftan anlamayan kişi hayır, diyor para vereceksin! Ben öğretmenim ve hocamı göreceğim, dedim. Kaba davrandı. Yerimde dar görüşlü biri olsa kavga çıkardı. Gazeteler "park kavgası" diye manşet atarlardı. Kaç lira verelim? 4 lira. Al şu üç lirayı. Olmaz. Zorla verdim. Gazetede yazarım seni bak dedim. Biraz tırstı. Zorla kabul etti 3 lirayı. Fişi getirdi peşimden bu korkuyla. Yarım saate 3 lira. Bu nasıl iştir? Sayın yetkililerim bu yaraya neşteri kim vuracak? Bekliyorum. Bu kadar para alan okulların başarıları ortadadır. Onların dertleri başarı değil, parayı paylaşımdır maalesef!

TEŞEKKÜR

   Bu güzel etkinliği yapanlara teşekküre geldi sıra. Proje yürütme kurulu üyelerine teşekkür ediyorum. Mustafa POLAT, Adem İCİ, Murat ŞENOĞLU, Murat ÖZTÜRK, A. Kemal ÖZBİŞİRİCİ… ve adını yazamadıklarım hepsine teşekkür ediyorum. Eğitim neferlerisiniz siz. Kampa katkı sağlayanlar İl Millî Eğt. Md. V. Hülya ERTÜRK KOÇ, Davut NUMANOĞLU, Haluk MELEKOĞLU, Tahsin NAS, Davut ERİŞGİN, kaymakamlar, bürokratlar ve adını yazamadıklarım hepsi çok güzel bir işe katkı sağlamıştır. İmkânlarını bu etkinliğe kapatmayan, destek olan Bld. Başkanımız Yusuf Ziya YILMAZ"a da teşekkür ederim.

   Kendi arabasıyla Tekkeköy"e gidip orada ebru kursu veren Ahmet Hamdi KAMA"ya, Tuzaklı"dan etkinliğe öğrencileriyle katılan idareci bacanağım Cemil MIRIK"a teşekkür ederim. Öğrencilerin başında gelip onlara anne baba olan idarecilere, izci liderlerine, hepsine teşekkür ederim. Burada hepsinin adını yazamadığım için çok üzgünüm. Söz veriyorum. Valim kitap yazdırırsa orada teker teker adlarınızı ve kampa katkılarınızı yazacağım.

   Bir not: Öğretmenler burada ayrılan ödenekten hiçbir maddi fayda temin edememişlerdir. Hatta kendi ceplerinden para harcamışlardır. Öğretmenler özverili olmalıdır. Öyledirler de. Ancak biraz da başkaları özveri gösterse de şu öğretmenlerimi bir düşünüverse. Nedir? Ek ders verilemezmiş. Kanuna aykırıymış. Kanunu koyan biz değil miyiz? Her kurum kendi çalışanını düşünürken öğretmenimi düşünen yok maalesef. Ümidimi yitirmedim. Kapanışta öğretmenlerime şapka dışında örneğin bir dizüstü bilgisayar hediye edilebilir. Bunu kim yapacak? Tabii ki zengin iş adamlarımız. Sayın Valimiz Hasan Basri GÜZELOĞLU"nun telefon etmesine bile gerek kalmadan zenginler sıraya girip biz verelim yarışına girmelidirler. Onlara da bu yakışır. Her şeyi de valim mi düşünsün? İdareciliği kolay iş mi zannediyorsunuz? Tanıdığım mütevazı zenginlerden Mustafa YEŞİLYURT iki dizüstü hediye edebilir buraya. Buradan kendisine valimin izniyle ben sesleniyorum. 20 Ağustosta bilgisayar hazır olsun hocam! Bu isteğimiz de önemlidir ve gerçekleşirse bu yemek tadından yenmez o zaman. Zenginler bekliyoruz ilginizi. Valimize ulaşın bir yarışın bakalım ramazan öncesi. Göreyim sizi!

BÜYÜK TEŞEKKÜR

   Teşekkürün en büyüğünü fazlasıyla Sayın Valimiz Hasan Basri GÜZELOĞLU hak etmiştir. O kadar yoğun işinin arasına bu işi de sıkıştırıp alnının akıyla başarmıştır. Sağ olun Sayın Valim! Gurur duyuyorum sizinle. Başka şehirler kıskansın. Edebiyata, sanata ve eğitime katkılarınızın devamını diliyorum. Allah sıhhat, afiyet ve güç versin. İşe yaramaz adamların ömründen, gücünden ve parasından Allah alsın size versin. Siz bu güzellikleri çok güzel bir şekilde evlatlarınız saydığınız Samsunlular için kullanırsınız. Sayın Valim sağ olun! Var olun!   

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
İsa Abanoz Arşivi
SON YAZILAR