SAMSUN İÇİN YAPILACAK ÇOK ŞEY VAR

Mehmet Ali Coşkuner

Samsun, Karadeniz’in gözbebeği; tarihiyle, doğasıyla, kültürüyle Türkiye’nin en özel şehirlerinden biri.

Fakat bu kadim şehir sadece geçmişin hatıralarına sığınarak değil, geleceği inşa ederek de var olmalı.

Samsun için yapılması gerekenler, aslında bu şehrin potansiyelini tanımaktan ve doğru adımlar atmaktan geçiyor.

Tarihin bize emanet ettiği değerleri yaşatmak, Samsun’un kimliğini korumak adına bir zorunluluk.

Bandırma Vapuru ve Gazi Müzesi gibi milli mücadelenin mihenk taşları olan yapılar, yalnızca anıtsal değil, aynı zamanda eğitimsel işlevi olan merkezler haline getirilmeli.

Bu alanlarda gençlerimize tarih bilinci aşılayacak, modern teknolojilerle zenginleştirilmiş etkileşimli sergiler kurulmalı.

Kent Müzesi ve Onur Anıtı gibi simgelerin çevresi ise daha düzenli ve çekici hale getirilerek hem halkın hem de turistlerin uğrak noktası olmalı.

Samsun’un en büyük hazinelerinden biri doğasıdır.

Şahinkaya Kanyonu, Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti, Kabaceviz Şelaleleri gibi doğal güzellikler yalnızca korunmakla kalmamalı, aynı zamanda sürdürülebilir turizm anlayışıyla gelecek kuşaklara aktarılmalı.

Bu noktada doğaya zarar vermeyen, bilinçli eko-turizm projeleri desteklenmeli.

Örneğin Kızılırmak Deltası’nda kuş gözlem evlerinin sayısı artırılabilir, Amisos Tepesi’ne çıkış için kullanılan teleferik hattı daha modern hale getirilerek şehre gelen herkesin bu manzarayı görmesi sağlanabilir.

Samsun sahilleri, özellikle Atakum bölgesi, Karadeniz’in en uzun ve en canlı kıyı şeritlerinden birine sahiptir.

Ne var ki plansız yapılaşma, sahil şeridini tehdit ediyor.

Buralar sadece yazlık eğlencelerin değil, dört mevsim halkın nefes aldığı alanlar olarak planlanmalı.

Yürüyüş yolları, bisiklet parkurları, çocuk oyun alanları ve spor tesisleriyle donatılmış yaşam alanları artırılmalı.

Batı Park ve Doğu Park gibi mevcut alanlar daha etkin kullanılmalı, kültürel ve sanatsal aktivitelerle canlandırılmalı.

Şehir sadece manzarasıyla değil, mutfağıyla da anılmalı.

Bafra pidesi, kağıtta hamsi, baklalı sarma gibi Samsun’a özgü lezzetler bir gastronomi haritası altında birleştirilerek turizme entegre edilmeli.

Bu yöresel tatların markalaşması artırılmalı, Samsun mutfağı ulusal ve uluslararası düzeyde daha çok tanınır hale getirilmeli.

Kültürel alanda Samsun’un elinde büyük bir fırsat var.

Atatürk Kültür Merkezi ve Devlet Opera ve Balesi gibi kurumlar sayesinde şehir, Karadeniz’in kültür başkenti olma yolunda önemli bir avantaja sahip.

Bu avantaj daha çok sanatsal etkinlikle desteklenmeli, ulusal festivaller, tiyatro günleri, edebiyat buluşmaları Samsun’u bir cazibe merkezine dönüştürebilir.

Samsun’un yaylaları, dağları, kanyonları ve deltaları spor turizmi açısından da büyük bir potansiyel barındırıyor.

Özellikle Akdağ ve Nebiyan dağlarında kış turizmi ve doğa sporları için ciddi yatırımlar yapılmalı.

Doğa yürüyüşleri, kamp alanları, dağ bisikleti rotaları gibi altyapılar geliştirilerek bu bölgeler yalnızca hafta sonu kaçamaklarının değil, ulusal çapta doğa sporları organizasyonlarının da merkezi olabilir.

Kısacası, Samsun’un yapacak çok işi var ama potansiyeli her şeyin üstünde.

Bu şehir, geçmişin onuruyla geleceğe yürümek için gerekli bütün değerlere sahip.

Yapılması gereken tek şey; Samsun’u sevmek, anlamak ve bu topraklara değer katacak iradeyi ortaya koymak.

Çünkü Samsun sadece bir şehir değil, Cumhuriyet’in doğduğu yer; köklerinden güç alarak göğe yükselebilecek bir değer.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.