HAYATTAKİ EN BÜYÜK SERVET DOSTLUK

Mehmet Ali Coşkuner

8 Eylül sabahı hayatımda hiç unutamayacağım bir sınavla karşılaştım.

Evde otururken birden giren dayanılmaz bir ağrı ve ardından başıma vuran şiddetli sancı ile kalp krizi geçirdiğimden şüphelendim.

O anda nefes almanın ne demek olduğunu iliklerime kadar hissettim.

Zaman kaybetmeden dostum Naci’yi aradım. “Herhalde kalp krizi geçiriyorum, ambulans çağır, kapıyı açık bırakıyorum” dedim.

Naci’nin hızlıca yetişmesi ve beni hastaneye götürmesi, belki de hâlâ nefes alıyor olmamın en büyük sebebi oldu.

Hastaneye ulaştığımda acil müdahaleler başladı, ama ben bir yandan da durumun ciddiyetinin farkına varıyordum.

İşte o anda yıllardır gazetesinde bu köşede yazılar yazdığım, televizyon programlarında birlikte olduğum dostluğunu her daim hissettiğim Adnan Bahadır’ın haberdar edilmesini istedim.

Çünkü Adnan abiyi tanıyanlar bilir; o, dostları için dakika kaybetmeden harekete geçen bir insandır.

Ve öyle de oldu.

Haberi alır almaz, devreye girdi, doktorlarla görüştü, süreci anbean takip etti.

Yanıma gelip "biz buradayız, merak etme" dedi.

Ben dayanılmaz acı içindeyken, onun varlığı bana tarifsiz bir güven verdi.

Sanki üzerimden büyük bir yük kalkmış, ruhum biraz olsun rahatlamıştı.

Çünkü biliyordum ki Adnan abi devredeyse, işler asla savsaklanmaz, hiçbir detay gözden kaçmazdı.

Öyle de oldu.

Yapılan anjiyo sonucu 5 damarım tıkalı çıktı, doktorlar acil ameliyat kararı verdi.

O gün sadece Adnan abi değil, haberi olan birçok dostum yanımda oldu.

Naci’nin fedakârlığı, Halim’in desteği, İskender’in telaşı, Tamer abinin sahiplenmesi, Semih’in gayreti…

Hepsi bir araya gelince insan anlıyor ki; dostluk, aslında en büyük servet.

Hastalık, ölüm riski, belirsizlik gibi en zor anlarda yanınızda kimlerin durduğunu görmek, hayatın gerçek değerini ortaya koyuyor.

Bugün hâlâ nefes alabiliyorsam, şüphesiz bu Rabbimin takdiri ve hekimlerin gayretinin bir sonucudur.

Ama ruhen ayakta kalmamı sağlayan şey, dostlarımın manevi desteği oldu.

O anlarda bir kez daha gördüm ki para, makam, mevki gelip geçici; fakat dost biriktirmek kalıcı.

Bu satırları yazarken, hem teşekkür etmek hem de bir hakikati hatırlatmak istiyorum.

Hayatta en büyük servet, gerçek dostlara sahip olmaktır.

Başta Adnan abi olmak üzere, yanımda olan tüm dostlarıma minnettarım.

Şimdi bir çok şeyin farkına daha iyi vardım.

Bu arada Adnan abinin web tv programımızda anlattığı gibi ameliyat olmayı kabul etmedim. Başta doktorların uyarısına, ailemin tamamının, o an yanımda olan bütün dostlarımın ısrarına rağmen ameliyatı kabul etmedim. Nedeni ise ameliyat denilince hemen karar vermek istemedim ve bir an önce hastaneden ayrılmak istedim. 2 gün sonra tekrar anjiyo oldum. Yapılan 2. anjiyo da daralma olan 5 damarımdan yüzde 70 80 tıkalı olan 4 damarım stend ve balon ile açıldı. Yüzde 95 tıkalı olan damar açılamadı. Şimdilik iyiyim. Ama zorlu bir sınav verdiğimin de farkındayım.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.