BİOKÜTLE ENERJİ SANTRALİ

Mehmet Ali Coşkuner

Biyokütle enerji santrali son zamanlarda Samsun gündeminde yer alıyor. Çarşamba Eğercili mevkiinde biyokütle enerjisi santrali yapılmasına verilen tepkiler devam ederken, bende günlerdir takip ettiğim bu konuyu iyice araştırdım. Aslında bu konuyu haberleri ile gerek gazetemiz DENGE ,köşe yazıları ile gerekse de gazetemiz imtiyaz sahibi Adnan Bahadır bey doğru şekilde aydınlatmaya çalışıyor.

Bende kaynaklara dayanarak ülkemizdeki enerji üretimi konusunda sizlere genel bir bilgi vermek istedim. 

Ülkemizi enerji üretim profili yüksek oranda fosil yakıtlara; doğalgaz ve kömüre, dayandığı için iyi şekilde gelişmekte olan bir ülke olarak kabul edebiliriz . Kömür ve doğalgaz, enerji üretiminde sırasıyla %30 ve %42’lik oranlara sahip olmaktadır. Doğalgazı, ülke olarak başlıca Rusya, Katar ve İran gibi ülkelerden ithal etmekteyiz. Türk elektrik piyasası fosil yakıtlar üzerinden ilerlese de Türkiye’de sadece düşük kalorili linyit çıkarılabilmektedir. Yüksek miktarlarda çıkarılsa bile linyit kömürü 3.000-3.500 kcal gibi düşük kalorilerde olmaktadır. Bu kömürün yakıt olarak kullanılması durumu yüksek sülfür ve kül kaynaklı çevre problemlerine yol açmaktadır. Türkiye enerji üretiminin %21’i hidroelektrik santrallerinden kaynaklandığı için diğer kalan yenilenebilir enerjiler sadece %7-9 gibi bir oranı kapsamaktadır. Hükümet 2030 yılı sonunda toplam enerji üretiminin %40’nı yenilenebilir enerji kaynaklarından üretmeyi planlamaktadır.

Artan endüstri ve nüfus hem enerji hem de yiyecek talebini getirmektedir. İkisi farklı ve bağımsız konular gibi gözükse de, biyokütleden enerji üretimi konusunda yolları kesişmektedir. Yiyecek ihtiyacı endüstriyel tarım ve hayvancılığın gelişmesine ve bu sebeple de bazı bölgelerde ciddi bir atık oluşumuna neden olmaktadır. Bu atıkların çevresel problem yaratılmadan bertarafı, tarım alanlarının ve halk sağlığının korunması ile birlikte ciddi bir meseledir. Bu durumda biyokütleden enerji üretimi, sürdürülebilir enerji üretimi ve sürdürülebilir çevre için mükemmel bir çözüm olarak ortaya çıkmaktadır.

Biyokütle enerji tesisleri doğaları gereği çevrenin korunması için önemli bir rol oynarlar. Çevresel kirlenmenin ana kaynakları evsel atık, hayvancılık kaynaklı dışkı ve tarım ve endüstri kaynaklı organik atıklar olduğun için, biyokütle enerji santralleri atıkların bertaraf edilmesi için çok kritik rol oynamaktadırlar. Enerji üretimi ve atık bertarafı yanında üretilen gübre ve toprak düzenleyiciler ise sürdürülebilir çevrenin ve doğal su kaynaklarının korunması için büyük önem taşımaktadır.

Türkiye hayvancılık ve tarım bakımından yüksek potansiyele sahip, gelişmekte olan bir ülkedir. Bu durumda biyokütlenin çeşitliliği ve varlığı konusunda Türkiye’yi çok iyi bir pazar haline getirmektedir. Türkiye’nin biyokütle potansiyeli yüksek olmakla beraber kullanım oranı ise halen çok azdır.

Hükümetin sürdürülebilir çevre ve tarım politikaları başta hayvancılar olmak üzere atık üreticileri için bir baskı oluşturmaktadır. Biyokütle enerji santralleri atık bertarafı için en uygun çözüm olarak görünmektedir. Hükümet MWh üretim başına 133$ gibi yüksek alım bedeli vererek bu yatırımları cazip hale getirmiştir. Ayrıca biyokütle enerji santralleri yan ürünler üreterek ek gelir elde edebilmektedir.

Atık bertarafı yaptıkları için biyokütle projeleri diğer yenilenebilir enerji projelerine kıyasla ciddi miktarlarda karbon emisyonu azaltımı geliri elde etmektedir. Bunlarla birlikte, sadece biyokütle projeleri için verilen desteklerde bulunmaktadır. Bütün bu avantajlar üst üste eklendiğinde biyokütle enerji yatırımları diğer yenilenebilir enerji yatırımları içinde en avantajlı yatırım olarak öne çıkmaktadır.

Çarşamba da kurulmaya başlayan biokütle enerji santrali gerekli yasal izinlerini almış, Ağustos 2020 de faaliyete geçeçeği gibi şimdiden çiftçilerden bitkisel atıkların satın almasına başlamış, çalışmaya başladığında  27MW e gücündeki tesis, yılda 250 bin ton zirai ve ormansal atık tüketecek ve yaklaşık 200 milyon kWh yenilenebilir elektrik enerjisi üretirken  400 kişiye iş imkanı ile tesis enerji üretimi sağlayacak.

Sonuç olarak santral kurulumu başlamıştır. Bundan sonra yapılması gereken santralin verilen izinlere göre çalışması ve denetlenmesidir. Yatırımcı firma bu konuda sonuna kadar açık olduğunu ilk gün itibarı ile her fırsatta dile getirmektedir. 

Bize de düşün bu saatten sonra bağcıyı dövmek yerine üzümü yemek olmalıdır. Tabi ki bu üzüm fırsatçıların anladığı değil, kişisel ikbale dayalı olmayan millete dayalı olan iş ve aş üzümüdür.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (12)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.