SP Hastası Olan Kızını Anlattı...

SP Hastası Olan Kızını Anlattı...
Ceyda Düvenci, SP hastası kızı Melisa'yı anlattı.

SAMSUN İş Kadınları Derneği tarafından 'Hayata imza atan kadınlar' konulu etkinliğe katılan oyuncu ve televizyon programcısı Ceyda Düvenci, Serebral Palsi (SP-beyin felci) hastası kızı Melisa’nın doğumu sonrasında yaşadığı süreci anlatarak, "Çok zor, çok ağlıyorum, ağlıyorsunuz. Ama ben ‘Neden Melisa böyle’ diye ağlamıyorum. Bana bir şey olursa ne olura ağlıyorum" dedi. 

Samsun İş Kadınları Derneği tarafından ‘Hayata imza atan kadınlar’ konulu etkinlik gerçekleştirildi. Büyükşehir Belediyesi Sanat Merkezi’nde düzenlenen etkinliğe oyuncusu ve televizyon programcısı Ceyda Düvenci, oyuncu ve yazar Şermin Çarkacı, yazar Suzan Mumcu konuşmacı olarak katıldı. Konuşmasını yapmak üzere sahneye çıkan Düvenci, ilk önce salonda bulunanların kendisi ile merak ettiklerini sordu. Bir katılımcı Düvenci’den Serebral Palsi hastası kızı Melisa’nın doğumu sonrasında yaşadığı süreci ve hislerini anlatmasını istedi. Düvenci, 'ahlamak, vahlamak, neden biz, neden ben, ne olacak' sözlerinin sadece zaman kaybı olduğunu belirterek, “Hemen harekete geçmek lazım. Bizim evimizde hiçbir zaman negatif bir durum olmadı hep pozitif oldu. Çok zor, çok ağlıyorum, ağlıyorsunuz. Ama ben ‘Neden Melisa böyle’ diye ağlamıyorum. Bana bir şey olursa ne olura ağlıyorum. Ama B planımı oluşturuyorum. Melisa’nın bir sağlık dosyası var, evimizde bilgisayarımda, güvendiğimin bir arkadaşımın evinde. Kardeşim dediğim birkaç kişi Melisa’nın bütün bu sürecini biliyor” dedi.

Düvenci sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Türk annelerin en çok yaptığı hata, özümüzde zaten en iyisi olduğumuz için, komşu ne der, anne babamız ne der, aman boyunlarını eğdirmeyelim, sokakta dik yürüsünler duygusuyla bütün isteklerimizi, heyecanlarımızı bastırdığımız için bunlar zaman geçtikçe mutsuzluk olarak maalesef geri döndüğü için anneliğimizde de ister istemez bu oluşuyor. Hep kalıplarımızın dışına sokmak istiyoruz çocuklarımızı. Belli okullarda okusun, belli kıyafetleri giysin, belli organizasyonlara katılsın, belli başlı şeyleri yapsın ki topluma kazandıralım ve farklılıkları eksiklikleri büyük yüz kızartıcı gibi. Aslında artık bence anneler de bu azalmaya başladı. Ama her çocuğun eksiklikleri de fazlalıkları da kendi hayatı için bir artıdır ve bunlar onun sürprizleridir, gerçek hayatıdır. Sizler sadece ancak anne olarak onların farklılıklarına, eksikliklerine ve fazlalıklarına uyum sağlamak için görevlisiniz. Burada yanlış yola girilen şey çocukların kendine has özelliklerini toplumun gerçekliğine göre uyarlamaya çalışıp, değiştirmeye çalıştığımız yerde başlıyor." 

KENDİNE HAS ÇOCUKLAR YETİŞTİRMELİYİZ

Özel ihtiyaç sahibi çocuğu olan ailelerin ‘Zaten hayatında bir mücadelesi var. O mücadeleden arta kalan zamanlarda gerçekten keyif aldığı şeyleri yapsın ki haz hissetsin’ düşüncesinde olduklarını diye getiren Düvenci, "Ben bunu her katıldığım söyleşide söylüyorum. Özel ihtiyaç sahibi çocuğunuz olmak zorunda değil, çocuğunuz en sağlıklı çocuk bile olsa gerçekten haz aldığı şeyleri yapmasına izin verin. Ne olur kendi çocukluğunuzda, gençliğinizde, kadınlığınızın içinde yapamadığınız yaşayamadığınız, engellendiğiniz şeyleri çocuğunuzda tamamlamayın. O zaman onlar için gerçekten hem hayal kırıklığı oluyor hem de bizden birer küçük birey yetiştirmiş oluyoruz, bu hiç iyi bir şey olmuyor. Kendine has kendine münhasır çocuklar yetiştirmek çok kıymetli. Bence çağımızdaki bütün çocuklar içinde bir yerlerde çok yaratıcı ve sanatçı doğuyor. Biraz izin vermek lazım diye düşünüyorum" diye konuştu. DHA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.