Plastik kirliliğinin zararlarına odaklanılacak

Plastik kirliliğinin zararlarına odaklanılacak
Dünyada her yıl üretilen 400 milyon tondan fazla plastiğin büyük kısmı geri dönüştürülemeyip doğaya karışırken bu duruma dikkat çekmek amacıyla Dünya Çevre Günü'nde bu yılki etkinliklerde plastik kirliliğinin zararları üzerine odaklanılacak.

Birleşmiş Milletler (BM), çevre sorunları hakkında farkındalık yaratmak amacıyla, 1972 yılında İsveç'in başkenti Stockholm'de düzenlenen Çevre Konferansı'nda aldığı kararla, 5 Haziran'ı "Dünya Çevre Günü" kabul etti. Her yıl farklı bir tema ve sloganın seçildiği Dünya Çevre Günü kapsamında bu yılki etkinlikler "plastik kirliliğine çözümler" (solutions to plastic pollution) teması ve "plastik kirliliğine son ver" (beat plastic pollution) sloganıyla gerçekleştiriliyor. BM verilerine göre 1950'den günümüze 9,2 milyar ton plastik üretildi ve bu üretim sonucunda 6,9 milyar ton plastik atık ortaya çıktı. Yarısı tek kullanımlık olmak üzere, dünyada her yıl üretilen 400 milyon tondan fazla plastiğin yüzde 12’si yakılıyor, yüzde 10’undan daha azı geri dönüştürülebiliyor ve kalan atıklar doğaya karışırken 19 ila 23 milyon tonu denizlere, nehirlere ve göllere dökülüyor. Araştırmalar, hükümetlerin ve şirketlerin gerekli önlemi almaları halinde, 2040 yılına gelindiğinde plastik kirliliğinin yüzde 80 oranında azaltılabileceğini, tek kullanımlık plastiklerin önüne geçilmesi halinde de 4,5 trilyon dolar tasarruf edilebileceğini gösteriyor. Yıldız Teknik Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Güleda Engin, uzun molekül zincirli polimerlerden üretilen sentetik bir malzeme olarak tanımladığı plastiğin, çok yönlü, dayanıklı, düşük maliyetli ve nispeten kolay üretilmesi nedeniyle hem üreticiler hem de tüketiciler tarafından yaygın olarak kullanıldığını söyledi. Plastik atıkların, biyolojik olarak parçalanamadığı ve bu nedenle de tabiat için tehdit oluşturduğunu belirten Engin, "Doğal olarak parçalanma süreçleri çok uzun. Plastik atıklar uygun şekilde yönetilemediği için çevrede birikerek ekosistemlere zarar veriyor. Deniz hayvanları, özellikle parçalanmış mikroplastik dediğimiz plastik parçacıkları yiyecek zannederek bünyelerine alıyor. Bu şekilde de besin zinciri aracılığıyla bize ulaşıyor. İnsan kanında ve akciğerlerde plastik bulunduğuna dair pek çok haber mevcut." diye konuştu. Doğada bozulmaya başlayan plastiklerin toksik kimyasallar salarak toprağı kirlettiğine, bu durumun da bitkilerin büyümesini ve tarımsal verimliliği olumsuz etkilediğine değinen Engin, toprak kompozisyonunun değişmesiyle biyolojik çeşitliliğin ve türler arası etkileşimin de zarar görebileceğini kaydetti.

"Karar vericiler net hedefler koymalı"
Engin, plastik kullanımının artarak devam etmesi durumunda karşılaşılabilecek risklere ilişkin şu uyarıları yaptı: "Önümüzdeki on yıllarda plastikler, atık yönetiminde ve atıkların bertaraf edilmesinde büyük zorluklara yol açabilir. Ayrıca, mevcut altyapıyı da zorlar. Çöp depolama sahalarından bahsediyoruz, bunların yakılması neticesinde daha fazla toksik madde yayılıyor. Böylelikle çevresel bozulmalar artar ve biyolojik çeşitlilik etkilenir. Plastikler, fosil yakıtlardan üretiliyor, bu da kaynaklarımızın tükenmesi anlamına geliyor. Bu etkilerin azaltılması için de muhtemelen daha sürdürülebilir alternatif önceliklere yer verilmesi gerekiyor." Engin, plastik kullanımının önüne geçilmesindeki sorumluluğun karar vericilere düştüğünü, öncelikle tek kullanımlık plastiklerin üretiminin ve tüketiminin azaltılması için karar vericilerin net hedefler koyması gerektiğini vurguladı. Plastik üretiminin ve tüketiminin azaltılması için bireysel ve toplumsal tedbirler alınabileceğini, plastik yerine alternatif sürdürülebilir malzemelerin teşvikinin sağlanabileceğini anlatan Engin, "Biyolojik olarak parçalanabilen malzemelerin üretilmesi, kompostlanabilir ambalajların kullanılması, tekrar tekrar kullanılabilir ürünlerin tercih edilmesi, bu alandaki araştırmaların TÜBİTAK gibi kuruluşlar vasıtasıyla desteklenmesi, plastiklerin yerini alabilecek daha yenilikçi malzemelerin, teknolojilerin uygulamaya konması uygun olacaktır. Toplumun farkındalığının artırılması çok önemli, dolayısıyla eğitimler verilmesi, kamu spotu gibi programlarla bu plastiklerin zararlarının anlatılması gerekiyor." değerlendirmesini yaptı.

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.