ÇAPULCU DEDİLER AMA HIRSIZ DİYEMİYORLAR

ÇAPULCU DEDİLER AMA HIRSIZ DİYEMİYORLAR

Cumhuriyet Halk Partisi Samsun İl Başkanı Av. Tufan Akcagöz, bundan dört yıl evvel, İstanbul Gezi Parkı'nda ağaçların kesilmesi ile başlayan ve 7 yurttaşın ölümüyle ve onlarcasının yaralanmasıyla sonuçlanan Gezi olaylarının yıl dönümünde, hayatını kaybeden vatandaşları andı.

Gezi olaylarının, İstanbul'da başlamasına rağmen, Samsun da içinde olmak üzere bir çok Anadolu kentinde yankı bulduğunu ifade eden Akcagöz, " 31  Mayıs 2013 tarihinde, yani bundan dört yıl önce Gezi Parkı'na Topçu Kışlası yapılması gündeme gelmiş ve tamamen örgütsüz bir şekilde ama aynı ortak çevre duyarlılığı ile kitleler bir araya gelmişti. O geceden itibaren, Taksim Gezi Parkı'nda nöbet tutan ve ağaçların kesilmesine karşı duruş gösteren vatandaşlara yönelik tutum, basit bir demokratik tepkinin, kitlelerin destek verdiği bir toplumsal olay haline gelmesine sebebiyet vermişti. Polis müdahalesi sonucu, bir çok insan yaralandı ve bir çoğu da hayatını kaybetti. Böyle olmayabilirdi. Hükümet, bu kadar sert bir tepki ile yaklaşmayabilir, silahsız bir demokratik eylemin yatışmasını beklenebilirdi. Bunu yapmadılar ve insanların üzerine Toma ile mavzer ile gidildi. Sonuçta istenmeyen olaylar gerçekleşti diye lanse ediliyor ama olaylar sonucunda ortaya çıkan tablo, Türk siyasi tarihi açısından önemli olaylar sıralamasında yerini almıştır. Topçu Kışlası’nın yeniden inşa edilerek AVM’ye dönüştürülmesi ve Gezi Parkı’nın ev sahipliği yaptığı ağaçlarla birlikte yok edilmesine karşı başlatılan direniş, günler içerisinde ülkenin her bir köşesine yayılarak hükümetin özgürlük, insan hakları ve özel yaşama müdahalesine karşı haklı bir eyleme dönüştü. Nazım Hikmet'in yıllar önce söylediği gibi, 'Bir ağaç kesildi, bir millet uyandı' Gezi olaylarına nefretle bakanlar ve aradan geçen dört yılın içinde bu olayların bir takım farklı yapıların tazyik ve desteklemesi ile ortaya çıktığını ileri sürenlerin, demokratik ve barışçıl bir hakkın kullanılmasının ne demek olduğunu algılayamamış olmaları, ülkenin demokratik seyri açısından üzüntü vericidir. " dedi.Samsun'da da, Gezi olaylarını takip eden süreçte bir çok gencin, ellerinde pankartlar, 'Her yer Taksim, her yer direniş' diye haykırarak bu eyleme destek verdiğini dile getiren Tufan Akcagöz, " Bu olayların simge isimleri oldu. Kırmızılı kadın bunlardan biridir. Elinizi uzatsanız dokunma mesafesinde olan bir kadına biber gazı sıktılar. TOMA'lar ile masum vatandaşların üzerine gidildi. Ciddi yaralanmalar gerçekleşti. Camide bira içtiler yalanlarına şahit olduk. Baş örtülü bacımıza saldırdılar yalanlarını, pervasızca söylediler. Aradan dört yıl geçti, hani saldıranlar nerede? Camide bira içtiler yalanını boşa çıkaran, Allah var yalan söyleyemem, kimse camide bira filan içmedi diyen İmam'ı sürdüler. Beşiktaş Futbol takımının taraftar grubu Çarşı, organize suç örgütü diye yargılandı. Bu vesile ile 2016-2017 yılı futbol sezonu şampiyonu Beşiktaş'ı ve taraftar grubu Çarşı'yı yürekten kutluyorum. Bunların hepsi, tarihe nakşolmuş hadiselerdir. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, sizi istesek bir kaşık suda boğarız goygoyculuğu yaptı. Bundan cesaret alan bir çok sivil, masum halka palalarla, silahlarla saldırdı. Hakkını arayan insanlara, çapulcu yakıştırması yapıldı. Hakkını aramak, demokratik tepki göstermek çapulculuk ise bunda gocunacak bir şey yok, hepimiz çapulcuyuz. Çok şükür, hırsız değiliz, yolsuzluk yapmadık, yetim hakkı yemedik. Yine bu süreçte Anti-kapitalist müslümanlar, Taksim'de hutbe okuyup Cuma namazı kıldılar. Gezi olayları, bir kesimin, bir siyasi partinin işi değil, aksine toplumun muhalif ve duyarlı kesimlerinin, ortak ve haklı demokratik tepkilerinden ibaretti. O günlere Samsun'da idim. Samsun'da aralarında hukukçuların da olduğu bir genç grup, hukuka aykırı bir şekilde Yaşar Doğu Spor Salonu'nda toplanmıştı. Sabaha kadar orada tutuldular. Yaşı daha küçük olanlar, çocuk şubede sorgulandı. Başından sonuna kadar, bu süreci takip ettik. Şimdi aradan dört yıl geçtikten sonra diyebiliriz ki, her kim ki demokratik bir tepkiden korkar, demokrasiye inanmadığı gibi, bir açığının ortaya çıkacağı endişesini taşımaktadır. 77 ilde 603 eylemle destek verilen gezi direnişinde 12.000 polis görev aldı. 4.500'ün üzerinde gözaltı yapıldı, en az 75 kişi tutuklandı. 11 kişi gözünü kaybetti, 100 kişi kafa travmasına uğradı, 59’u ağır 7822 kişi yaralandı. Berkin Elvan, Ali İsmail Korkmaz, Ahmet Atakan, Ethem Sarısülük, Mehmet Ayvalıtaş, Medeni Yıldırım ve Hasan Ferit Gedik hayata veda etti. Polis, eylemleri durdurmak için binlerce gaz bombası kullandı. O gün olduğu gibi bugün de, ülkenin demokratik yapısını ve yurttaşların demokratik muhalefet haklarını savunmaya devam edeceğiz. Ölen çocuklara rahmet diliyorum ve anıları önünde saygıyla eğiliyorum. Onların adını her duyduğumuzda yüreğimiz, ilk günkü gibi sızlamaya devam edecek. Ali İsmail'in, 'Vurmayın, ölüyorum' diye haykırışını her gün içimizde sıcak tutacağız, ki bu ülke kendi çocuklarına kıymaktan vazgeçene kadar, demokratik mücadelemizi sürdüreceğiz. " diye konuştu. 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.