VERİLEN ZAM DAHA İLK 2 AYDA TÜKENMİŞTİR

Demir" Bu yılın ilk 2 ayının bitiminde çalışanlarımızın ne kadar kayba uğradığı yavaş yavaş ortaya çıkmaktadır.
Şubat ayı enflasyon oranı % 0,43 olarak açıklanmış ve 2 aylık enflasyon şimdiden % 2,42 olarak gerçekleşmiştir.
Bir çalışanın insan onuruna uygun bir şekilde görevini sürdürmesi ve sosyal hayatta yerini alabilmesi için “yoksulluk sınırı” olarak belirtilen rakam ise 1894 lira 89 kuruş olmuştur. Bir insanın yaşamını sürdürebileceği değer olan “Açlık sınırı” ise 1460 lira 43 kuruş olmuştur.
Mesela dört kişilik bir ailenin insan onuruna yaraşır bir biçimde yaşayabileceği rakam olan “Asgari Geçim Haddi” bir yılda yaklaşık % 8 artarak 3 bin 818 lira 19 kuruşa yükselmiştir.
Ülkede siyasi gerginliklerin artması ve ortaya çıkan ekonomik belirsizlik karşısında Türk lirası değer kaybetmekte, olan çalışanlara olmaktadır.
İşin Türkçesi, geçtiğimiz yıl yapılan Toplu Sözleşmede alınan yıllık zam, daha ilk 2 ayda buhar olup uçmuştur.
Bundan sonra yıl içinde maaşların alım gücünün ne kadar daha düşebileceğini kestirmemiz çok zor. Dünyanın 17. büyük ekonomisi olduğumuz iddiaları maalesef bizlerin hayatına aynı iyimserlikte yansımamaktadır.
Enflasyonun sistematik artışı, döviz kurundaki dalgalanmalar, Türk lirasının değer kaybetmesi gibi etkenler ile hayat pahalılığı artmaktadır.
Ailesini geçindirmek, ocağını tüttürmek durumunda olan çalışanlarımızın sırtındaki yük, her geçen gün daha da artmaktadır.
Sağlıkta katkı payları, ilaç paraları cebimize olumsuz yansımaktadır. Vergilere yapılan artışlar bize verilen zamdan bile daha yüksektir. Emeklilik sorunu maalesef çözüme kavuşmamıştır. 4C'li arkadaşlarımıza kadro vaadi hayal olmuştur.
Yapılan yatırımlar televizyonlarda haberlerde gördüğümüz müteahhitleri her geçen gün daha da zenginleştirmekte, ekonomi politikaları birilerini zengin etmekte, buna rağmen bu yıl bizlerin maaşına sadece 123 lira artış yapılmıştır. Üstelik verilen bu sözde zam daha ilk 2 ayda erimiş bitmiştir.
Maalesef sadece üç oturumda, pazarlık edilmeden, sorunlar masaya getirilmeden anlaşmaya imza atılmasının faturasını biz çalışanlar ve sabit ücretliler ödeyeceğiz." ifadelerini kullandı.