Her şey ölçülü ve gayeye matuf yaratılmıştır. Her şey birbirine bağlı birbirinin parçaları gibidir. Biri öbürü için vardır, kendi menfaati için bir şey yaparken bir başka varlık için de fayda sağladığı görülmektedir. Şer gibi görünenler derinlemesine incelendiğinde yaratılışındaki kikmetler bir bir ortaya çıkmaktadır. Mesele daha iyi anlaşılması için şu örneğe bakalım.
Karga dışkısı deyip geçmeyin... Köy yerinde ikindi vakti. Çıt yok.Herkes susmuş, sessizlik konuşuyor. Zaman durdu sanki. Birden bir damlama sesi. "Şıp...Şıp!." Alt mahalledeki çeşmenin musluğu bu.Tamir edilmeli. O arada yan arsaya bir karga kondu. Tedirgin ama ürkek değil. "Gakk, gakk!" Biraz etrafı kolaçan etti. Sağa sola baktı, yere pisledi. Sonra kanatlandı, gitti. Serüven devam ediyor tabi ki. Gece bir domuz girdi o arsaya.Karganın pislediği yeri eşeledi. Domuz eşeledikçe toprağın üstündekiler alta indi. Aylar sonra bir fidan bitti orada.Karganın pislediği yerde.Yavaş yavaş büyüdü.
Dal oldu, yaprak oldu. Ve bir ağaç oldu. İncir ağacı.Karıncalar inciri sever. Önce karıncalar sardı ağacı. Sonra sinekler, sonra börtü böcekler. En son da kuşlar.
Böcekler ağacın filizlerini, meyvalarını yedi, kuşlar böcekleri. Alakargalar da incirleri. Hayvanlar alemi o ağacın çevresinde bir dünya kurmuşlardı kendilerine. Karganın pisliğiyle harcı yapılan, domuzun eşelemesiyle temeli atılan bir dünya bu. O yan arsada yaşam böyle süregiderken, bir insan çıktı ortaya.Arsayı satın almış. Önce duvarlarla çevirdi dört tarafını. Üstünü tel örgülerle sardı. Böylece domuzlar gelmez oldu. Sonra börtü böcekten şikayet etti.Etrafı zehire boğdu. Karıncalar, sinekler, böcekler bir bir öldü. Ardından onları yiyen kuşlar. Sadece bir ağaç kaldı ayakta. Hayvan mezarlığında bir incir ağacı. Tek başına. En son onu da kesti adam. Oradaki hayatı bitirdi. Bir çuval inciri yok (...) etti! İnsan denilen yaşam türünün bilimsel adı, "Homo Sapiens"dir. "Düşündüğünün üstüne düşünebilen insan" demek. O zaman düşünelim. Herkes kendisine sorsun. Çevreye, doğaya bir karganın (...) kadar katkım var mı? Sonra da kendini bu dünyada koyacağın yere koy bakalım...
Çevreyi koruma ile alâkalı Anayasa'nın ilgili maddelerini hatırlayalım. Anayasa'nın 34. Maddesine göre (Değişik: 3/10/2001-4709/13 md.):Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir. Anayasa'nın 43. Maddesine göre: Kıyılar devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Deniz, göl ve akarsu kıyılarıyla deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada kamu yararı gözetilir. Anayasa’nın 56. maddesine göre; Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir. O halde çevre bilinci önemlidir. Bütün canlıların bu dünyada yaşama hakkı vardır. Rabbimiz boşuna bir şey yaratmaktan münezzehtir.
Bir başka konu ise gene bitkiler ve hayvanlar âleminden. Zeytin ağaçlarının geleceği için karatavuk kuşlarını korumamız gerekir. Nedenini izah edelim. Yere atılan zeytin çekirdeklerinin hiçbirinin çimlenmediğini belki fark edenler olmuştur. Peki zeytin tohumları bu şekilde çimlenmiyorsa, çevremizdeki zeytin ağaçlan nasıl ortaya çıkıyor? Zeytin odununun çok sert bir yapıda olmasından ötürü zeytin içerisinde yer alan çekirdekleri de odunsu bir yapıda olur. Bu yüzden de zeytin çekirdekleri ya da tohumlarının içerisinde bulunan fideciklerin gücü, bu sert ve odunsu kabuğu kırmaya yetmez. Bundan dolayı bizler yediğimiz zeytinlerin çekirdeklerini toprağa attığımızda, o tohumlardan zeytin ağacı çıkamaz.
Peki doğal olarak bu iş nasıl gerçekleşiyor? Doğada zeytin meyvelerini en çok sevenler sadece insanlar değiller. İnsanların bu konudaki rakipleri karatavuk (Turdus merula) adı verilen küçük siyah renkli kuşlar. 24-25 cm boyunda ve simsiyah tüylerle kaplı olan ve gagaları sarı- kavuniçi renkli olan bu sevimli kuşlar zeytin meyvelerini çok severler. Bu meyveleri bir çırpıda yutan bu kuşlar kursaklarında zeytinin etli kısımlarını sindirirler.
Ancak, onlar da bizim gibi odunsu yapıda olan zeytin çekirdeklerini sindiremezler ve dışkılama yoluyla sindiremedikleri çekirdekleri dışarıya atarlar. İşte sadece bu karatavukların kursağından geçmiş olan zeytin çekirdekleri toprağa düştüğünde çimlenebilir. Çünkü karatavuk kursağındaki küçük taşlarla ve sahip olduğu kuvvetli asitlerle zeytin çekirdeklerinin odunsu kabuğu, sindirim sırasında incelir ve yumuşar. Bu yüzden de karatavuklar tarafından kabukları inceltilmiş ve yumuşatılmış çekirdekler toprağa düştüğünde çimlenebilir. Zeytinlerin gerçek dostu olan karatavuklar sahip oldukları bu özellikle bizler için çok önemli. Eğer karatavukları avlayarak neslini tüketirsek gelecek yıllarda yeni zeytin ağaçları gelişmeyecek ve karatavuklardan bir süre sonra zeytin ağaçlarının da nesli tehlike altına girecek.
Kamer Suresi 59. Ayet-i Kerime'yi hatırlayalım. Rabbimiz; " Şüphesiz biz her şeyi bir ölçüye göre yarattık" buyurmaktadır. Yani; Biz her şeyi bir ölçü, bir plân, bir nizam içinde, bolca, kolay elde edilebilecek şekilde, güçlü-kuvvetli, saygıya layık olarak yarattık anlamına da geliyor bu ayet-i celile. Kur'an'ın en güzel tefsiri kainat ayetleridir. Yerin ve göğün muhteşem yaratılmasını bilimsel olarak incelenip ortaya konmasıdır. Kur'an yerin ve astrolojinin şifrelerini ve konu başlıklarını sunmaktadır.
Akıl ve bilim ışığında bu şifreleri çözmek başlık altındaki kompozisyonu yazma görev olarak bize verilmiştir. Biz bu görevi ifa ettiğimiz sürece imanımız kemâle erecek maddi ve manevi gücü ele geçirecek, bununla beraber adil düzeni kurma başarısı elde ederek insanlığı huzura kavuşturabiliriz. Bunun dışındaki uğraşlar bizi emperyalist güçlere köle yapar. Kış uykusundan bir an önce uyanmalı, kendimize dönmeliyiz. Yol varsa budur, bilmiyorum başka bir yol.