Yatak değişti, yol yarıldı

Bir yıl önce de aynı akıbeti yaşayan yolla ilgili bilim adamlarının uyarıları ise ilgili kurumlar tarafından dikkate alınmadı.

Geçen yıl, Maçka Devlet Karayolu'nun genişletilmesi amacı ile yapılan çalışmalar sırasında dere yatağının değiştirilmesi Esiroğlu'na bağlı Işıklar Mahallesi'nin yolunun kapanmasına neden olmuştu. O günlerde görüşlerine başvurduğumuz Karadeniz Teknik Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yener Eyüboğlu, 'mevcut yolun Öğütlü Mahallesi tarafına doğru genişletilmesi gerekirken, daha zor, tehlikeli ve maliyetli olan dere yatağının değiştirilmesinin ve Işıklar Mahallesi tarafına doğru yeni dere yatağının açılmasının gelecekte çok ciddi problemlerin oluşmasına neden olacağını' vurgulamıştı. Bu haberin gazetemizde yayımlanmasından hemen sonra, kaymanın olduğu bölge yetkililer tarafından çakılla doldurulmuş ve üzeri asfaltlanarak tekrar trafiğe açılmıştı. Geçen yaklaşık 13 aylık zaman dilimi Doç. Dr. Yener Eyüboğlu'nu haklı çıkardı ve yolda meydana gelen yeni yarılmalar yolun tekrar kapanmasına neden oldu. Konu ile ilgili olarak tekrar görüştüğümüz Doç. Dr. Yener Eyüboğlu, öncelikle Türkiye'de insan hayatının çok ucuz olduğunu vurguladı ve sözlerine şöyle devam etti: “Ne yazık ki dere yataklarında bilinçsizce yapılaşma artarak devam etmekte ve doğaya meydan okunmaktadır. Geçen yıl bu yol çöktüğünde, kalıcı tedbirler almak yerine tamamen ilkel bir yöntemle çöken yer çakılla düzleştirilip üzeri asfaltlanmıştı. Geçen ay bu yol tekrar yarılmaya başladı ve bugün itibariyle yer yer 3 metreye ulaşan yarıklar oluştu. Üstelik bu yarılan yerin 5 metre uzağında bir ev var ve yetkililer hala uyumakta. Uyanmaları için illa birilerinin hayatını kaybetmesi mi, yoksa yakınlarda bir seçim mi olması gerekiyor? Ayrıca bu sadece Işıklar Mahallesi'nin değil, tüm Değirmendere Vadisi kenarındaki yerleşim ve iş yerlerinin de sorunudur. 1990 yılında büyük bir sel felaketi geçirmiş olan Değirmendere Vadisi'nde hiç şüphesiz gelecekte olabilecek yeni bir sel felaketinde yaşanabilecek can ve mal kayıplarının en büyük sorumlusu, dere yatağının yerinin doğaya uygun olarak değil de birilerinin amaçlarına uygun olarak değiştirilmesine ve dere yataklarında yerleşime onay veren yerel yönetimler olacaktır” dedi.