YAŞAMIN KOORDİNATLARI...

Sami Kesmen

İnsanlık tarihi boyunca hastalıklar, salgınlar ve türlü fiziksel acılar hep var olmuştur. Ancak her çağda, her dönemde bir hakikat sabit kalmıştır: "Ölüm değişmez bir son, hayat ise geçici bir emanettir." Tıp bilimi gelişmiş, teknolojiler ilerlemiş, ömürler belki birkaç yıl uzamış ama insanın bu dünyadaki kalıcılığı hiçbir zaman sağlanamamıştır. Çünkü ölüm, yaratılışın değişmeyen kanunudur. Tüm çabalar, bulunacak her ilaç, uygulanacak her tedavi ölümü engellemek için değil sadece hastalıkların tedavisi ve yaşam konforunun artırılması içindir.

Ölüm; ebedi hayatın başlangıcıdır. Ölüme hazırlıklı olmakgerekir. Bu da; dünyada tedbirli yaşamakla, ahirete yatırım yapmakla mümkündür. Bir insan, dünyada neye hazırlanırsa onun için çabalar. Ebedi yolculuk olan ölüme hazırlık; ancak manevî birikimle ve salih amellerle olur. İslam’ın en temel prensiplerinden biri, hayatı anlamlı kılmaktır. Ölümü sürekli hatırlayan ama hayattan da el etek çekmeyen bir bilinçle yaşamak gerekir. Hazreti Ömer’in ifadesiyle; “Hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekin.” Ölümün ne zaman geleceği belli olmadığına göre, her an ona hazırlıklı olmak gerekir. Bu hazırlık; Allah’a iman, kullukta istikamet, helâl kazanç, kul hakkına riayet, tevbe ve dua ile mümkündür.

Ölüm, insanı yok eden bir son değil; ebedi âleme geçiş kapısıdır. Bu kapıdan geçenler, dünyada ne ektilerse onu biçerler. Sadaka veren, ilim öğreten, güzel evlat yetiştiren, bir kalbi onaran, bir gözyaşını silen kişi, arkasında ebedî kazançlar bırakır. Çünkü ölüm, malları, makamları ve servetleri değil; iyilikleri ve amelleri yanında götürme anıdır. Modern insan her hastalık için çare arar ama ölüme çözüm yoktur. Çünkü ölüm çare değil, Hakk’a vuslattır. İnsana düşen görev; bu dünyada yaratılış gayesine uygun yaşamak, her günü son günü gibi yaşayıp hesaba çekileceğini unutmamaktır. Ölümden korkmak yerine, ölüme hazır olmanın yollarını aramak lâzımgelir. Her sabah yeni bir sayfa açmak, her geceyi muhasebe ile kapamak gerekir.

Dünya fani, hayat geçici, ama ahiret bakîdir. Bu anlayış, yaşamanın koordinatlarını oluşturmalıdır. Hayat, sadece nefes alıp vermek değil; bir anlam, bir yön, bir amaç üzere yaşamaktır. Anlamı olmayan bir hayat, savrulmuş bir gemi gibi rüzgâr nereye sürüklerse oraya giden bir varlığa dönüşür. Allah’a itaat, insanlığa hizmet, mahlûkata merhamet; insana yön tayin eden koordinatlardır. Bunun adı da; "Kulluk"tur.

İnsanın yaratılış gayesi, Yaratan’a kul olmaktır. Yüce Allah, Kur’anda bunu açıkça ifade ederek; “Ben cinleri ve insanları ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.” (Zâriyât, 56) buyurmaktadır. İtaat, korkudan değil bilinçten doğar. Sevgiyle, teslimiyetle yapılan itaat, insanı

Allah’a yaklaştırır ve hayatına istikamet kazandırır. Allah’a itaat etmeyen, kendi nefsine, şehvetine, hevasına itaat eder. Bu ise insanı insan olmaktan uzaklaştırır. İnsan, sadece kendisi için yaşamaz. Dinimiz, sosyal sorumluluğu imanla eş değer görür. Peygamberimiz (s.a.v.), “İnsanların en hayırlısı, insanlara faydalı olandır” buyurmuştur. İyilik, bir tebessümle başlar; bir el uzatmayla çoğalır. İhtiyacı giderilen bir yoksul, derdi dinlenen bir mazlum, yol gösterilen bir şaşkın; hepsi Allah katında bir hizmetin karşılığıdır. İnsanlara faydalı olamayan bir hayat, ne kadar uzun olursa olsun anlamsızdır. Çünkü hizmet; hem başkasını diriltir, hem insanın kendi ruhunu doğurmaktadır.

Hayat sadece insanlarla sınırlı da değildir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) susuzluktan ölmek üzere olan bir köpeğe su veren adamın cennetle müjdelendiğini haber vermektedir.
Mahlûkata merhamet etmek, yaratılana Yaratan’dan ötürü değer vermektir. Bu merhamet, Allah’ın rahmetinin bir yansımasıdır ve Allah’ın rahmetine erişmenin yollarından biridir.

Allah’a itaati kaybetmiş bir hayat sapar, insanlığa hizmeti unutan bir hayat donar, mahlûkata merhameti yok sayan bir hayat kurur. Bu üç temel unsur hayatı yaşanır kılar. Bunlar; insanı yücelten, toplumu dirilten ve dünyayı güzelleştiren esaslardır. "Yaşam, sadece yaşamak değil; doğru yönde yaşamaktır." O yön, bu üç koordinatta gizlidir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.