YARATANIN İMZASI "FITRAT"

Sami Kesmen

İnsanın yaratılışında "Fıtrat" diye gizli bir sır vardır. Fıtrat; yalnızca biyolojik bir varoluşu değil, ruhsal bir kodlamayı da anlatır. Her insan, ilahî bir yazılım gibi kendi karakter kodlarıyla dünyaya gelmektedir. Kiminde merhamet ağır basar, kiminde cesaret, kiminde adalet, kiminde de sabır. Yüce Allah; “Allah’ın fıtratıyla yaratılmıştır insan…” (Rum, 30) buyurmaktadır. Bu; insan yapısında bir çekirdeğin, asli bir yönün varlığını göstermektedir. Fıtrat değişmez; sadece bastırılır, kirlenir, yönünü şaşırır ama asla yok olmaz. Fıtratın değişmediğini en güzel hayat tecrübeleri öğretir. Bir insanı yıllar sonra da görsen, özündeki halet-i ruhiye tanıdıktır. Kabalık, bir eğitimle nezakete bürünebilir ama fırsat bulduğunda eski dili yeniden ortaya çıkar. Aynı şekilde, içten gelen samimiyet de geçici rollerle bastırılsa da bir şekilde kendini belli eder. Çünkü davranış; dış kabuktur, fıtrat; ise iç çekirdektir.

Fıtrat; insanın yaratılışla gelen ruh kodudur, karakter ise; o kodun yeryüzündeki yansımasıdır. Eğitim, kültür, çevre, tecrübe; hepsi insanı şekillendirir ama değiştirmez. Eğitim, bir ciladır; parlatır, yön verir. Ancak temel maden değişmez. Altın, ne kadar kirlenirse kirlensin yine altındır. Demir de ne kadar boyansa, altın olmaz. Fıtrat da böyledir. İnsan nasıl yaratılmış, özü/fıtratı odur. Bunu anlamak, insanın hem kendini hem de başkalarını doğru tanıması için gereklidir.

İnsanın iradesi, bu ilahî kodlamanın içinde hareket eder. Kul, karakterini fıtratının üzerine inşa eder. Sabırlı bir insan sabrını geliştirir, öfkeli bir insan öfkesini terbiye eder. Ancak özünde sabır tohumu olmayan biri, sabrı bir ömür öğrenemez; sadece sabırlıymış gibi davranır. İrade; fıtratın kontrol mekanizmasıdır. Allah, ilâhi dengeyi doğru kullansın diye insana akıl, vicdan ve tercih hakkı vermiştir. Çünkü irade olmadan eğitim, bilgi olmadan yön, vicdan olmadan karakter inşa edilemez.

Bugün modern çağın en büyük yanılgısı, insanın kendini “yeniden tasarlayabileceğine” inanmasıdır. Psikoloji, sosyoloji, kişisel gelişim gibi,eğitimlerle insan, kendini “değiştirilebilir” bir varlık sanmaktadır. Halbuki, bu süreçlerle değişen, insanın özü değil; davranış biçimleridir. Bugün kibar görünen bir dil, yarın öfkeye dönüşebilir. Dün dürüst olan, çıkar uğruna yalpalayabilir. Ama bu değişimler, fıtratın bozulması değil, iradenin yönünü şaşırmasıdır.

Bir insanın içindeki ilahî özü fark etmesi, Yaratan’ı tanımasıyla mümkündür. Çünkü fıtrat; Yaratan’ın imzasıdır. İlahi olana itibar etmek, yaratılış koduna saygı göstermek; aslında Allah’a itaattir. İnsan kendini, yani fıtratını tanıdığında Rabbini de tanımaya başlar. Zira O, insanı en güzel kıvamda yaratmıştır. İnsan iradesinin ürünü olana saygı göstermek bir hizmettir. Her güzel ve faydalı hizmettir. Kendi potansiyelini keşfetmek, o potansiyeli hayra dönüştürmek ibadettir. İnsan, yaratılışındaki güzelliği korudukça kulluğunu yaşamaktadır. Kendi fıtratına yabancılaşmak, aslında Allah’ın verdiği emanete nankörlük etmektir.

Fıtrat; Allah’ın insanın içine yerleştirdiği hakikat pusulasıdır. Onu kirletmek mümkündür ama yok etmek mümkün değildir. Kabalık; nezakete dönüşebilir, yalakalık; edeple terbiye edilebilir. Ancak öz, hep aynıdır ve yerindedir. Asıl mesele; o özü koruyabilmektir. İnsan, kendini değiştirmeye değil, kendini bulmaya memurdur. Çünkü yaratılışın sırrı dışarıda değil, içeride/ruhgüzelliğindedir. Fıtratını tanıyan, Rabbini bulur. Fıtratını koruyan, insan kalır.

İnsan İslâm fıtratı üzere yaratılmıştır. Her insanın özü doğrudur. Bu öz üzerine inşa edilen karakter/davranışlar; eğitimlerle şekillenir. Ama temel belirleyici imandır. Peygamberimizin, anne babası evladını Yahudi, Hristiyan, Mecusi yetiştirir buyurarak, fıtratın/özün sonrasında imanla şekillenmenin olacağına işaret etmiştir. İman; fıtratı değil davranışları belirler. Fıtrat; temizdir, Allah’ın insandaki imzasıdır. Fıtrat kodlaması; ruhun iskeletidir. Davranışlar; bu ruhun ete kemiğe bürünmüş hâlidir. İman; ruhun özüne değil, zihnin oluşturacağı davranışlara etki eder. Allahın insandaki imzası olan "Fıtrat" değişmez. Çünkü; Allah’ın imzası ayettir. Ayetler; değişmeyen naslardır.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.