Yakıştı mı Şimdi?

Yakışmayan benim gibi dar gelirlilerin ve emeği ile, dişi ile, tırnağı ile çocuklarının geleceğinin daha aydınlık olabilmesi için uğraşanlara reva mıydı bu yapılanlar ve konuşulanlar?

İptal edilen KPSS den sonra, ülkemiz çocuklarının ümit bağladığı en büyük sınav YGS' nin şifre rezaleti ile gölgelenmesi, sınava giren öğrencileri, ailelerini hayal kırıklığına ve güvensizliğe uğratmamış mıdır sizlerce de?

Şifre ve ya kopya, hak etmeyenlerin hak etmedikleri okula, makama gelmesi, gerçek bilgi öğrenenlerin, çaba gösterenlerin haklarının, şifreleme kopyası ile ellerinden alınması demek değil midir? 

Şifre olayı, şayet gerçekse yakınlara, yandaşlara verilen kopyadan başka bir şey değil midir? Buna göz yummak, ört bas etmeye kalkmakta, ülke geleceğine verilen bir zarardır.  Bu nedenle şifreleme hakkın, adaletin, öğrenim fırsatının gaspıdır. Bir de eğitimde fırsat eşitsizliği bunun üzerine konulursa;

Hangimiz, kimler bu haksızlıklara tahammül edebilir. ÖSYM Başkanlığı yaptığı açıklamalarda, ilk önce şifre sadece basına verdiğimiz kitapçıkta vardır dedi,  2-3 gün sonra ki açıklamasında şifre bütün adayların kitapçığında da vardır dedi. Bir şifreleme olduğu başkanlığın açıklamasında da belli olmuş olmadı mı? Şifreleme sehven olmuştur fakat öğrencilerin bundan haberi yoktur denilmiştir. Bir habere göre de 26 Mart 2011 de google' de modmedyan patlaması olmuş. Madem öğrenciler bilmiyor boşuna mı araştırmışlar? Modmedyanın ne olduğunu da bilmiyorum ya bende. Fakat gençler çok çabuk öğrenmişler.

Bu tip şüpheli sınavlar gençlerde çöküntü yaratıp, güveni sarsmaz mı?
Şifreli olayı örtbas etmek, gözden kaçırmak için, göstermelik iş yaparak öğrencilerin içeceği suyu bile engellemek gibi salondaki güya sıkı uygulama da dikkate değer. Bu olaylardan sonra, YGS sınavında  insanların kafasındaki kuşkuyu silemezsiniz… 
Öte yandan, ne yazık ki, siyasi iktidar da hemen ertesi günü “bu açıklamalardan tatmin olduk”  açıklamalarıyla zaten var olan şüphelerin üzerine tuz biber ekmemiş midir? Henüz kesin bir karar yok iken…

  Şikâyet üzerine Danıştay YGS sınavı konusunda açık hüküm vermemiş; Danıştay iptal isteğini reddetmiş değil, sadece yetki nedeniyle konuya Bölge İdare Mahkemesi'nin bakması gerektiğine karar vermiş. Yani bu sınavdaki şifreleme olayına İdare Mahkemesi bakacak demektedir.

Niçin İptal Edilmeli?

Bütün öğrenciler, bu zamana kadar olduğu gibi bundan sonra da girecekleri bütün sınavlarda, cadı avı gibi hile, şifre aramayacaklar mı? Böylece güvenleri sarsılacaktır, hiçbir zaman sınavlara güven duymayacaklardır. 
Sahte şifre ve kopyacılar peyda olacak, öğrenciler, veliler bunlara tonla para yatıracak ama sınavlarda yine sıfır çekeceklerdir. Moralleri bozulacak, güvenleri sarsılacaktır.
Sınavlarda sahtecilik olacağı kuşkusu öğrencilerin ders çalışma motivasyonunu fena halde bozacaktır...
  Hakkı yenen ve hakkının yendiğine inanan gençler büyüklerine ve hayata isyan edecektir. Ne ki devletlerine güvenleri sarsılacaktır. Bu şifre kopyacılığı onurlu bir devlete yakışmayacaktır.

Buraya kadar söylenenlere konuşulanlara bakıldığında böyle şifreleme vardır, yoktur diyenler; (yoktur diyen kimsede yok ya) sadece tatmin olanlar var.
 Fakat ben kendi kendime soruyorum şimdi, ben çocuklarımı okutup daha iyi bir gelecekleri olsun, ilime, bilime katkıları olsun; tinerci, balici olmasın kendilerine ve topluma yararlı birey olsunlar, onuru ile dik durabilsinler diye bir sene evvel içinde oturduğum evimi satıp kiraya taşındım. Ben şimdi bu durumda ne oldum?
  Alıştık siyasetteki polemik tavırlara. Konuştuk, konuşturulduk, eleştirdik, eleştirildik zaman zaman. Bunlar hayatın cilveleri dedik. Fakat iş çocuklarımıza gelince bu iş üzerinden siyasi polemik yapılmaz, yapılamaz. Bu işlerin partisi olmaz. Geleceğimizin, umutlarımızın şifresi de olmaz kopyası da olmaz. Sözünü ettiğimiz çocuklarımız göz bebeklerimiz. Onlar için evimizi de satarız malımızı da.  Ne var ki yapıldığı iddia edilen kopyalar, şifrelemeler hiç de şık olmuyor, diye düşünüyorum.
 Bir hata yapılmışsa hatadan dönmek erdemliliktir. Hata yapılmadıysa da bir defa güvensizlik hakim olmuş. Kopyaların verildiğini bu zamana kadar duyuyorduk. Kimseye yakıştıramıyorduk biz sıradan vatandaşlarca. Fakat şimdi bu işler tamamen ayyuka çıkınca da rahatsız olmamak insan vicdanınca kabul edilemiyor. Onun içindir ki işi ile emeği ile dar geliriyle çocukların istikbali için uğraşan veliler ve gençlerimiz haksızlığa uğramış olmuyorlar mı böylece?
Birde daha kötüsü şifre skandalı protestolarına nasıl bakıyorsunuz denildiğinde 17-18 yaşındaki gençlerin “ağabey haklı da olsalar bile kendileri ön plana çıkacaklarından önü kesilecek”  diye düşünmeleri beni çok daha kaygılandırmıştır.
Burada köşemizdeki yazımıza da son verirken benim şöyle bir sözüm vardır. Herkes kendine neyi nasıl yakıştırıyorsa gönlünce öyle yaşar. Siz değerli okuyucularımın da gönlünüzce yaşamanızı temenni ederim. Saygı ve sevgilerimle;