VUSLAT MI HASRET Mİ?

Semiha Sandıkçı

Aile olma yolunda başlayan iki kişilik yolculuğumuzda adım adım yürürken minik eller tutar ellerimizi. O küçük gözlerle bakarken gözlerimize hayatımızın tam ortasına,merkezine yerleşirler. İlk andan itibaren bir armağan, bir emanet, bir vuslat olurlar.

Çocuklar aziz bir misafirdir anne babalarının evlerinde,bir süre kalmak üzere gönderilen. O süreç bitince misafirler evden ayrılır bir hasret vakti.

Onları hayata hazırlarken iyi okullar kazansınlar, güzel bir gelecekleri olsun diye el birliğiyle mücadele veririz, sınavı kazandıkları zaman en büyük sevincimiz olur. Seviniriz ve biliriz artık, evden ayrılacaklar, kendi hayatlarını kurmaya başlayacaklar. Ve hasret rüzgarları esmeye başlar.

İki kişi bir elmanın yarısı iken, sonra dörde bölünüp bir tam olursunuz. Sonra tarih tekerrür eder, yine iki kişi kalırsınız. Dörde bölünen bir bütün kalır iki çeyrek ama yine bütün. Hiçbir zaman eskisi gibi olmaz, yüreğiniz, aklınız, hayatınız onlara bölünmüştür bir kere.

Odaları boşalır, yatakları boşalır, dolaplarında askıları, rafları boşalır. Baktıkça o boşluğa gözden yaşlar boşalır. Yemek masasında tabaklar eksilir, ayakkabılıkta ayakkabıları, banyoda diş fırçaları eksilir, evde ses hareket eksilir. Sizde de bir şeyler eksilir.

Dağılmış odalarını toplayıp, söylenirken bir gün o odalara sadece tozunu almaya gireceğimizi, dolabınızı dağıtmayın diye kızarken bir gün o boş askılara bakacağımızı bilmeyiz. İşte bu rafta yazlıklar,burada kışlıklar, şu askıda gömleği vardı, şimdi anıları...

Gecenin bir vakti anne acıktım diyen keyfiyetleri, babalarına söyleyemediklerine aracı kılmaları, izin isterken ısrarla kıvranmaları, ergenlik tripleri bir aksiyonmuş hayatlarımızda.

Okul zili çalıyor, okullar dağılıyor, bizim zili çalan yok. Artık okuldan çıkıp kendi evlerinin kapısını açıyorlar. Bundan sonra sırtlarında okul çantasıyla değil, küçük bir valizle girecekler evimize. Hayatın bir gerçeği değil mi bu. Ailelerimiz de bizi böyle uğurladı, şimdi biz.

Bir söz vardı, "Vuslat ümidiyle, hasrete mübteladır ömür." Artık saatler vuslat ümidiyle, hasret geçiyor. Hasretin vuslata varması şükür sebebi. Beklemenin de ümide, hazza dönüşmesi.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.