Valilikte bayram havası!..

Herkesin bir çalışma şekli var…

Kimi para için çalışır, kimi dua için…

Bazılarının her ikisi de umurunda değildir…

Hava için çalışırlar…

Bizi ise hiç sormayın…

Bizim için hiçbiri geçerli değil bunların…

Biz "gazla" çalışıyoruz…

***

Coşku lazım bize…

Ver coşkuyu…

Ver coşkuyu…

Sonra da geç karşıdan seyret…

Gözümüz dünyayı görmez…

Öyle ite uğursuza, çeteye, mafyaya aldırmayız…

Basarız kalayı…

 “Kükremiş sel gibiyiz bendimizi çiğner, aşarız” yani…

***

Coşku dedik ya…

Dün de sevgili Orhan Pirgayiboğlu konuğumuzdu…

Coşkulu haberleri ondan aldık…

“Yazıcı, yazıların bomba gibi. Beğenerek okuyorum. Okuyanlar da çok beğeniyor. Şimdiye kadar neden yazmadığını ve nereden geldiğini soruyorlar…”

***

Buyurun…

Coşkuyu aldık!..

Daha kim tutar bizi…

***

Cevap veriyorum:

Şimdiye kadar yazmadığım için para alıyordum…

 “Yeter ki yazma” diye para veriyorlardı…

Çünkü ben yazınca dükkanda bir tane fincan kalmıyordu!..

***

Nerden geldim?…

“Uzun ince bir yoldan geldim” diyebilirim…

***

Diyor ki Pirgayipoğlu…

“Valilik çalışanlarında öyle bir coşku öyle bir heyecan var ki anlatamam…

Herkesin gözlerinin içi gülüyor…

Hiç kimse konuşmuyor ama esaret uykusundan uyanmış gibiler…”

***

Tahmin etmek zor değil…

Son dört yılda tüm çalışanların psikolojisi bozuldu tabi…

Sayın Vali, güya benim yazılarımı sert bulurdu…

Ama valinin kendi personeline karşı kullandığı dili bilmeyen yok!..

İnsanın duyunca yüzü kızarır…

Samsun"daki kamu personeli rahatladı şimdi…

***

Geçmiş olsun millet!..

Allah beterinden saklasın…

Buldunuz tabi lokum gibi valiyi…

Bayram edin şimdi!..

***

Ben bunları yazarken İHA"dan Muammer Ay geldi…

Kızmış bize…

Severim de kendilerini…

Neden kızdığına gelince…

“Ben öğrencilere terörist demedim” diyor…

***

Demediyse mesele yok zaten…

Öğrenci aileleri de Ay"ı kovalamamış o zaman…

Biz de zaten Muammer Ay"ın gazeteciliğinden kuşku duymuyorduk ki…

***

Biz, gelelim Orhan ağabeyin meselesine…

Orhan Pirgayipoğlu çok yönlü, çok renkli, entelektüel birikimiyle de sıra dışı biri…

Ben ziyadesiyle severim kendilerini…

Kalemi de bizden aşağı kalmaz…

Ancak farklı gerekçelerle de olsa bir süre ara verdi yazmaya…

En kısa zamanda birlikte olmayı umuyoruz…

***

Dün bir süre sohbet ettik kendisiyle…

Opera Bale Kulübü Derneği"nin de yönetiminde…

Dernek yönetimi olarak Büyükşehir Belediyesi ile Samsun Valiliği"nden aynı gün randevu talebinde bulunduklarını söyledi…

Yaklaşık 6 ay kadar önce böyle bir girişimde bulunmuşlar…

Ancak Samsun"un giden Valisi Sayın Güzeloğlu, 6 ay geçmesine rağmen hala randevu taleplerine yanıt vermemiş…

***

Bunu duyunca yardımcı olmak istedim…

“Orhan abi, üzülme… Mersin"de tanıdıklarım var. Oradan size bir görüşme ayarlarız” dedim…

Bana “Şam, "şeker, arap, yüz” gibi bir şeyler mırıldandı…

Tam olarak ne dediğini anlamasam da…

Mersin"e gitmeye, kimsenin yüzünü görmeye niyeti olmadığını anladım!..

***

Opera Bale Kulübü Derneği Yönetim Kurulu üyesi, eski İl Kültür Müdürü, köşe yazarı Orhan Pirgayipoğlu, dün yine Samsun valiliğindeydi…

Yeni Vali geldi ya…

Bir kez daha şansını denemek istemiş…

Özel Kalem Müdiresi Gülsen hanımla görüşmüşler…

Ve 6 ay kadar önce Samsun Valisi"nden istedikleri randevuyu yeniden talep etmişler…

Bakalım şimdi ne olacak…

***

Ben bu kez 6 ay bekleyeceklerini sanmıyorum…

Çünkü, giden valimizin başını kaşıyacak zamanı yoktu!

6 ay çok değil yani…

Hem, opera, bale filan da nedir ki!..

Kafa yapmaz, karın doyurmaz!..

***

Çalışmalarını beğeniyle takip ettiğim Sıddık Akbayır"ın o güzel eseri geldi aklıma şimdi…

Eserinin adıydı;

“Edebiyat çay içirir, karın doyurmaz”

 ***

Neyse…

Lafı fazla uzatmadan valilikteki coşkuya gelelim…

Randevu talebi için Samsun Valiliğine giden Orhan Pirgayipoğlu, pür neşe geldi gazeteye Ve ilk sözü…

“Valilikte yüzler gülüyor” oldu…

“Çalışanlar mutluluktan uçuyorlar…”

***

Anlayacağınız…

“Ankara"dan abim gelmiş, evde bir bayram havası…”

Sormayın…

***