Umreden Kalması Gerekenler

Mehmet Okuyan

Değerli dostlarım,
Ramazan vesilesiyle şu günlerde pek çok kardeşimizin gittiği kutsal yolculuk hakkında duygularımı sizlerle paylaşmaya devam etmek istiyorum. Bu vesileyle Yüce Allah"tan Ramazan"ınızı ve bütün ibadetlerinizi makbul buyurmasını niyaz ediyorum.
Umre vesilesiyle 15 günlük bir süre için Suudi Arabistan"a gitmiştim. Oradan sizlere önce Medine"den, sonra da Mekke"den seslenmeye gayret etmiştim. Özellikle son yazıda umreyi özetleyecek mahiyette çeşitli kavramları detaylandırarak anlatmaya çalışmıştım. Medine"deki yerleri ve tarihsel önemini ifade ettikten sonra Mekke"yi, dolayısıyla “umre”yi anlamaya çalışacak hatırlatmalarda bulunmuştum. Bu bağlamda niyet ve ihramı anlatırken “Lebbeyk” ilan ve itirafına gönderme yaparak bu seslenişin, “Ya Rabbi emret; Sen"in her bir emrine en az iki kez amadeyim; buyur ya Rabbi, buradayım ve emrine boyun bükmekteyim” anlamına geldiğini beyan etmiştim.
Kâbe"yi ilk görmenin verdiği hazzı tarif etmenin elbette imkânı yok. Tavafın içini doldurarak yapılacak ibadetin benzer bir örneği de yok. Kâbe"yi sol tarafına alarak yapılan tavafın yönü de insana Kâbe ile arasına sadece kalbini almayı öğretir. Bu esnada Allah"ı düşünmenin dışında yüreğini ve gönlünü başka şeylerden uzak tutması insana hatırlatılmış olur. Tavaf bir başka açıdan bakıldığında kâinattaki ilâhî program gereği sürekli devam eden iradesiz tesbih korosuna iradeli olarak katılmayı temsil eder. En küçük zerrelerden en büyük cisimlere varıncaya kadar bütün yaratılmışlar dairesel bir hareketle Allah"ı tesbih ederler. İşte tavaf bizim de bu tesbihe irademizle katılmamızı sağlayan çok önemli bir ibadettir.
Daha sonra “Sa"y” denen ve özellikle Hz. Hacer"in, oğlu Hz. İsmail için “su” arayışını temsil ve sembolize eden bir aşamayı anlatmaya çalışmıştım. O dönemdeki zemzemin bugün İslâm olduğunu, onu tatmanın Kur"ân"ı anlamakla mümkün olduğunu beyan etmiştim.
Sa"y sonrası yaşanan “traş” olmanın da aslında Allah için gerektiğinde bedenden bile vazgeçilebileceği samimiyetini sembolize ettiğini ifade etmiştim.
Değerli dostlarım,
Bilindiği üzere umrede “Arafat” yükümlülüğü yoktur. Hz. Peygamber"in “Haccın Arafat olduğunu” beyan eden hadisini esas alarak umreye giden kardeşlerimizin özellikle o alanı çıkıp görmeleri çok önemlidir. “Arafat” kelime olarak

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.