ÜFÜRÜKCÜ

Bayram Ocak

Peace at home, peace in the world,Turkish battalion Task Force, yazısı,Kosova, Prizren, Türk Tabur Görev Kuvveti, Sultan Murat Kışlası girişinde bir panoda bayrağımızın etrafına yazılmış yazı idi, ''Yurtta Sulh,Cihanda Sulh'' İnsanlık adına, barış adına muhteşem bir söz. Barışçıl bir ülke için güzel bir yol haritası.
1950 yılına gelindiğinde İkinci dünya savaşından yeni çıkmış olan Amerika, İngiltere, Rusya dosttur. Savaş sonrası yok olmaktan kurtulan Rusya, gözünü ülkemize diker,  Boğazlar ve Kars-Ardahan'ın kendisine verilmesi için baskı yapmaya başlar.
Biz Amerikanın yanında soluğu alırız, Amerika bana ne der omuzlarını silkerek, ülkemize döneriz, Rusya ile savaşacak gücümüz yok. Adamlar emperyalist, köyün ağası, ver dedi verilecek. Erzurum'da  savunma hattı oluşturulur,Rusya'ya taarruz edecek değiliz ya, iş başa düşmüştür, Ruslarla ölümüne savaşacağız.
Sonra Kore savaşı başlar, Nato'ya girip bir gruba dahil olacağız ki bu insanlığın yaradılışında var bir gruba dahil olmak isteği. Kore'ye asker göndeririz, Amerika'yı kurtardık diye de seviniriz, karşılığında Nato'ya girip Amerika'dan döküntülerle dolu yardım malzemesi almaya başlarız. Dünya barışının sağlanması için Kore'de idik ya.
Emperyalizm rahat durmaz, bir gençlik hareketi başlar, Avrupa'da eser geçer unutulur bizde kök salar, sokaklarda '' KAHROLSUN EMPERYALİZM'', diye bağırmaya başlar gençlik. Hızını alamaz  ''KAHROLSUN FAŞİZM'' diyede bağırır. Bu söylem karşılık bulur, ''KAHROLSUN KOMUNİZM'' sesleri yükselmeye başlar, didişme sokak kavgalarından silahlı mücadeleye dönüşür.
Ülke iç barışı sağlamak için mücadeleye başlar, zaman ''YURTTA SULH '' zamanı fakat çevrede öyle düşmanlıklar oluşturulur ki, her komşu ülkenin bir isteği vardır güzel yurdumuzdan, rahat durmaz yada durdurulmazlar. Silahlanmaya başlarız, en iyi silah karşı olduğumuz emperyalistlerden alınır. Sonra başlarız KAHROLSUN EMPERYALİZM'' diye bağırmaya. 
Geçen dönem güvenlik paketi mecliste görüşülürken, Chp li vekil 5 dakikalık konuşma süresinde 237 kez Kahrolsun Faşizm diye bağırdı, arka fonda ise paketi mecliste oturarak protesto eden Hdp liler. O zaman anladık ki bu kahrolsun kelimesi hala daha kahredememiş kimseyi.
Bir şair çıkar ve ''Bir elinde Das Kapital, bir elinde kenevir tohumu'' diye söze girer. Anlaşılan o ki, Okunmamış yada okunmaya çalışılan bir kitap, kulaktan dolma ideolojinin peşinde koşan gençlik ve karşıtları. O kenevir tohumu uyuşturulmuş bir beyin hissi verse de, ülkenin öz evlatları çıkar, bir gecede terör biter, ülke 10 yıl geriye gider , yeni sezonda içte birileri, kendi farkındalılığının farkına varır yüz yıllar sonra.
Bizim yurtta sulh söylemi yine mücadele anlamı kazanır. Aslında kısır bir döngüdür mücadele, her çıkan yenilik, emperyalizme hizmet eder, emperyalizm sana yardım eder, sen emperyalizmin gizli desteğiyle savaşırsın, hem sen, hem karşına oluşturulan güç emperyalizmden silah alır, sonra ''BARIŞ, DEMOKRASİ'' lafları havada uçuşur, bu esnada ''Çok sert vurma'' diye uyarılır sın, kısacası kör dövüşü uzar gider.
Sen gidişata dur demek için ayağa kalkarsın, ''YURTTA SULH CİHANDA SULH'' diye bağırırsın, müttefikin olan emperyalistler ,başına arkandan çorap örer, önden sizinleyiz diye destek verir.
Çevrende bataklık oluşturulur, ''Yanındayım Dostum'' derken diğer yandan düşmanında sırtını sıvazlar ,karşıdan sizi izler.  Sana silah verir, gizlice düşmanına silah gönderir ve senin yanında savaşıyorum der.
Hızını alamaz, beslediği senin vatandaşın üfürükçüyü devreye sokar, Onlar ''YURTTA SULH'' sloganını alırlar, ülkeyi karmaşaya sürüklerler. Sen dik durmaya çalıştıkça düşmanın artar, müttefikin başına çorap örer.
Sonuç olarak ''YURTTA SULH CİHANDA SULH'' güzel bir yol haritası, sadece tabelalar da kalır.

 

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.