ÜÇ KURUŞLUK DÜNYA MENFAATİ İÇİN DEĞER Mİ?

Adnan Bahadır

 ÜÇ KURUŞLUK DÜNYA MENFAATİ İÇİN DEĞER Mİ?

                Yaşadığımız Dünya da insanların tavır ve davranışlarını görünce insan üzülüyor, üç kuruşluk dünya menfaati için insanlar öyle şeyler yapıyorlar ki anlatmam, bazen kendi kendime diyorum ki;  acaba ben mi ahmağım yoksa bu insanlar mı bu kadar kalitesiz. Dilerseniz konuyu biraz açayım ben herkesin köşe yazısını okumam, birçoğunun yazı başlığına baktıktan sonra yazı içeriğini üzerinden kontrol edip geçerim, köşe yazarları içersinde elle tutulur yazı yazan bir kaç arkadaş var bunlardan birisi Osman Kara'dır. Her ne kadar kişilik olarak sevmesem de yiğidin hakkını yiğide vermek gerekirse adam dolu bir adam tarih konusunda hepimizden daha uzman bir isim olduğunu kabul etmek durumundayız, tarihle ilgili bir konu okumak gerekirse onu okumayı tercih ederim. Necdet Uzun'un yazılarına da şöyle bir göz atarım ancak mübarek adamın yazdığı yazılardan bir şey anlamak mümkün değil, birisine kızdığını anlamak için müneccim olmak lazım, bazen birilerine sinirlenip yazıyor ama kim olduğunu anlamak için bir medyuma müracaat etmek şart. Onun dışındaki köşe yazarlarını pek okumam, zira bu arkadaşların pek çoğu duruma vaziyet ettiklerinden okumanın zaman kaybı olduğunu düşündüğümden okumaya gerek duymam. Vezir Hazretlerinin yarı resmi el ahram gazetesinin başyazarını insan olarak severim, Vezir Hazretlerine sadık olmakla birlikte şahsımla alakalı şu ana dek sıkıntılı bir yazısı olmadı diyebilirim. Bu arkadaşımızın yazıları üç aşağı beş yukarı Vezir Hazretlerinin düşüncelerini yansıtır, bizim Vezir Hazretleri çok enteresan bir adamdır kendi düşüncelerini hiç bir zaman açık ve net ortaya koymaz, ya birileri aracılığı ile yazdırır veya size görüşünüzü sorar kendisinin düşünceleri ile aynı ise size der ki ben sizin gibi düşünmesem de size hak veriyorum, siz düşüncelerinizi açıklayın ben de size destek olayım, bu işleri çok iyi becerir.

                Vezir Hazretlerinin yarı resmi el ahram gazetesinin köşe yazarının önceki günkü köşe yazısının başlığını görünce okuma gereği duydum, zira kim hangi ilçede önde deyince anladım ki bizim Vezir Hazretleri yine toplum mühendisliği yapmak üzere köşe yazdırdığını düşünerek yazıyı okudum, yazıda İlkadım da Necattin Demirtaş'ın önde olduğunu, seçimi göğüsleyeceğini, Atakum da Metin Burma'nın önde olduğunu, Canik de şu anda Osman Genç'in önde görünmesine rağmen seçimi MHP adayı Atıf Yiğit'in göğüsleyeceğini yazmış. Yazıyı okuyunca kendi kendime dedim ki yine bizim  Vezir Hazretleri yapmış yapacağını, şehrin siyasi yapısını önümüzdeki beş yıla göre dizayn etmeye çalışıyor, bugüne kadar hiç kavga etmediği tek Başkan olan İlkadım Belediye Başkanı Necattin Demirtaş'a destek vermiş, Canik de ise arka planda destek verdiği Atıf Yiğit'e destek vermiş, Atakum da ise Metin Burma'ya destek vermiş. Her köşe yazarının siyasi bir görüşü olabilir biz buna saygı duyarız ancak toplumda herkesin Vezir Hazretlerinin yarı resmi El Ahram gazetesi olduğu açıkça belli olan ve sürekli bedava dağıtılan bir gazetenin köşe yazarının yazdığı köşe yazısı sahibinin sesi olmak zorunda olduğunu anlamamak için ahmak olmak lazım, bırakın bizi sokakta gezen herkes bunun böyle olduğunu biliyor, peki kendisi Ak Parti'den aday olduğu halde yayın organının başka adaylara destek olmasına AK Parti İl Başkanlığı, Milletvekilleri ve Genel Merkezi ne diyecek derseniz onların hiç birisinin öyle bir derdi yok ki!...

                AK Parti İl başkanlığının tek derdi kendisine yakın kişilerin seçilmesi, bu kişiler kimler derseniz bir kısmı Belediye Başkan adayı bir kısmı Meclis üyesi adayı, düşünebiliyor musunuz adamlar kendilerine yakın isimleri listelerde hiç hak etmedikleri yerlere koymuşlar. Sadece koymakla da kalmamışlar onlara Başkan adaylarını takip edip kimlerle görüştüklerini, kimlere yakın olduklarını, seçim bürolarına kimlerin geldiklerini rapor edip teşkilat üst düzeyindeki bazı kişilere vermelerini söylemişler, onlar da adayların yanında sadece ve sadece bu işi yapmak için manken gibi dolaşıyorlar. Öyle bir Dünya da yaşıyoruz ki, insanlar da ne ilke kalmış, ne ideal kalmış ne de dürüstlük. Bakmışsınız ki AK Parti il yönetiminde olanlar hatta Başkanlık divanında olanlar CHP Milletvekili ile ortak olmuşlar ama bunu kimseye söylemeden işlerini yürütme peşindeler. Diyeceksiniz ki farklı siyasi düşüncede olan insanlar ortaklık yapamazlar mı? Elbette yaparlar ancak siyasette aktif olup profesyonel siyaset yapan Milletvekilleri, İl başkanları, İl başkan yardımcıları ve İl Yönetim kurlu üyelerinin farklı siyasi partilerde olup ortaklık yapmaları hiç ama hiç etik bir davranış değil.

                Peki, bu insanlar neden böyle bir ortaklık yaparlar derseniz iş hayatlarında işlerini her partiden daha rahat yaptırabilmek için yaparlar. Örneğin, Atakum sınırlarında iş yapan AK Partili bir yönetici istediği gibi para kazanmak için imar değişikliği talep edebilmek için CHP'li bir ortağa ihtiyacı vardır. Onu yanına aldığında oradaki Belediyede her istediği olur, aynı şekilde CHP'li bir siyasetçi de diğer kamu kurumları ile iş yaparsa AK Partili ortakları sayesinde istediği gibi rahat çalışır. Sizin anlayacağınız üç kuruşluk Dünya menfaati için küçülmek veya ilkeden, onurdan, davadan vazgeçmek derim ben buna, bunu kim yaparsa yapsın sadece YAZIKLAR olsun der geçerim, yemişim üç kuruşluk menfaatini. Bu insanlarla konuşurken mangalda kül bırakmazlar ama sıra icraata gelince  konuştuklarının tam tersini yapıyor iseler onlara pes diyorum. Kalın sağlıcakla                                                                          

                 

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (7)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.