TUZ KOKTU

Adnan Bahadır

On bir yıldan beri diğer işlerimin yanında gazetecilik mesleğini de yürütmekteyim. Yanlışı kim yapmışsa karşısında oldum. Doğruyu kim yapmışsa da yanında oldum. Başkaları gibi havada bulup karada yemedim. Allah’a şükürler olsun ki alnımın akıyla kazandıklarımı bu gazetede harcadım ama asla yaptıklarımdan pişman değilim. Ellerindeki gazeteleri kaybettikten sonra kendilerini inkâr ederek dünya görüşlerine tam ters olan gazatacı bozuntuları gibi belediye başkanlarının yalamalığını yapıp altımıza lüks arabalar çekmedik. Dört tane işyerimiz var ama ay başını zar zor getiriyoruz. Bunun karşılığında da kimseye eyvallah etmiyoruz. Bu mesleğe başladığımızda nerede duruyor idiysek bugün de aynı yerde durmaktayız. On bir yıl önce Vezir Hazretlerine ne dediysek bugün de aynısını diyoruz. Bunu derken de inancımızdan, dünya görüşümüzden en ufak bir taviz vermeden dimdik ayakta durarak söylüyoruz. Bu güne dek gazetemizi kimseye ipotek etmediğimiz gibi bundan sonra da asla etmeyiz. Savunduğumuz insanların yanlışı olursa anında manşetten çakacağımızdan kimsenin en ufak bir şüphesi olmasın. Bugünkü manşetimizde savunduğumuz Baro başkanıyla geçmişte mahkemelik olduk, davayı biz kazandık. Ondan sonra da birbirimizle konuşmadık. Hatta bir dostumun torununun iş yeri açılışında Kerami beyin elini dahi sıkmadım ama bu onun doğru işinde yanında olmayacağımız anlamına gelmez. Baronun yaptığı basın açıklamasını sonuna kadar destekliyorum. Çok doğru yapmıştır, onları tebrik ediyorum.

Gelelim olayın aslına veya Samsun Barosu'nun yaptığı basın açıklamasının gerçek anlamına. Baro bazı avukatları meslek ilkelerine veya buna benzer şeylerde yanlışları olduğundan disipline vermiş. Disiplin kurulu yapacağı incelemenin ardından konuyla ilgili kararını verecek. Bazı basın organları sırf Mustafa Demir’i eleştirmek adına olayı öyle enteresan çarpıtmışlar ki aklınız durur. Onlara göre bu avukatların disipline verilme nedeni su zammını yargıya taşımalarıymış. Haydaa işe bakar mısınız? Su olayını mahkemeye taşımak her vatandaşın hakkı olduğu kadar, her avukatın da vatandaş adına olayı takip etme hakkına sahip olduğu bir konudur. Bu olayı farklı mecralara çekerek yok efendim ‘bu avukatlar su zammını mahkemeye verdikleri için disipline verildi’ demek olayı çarpıtmaktan başka bir şey değildir. Benim işim Mustafa Demir’i savunmak değil, o kendisini savunmaktan aciz bir insan da değil. Neticede İl Başkanlığı, üç dönem Milletvekilliği, bir dönem de Bakanlık yapmış bir insan kendisini rahatlıkla savunur ama olayları böyle çarpıtarak kamuoyuna sunmak çok yanlış bir davranış.

Bu meslek öyle bir hale gelmiş ki anlatamam. Yanlış olan şeyler doğru olarak kabul edilmiş, doğru olan şeyler de yanlış olarak kabul edilir hale gelmiş. Görmüyor musunuz koskoca adam sorsanız Hukuk Fakültesi diploması var ama her ne hikmetse kullanamıyor. Bilmem kaç yıllık dostum bana falanca zamandan beri asgari ücret yolluyor, bunda ne var diyecek kadar böyle bir yanlışı savunma moduna girmiş ise buna ‘Tuz koktu’ denmezse ne denir siz takdir edin. Onun dostum dediği aynı o adam geçmişte benim dostum da değil. Geçmişte bir hayli aleyhinde haber yaptığımızdan bize çok kızgın olduğu halde bize de aynı meblağı gönderdi, biz kabul etmedik. Demek ki öyle denildiği gibi olay dostluk hukuku değil. Adamla ilgili olumsuz haberler yapmamak veya olumlu haberler yapmak için gönderilen bir para bu. Öyle olduğunu o kadar açık ki bu gazatacı pir-i faninin bu güne dek çalıştığı gazatalarda ve şimdi sahip olduğu kimsenin okuma gereği dahi duymadığı sitesinde o iş adamıyla ilgili tek bir tane haber gören varsa beriye gelsin.

Biz bu şehirde gerek siyaseten gerek ekonomik bakımdan gerekse mafyavari olduklarını iddia eden en güçlü insanları karşımıza alarak bu işi yaptık. Hatta ve hatta çok enteresandır, şimdi yeni aldığım bir bilgiye göre bir Milletvekili yaptığımız yayınlardan aşırı derecede rahatsızlık duyarak bizimle ilgili bir operasyon başlatmış. İlk iş olarak Basın İlan Kurumunun İstanbul’daki Genel Müdürlüğüne talimatlar yağdırarak bize ceza yazılmasını istemiş. Basın İlan Kurumu da buraya elemanlar göndermek suretiyle bizim eksiklerimizi aramaya başlamış. Kendisiyle ilgili yaptığımız haberlerden ötürü Samsun Mahkemelerini değil de başka şehrin mahkemelerine müracaatta bulunmuş, amacı da bizi bitirmekmiş. O siyasetçiye tavsiyem önce bizim geçmişte yaşadığımız sıkıntılara bir baksın, ondan sonra ne yapacaksa yapsın. Biz öyle baskılara boyun eğseydik çoktan tası tarağı toplayıp gitmiştik. Kendisine tavsiyemiz, istediğini yapsın ama unutmasın ki biz kendisi gibi bu şehrin misafiri değil, yerlisiyiz haberi olsun. Kalın sağlıcakla.  

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (5)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.