TÜRK (GİBİ) OLMAK GÜZEL OLMAKTIR

M.Halistin Kukul

  TÜRK (GİBİ) OLMAK GÜZEL OLMAKTIR

    M. Hâlistin Kukul

      

          S. Ahmet Arvasî diyor ki:

        “ Şimdi de Van eski Müftüsü Kasım Arvas Beğ’den dinlediğim bir hatıradan daha bahsetmek istiyorum. Bu, büyük mutasavvıf Abdülhakim Arvasî (K.S.) ye aittir. Ruslar, 1915 yılında Doğu Anadolu’yu işgal ettiklerinde Müslüman ahaliye çok zulm ettiler. Zulümlerini Ermeniler’le birlikte, onların rehberliğinde gerçekleştiriyorlardı. Yani Ermeniler gösteriyor, Ruslar katlediyordu. Öyle bir imha ki; kadın, erkek, çoluk çocuk demeden..Müslüman mı Müslüman deyip imha ediyorlardı. Anadolu’nun kaderi müşterek, her yerde aynı hadise yaşanıyordu. O tarihlerde, bizim aile Van’ın Müküs (Bahçesaray) kasabasının Arvas köyünde, Doğu Bayazıt’ta, Erciş’te..Çeşitli yurt köşelerine dağılmışlar. Seyid Abdülhakim Arvasî Hazretleri Başkale’de o zaman; Van’ın Başkale kazasında..

   Rus-Ermeni zulmünden çevredekileri kurtarmak için çoluk çocuğunu toplayıp Van’ı terk ediyor. Rus işgali ve Ermeni zulmünden kurtulmak için kaçmaktan başka çare yok. Irak, Suriye yolu ile İstanbul’a geçecek. O zaman geçtiği yol, yani Irak ve Suriye, bizim; Osmanlı toprağı. Yabancı ülke, yabancı toprak değil..İmparatorluğun sınırları içerisinde. Suriye’de bulunduğu sırada Suriye’liler diyorlar ki;

   “ Siz, İstanbul’a, Türkiye’ye, gitmek istiyorsunuz. Halbuki, Türkiye çok müşkil durumda, imparatorluk çöktü çökecek, yıkıldı yıkılacak. Türkiye artık iflah olmaz; siz de perişan olursunuz. En iyisi burada kalın. Size medrese veririz, mektep veririz, hocalık veririz, her türlü imkânı veririz..Evlâdlarınızla mes’ud yaşarsınız.”

   Abdülhakim Arvasî Hazretleri’nin onlara verdiği cevap şudur:

   “ –Türkiye’ye gideceğim. Yer yüzünde iki Türk var ise, biri mutlaka benim. Ben Türk’üm, ama jön Türk değilim.”

   ( Bknz: S. Ahmet Arvasî, Doğu Anadolu Gerçeği, Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yayınları, Ankara, 1988, sy.74-75)

     “ Demek ki Türk; iftihar edilecek asîl bir soyun adıdır.

     Demek ki ; “ Türk olmak” demek, Türk soyundan gelmektir ammâ, sâdece Türk doğmak da değildir.

     Türk olmak; Türk gibi düşünmek, Türk gibi hayâl kurmak, Türk gibi yürümek, Türk gibi inanmak, Türk gibi misafir kabûl etmek, Türk gibi heyecanlanmak, Türk gibi mütevâzı, hoşgörülü,fedâkâr fakat yerine göre de gözüpek olmak, Türk gibi ağlamak, Türk gibi sevmek, Türk gibi celâllenmek, Türk gibi buğzetmek, Türk gibi Türk’ün ruh kökünü kavramak, Türk gibi Türk’ün mukaddesatını mübârek bilmek, Türk gibi Allah ü teâlânın, “ Sen olmasaydın, sen olmasaydın, âlemleri yaratmazdım” diye buyurduğu Kâinatın Efendisi’ne bağlı olmak, Türk gibi “ Kur’ân’ın kölesi” olmak, Allah aşkıyla donanmak, Türk gibi Îlâ-yı kelimetu’llah için mücâdele etmek, Türk kültüründen ve Türk târihinden iftihar ederek, bütün bunları şerefli bir hüviyet levhası hâlinde beynine raptetmek ve aynı şuûr ile kalbine asmaktır.

    Türk gibi olmak, güzel olmaktır.”

    ( Bknz: M. Hâlistin Kukul, Mehmet Âkif Gibi Ve Mehmet Âkif Kadar Türk Olmak, Türk Yurdu Dergisi, Nisan 2012, Sy.77-81)

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.