Toplumun yüzde 70’i dişlerini ya sıkıyor ya da gıcırdatıyor

Modern çağın en yaygın hastalıklarından biri olan bruksizm (diş gıcırdatma ve sıkma), toplumun yüzde 70’ini etkiliyor.

Uzmanlar, halk arasında diş gıcırdatma veya sıkma olarak bilinen hastalığın, çoğunlukla stres ve huzursuzluktan kaynaklandığını ve 2 yaşından 70 yaşına kadar herkesi etkileyebildiğini belirtti.

Diş Hekimi Emek Saran “modern çağın hastalığı” olarak tanımladığı bruksizmin hastalığı ile ilgili açıklamalarda bulundu. Hastalığın 2 yaşındaki bir çocukta da, 70 yaşındaki bir yaşlıda da görülebildiğini belirten Saran, tedavi edilmediği takdirde çene ekleminin etkilenmesi sonucunda yüzde asimetri, yüz şeklinde genişleme, ağzı açamama ya da çene kilitlenmesine yol açabileceğine dikkat çekti.

Diş gıcırdatma ve sıkmanın yaygın olduğunu söyleyen Saran, "Toplumda yaygın olarak diş sıkma ve gıcırdatma olarak bilinen, genellikle uyku sırasında, bilinç dışı yapılan bir eylem olarak görülen bruksizm, toplumun %70’ini etkiliyor ve her 10 kişiden 7’sinin dişlerini sıktığı yaygın bir hastalık olarak kendini göstertiyor. Dişlerini gıcırdatan ve bunun sonucunda sürekli olarak çene ve baş ağrısı çeken kişilerin çoğunda görülen hastalığın belirtileri dişlerde aşınma ve kırılma, çene ekleminde (kulak önünde) ağrı, baş ve kas ağrısı olarak biliniyor." dedi.

Eğer kişide gıcırdatma veya çeneyi sıkma gibi istem dışı ve fonksiyonel olmayan davranış biçimi varsa hemen bir doktora başvurulması gerektiğine söyleyen Saran, “Diş gıcırtma ve sıkmanın kişiye verdiği fiziksel zarar gerçekten de büyüktür. Size bir örnek vereyim; normal çiğneme kuvvetiniz, 27 kg’dır. Dişlerimizi sıkarken uygulanan ısırma kuvveti ise 400 kg’dır. Yani, dişlerinizle bir otomobili hareket ettirebilirsiniz. Kol kası için 10 kg ağırlıkla çalışan bir kadının, çene kası ve eklemini gece boyunca ne kadar zorladığını anlayabiliriz. Bu kasın büyümesi maalesef yüz ovalini değiştiriyor, yüzde asimetri oluşturuyor. Bu durum, estetik görünümü de ciddi bir şekilde etkiliyor.” diye konuştu.

Saram konuşmasını şöyle sürdürdü: "Dişlerin yapısal bozukluklarının da neden olduğu bu rahatsızlığın genellikle psikolojik bir sorun olarak kendini gösterir ve ruhsal kökenli fiziksel rahatsızlıklar grubuna girer. Bruksizmi duyguların bedensel olarak dışavurumu diye tanımlayabiliriz Genellikle uykudayken ortaya çıkıyor. Stress, depresyon, anksiyete, huzursuz bir yaşam bu hastalığın nedenlerinden birkaçı. Çiğneme yüzey düzensizlikleri, yüksek yapılan diş dolguları, intestinal parazitler, alerjiler, endokrin bozukluklar gibi lokal ve sistemik nedenler de diş sıkmaya neden olan diğer fiziksel belirtilerdir.”

Anksiyete yani kaygı halinin yaygın olduğu bu hastalığın tedavisinde diş doktoru ve psikiyatristin eş zamanlı çalışmasının büyük önem taşıdığını vurgulayan Saran, “Hastalığın tedavisi, diş hasarının büyüklüğü ve muhtemel sebebine dayanarak diş doktoru tarafından hastaya uygun olarak belirleniyor. Kişiye özel hazırlanan, gece yatarken kullanılan şeffaf plaklar en sık uygulanan tedavi yöntemidir. Bu plakların kasları, dişleri ve çene eklemini koruyucu ve tedavi edici görevi vardır. Bu tedaviyi uygulayan doktorunun özel eğitim almış olması gerekiyor. Kişinin ağız içi muayenesi sonunda dişlerin yapısı, yanakta dişlerin oluşturduğu iz, dişlerin ilişkileri, yüz kasları ve çiğneme kasları detaylı olarak inceleniyor. Kişinin sorununa yönelik, herkese farklı kalınlık ve yapıda plak hazırlanıyor. Gece plakları, sadece dişleri korumaya yöneliktir. Ancak, bruksizme neden olan, kişinin iç dünyasında ya da yaşamındaki duygu bütünlüğünü bozan nedenlerin ortadan kaldırılması psikitatristin yardımıyla mümkündür. Çocuklar içinse, diş doktoruyla birlikte çocuk psikiyatristine başvurmak gerektiğini söylemeliyim.” şeklinde konuştu.

Bruksizm hastalığının sosyolojik boyutunun ise Saran, "Cinsiyet ayrımı gözetmeyen bu hastalığa modern toplumlarda erkeklerde, kırsalda ise kadınlarda daha sık rastlanıyor. Kırsal kesimde yaşayan kadınlarda duyguları bastırma, kendini ifade etmede zorlanma gibi durumlar hastalığın nedenlerinin başında geliyor. Son yıllarda çocuklarda da artış görülüyor. Çocukların da uyku sırasında dişlerini gıcırdattığı aileler tarafından söyleniyor." şeklinde açıkladı.

Yaşam koşulları içinde zorlanan, travmalar yaşayan ve yarış atı gibi baskı altında bulunan, 7-14 yaş arasındaki çocukların yüzde 77’sinde diş gıcırdatma görüldüğü söyleyen Diş Hekimi Emek Saran, "4-6 yaş çocuklarda yüzde 31’inde bu rahatsızlık görülüyor. Öyle ki, 3 yaşındaki çocuklara dahi plak kullandırılıyor. Eğer erken yaşlarda koruyucu tedaviler yapılmaz ise henüz büyüme-gelişmesi devam eden çocuklarda hem dişlerde hem de çene ekleminde kalıcı hasarlar oluşabiliyor.” dedi. CİHAN

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

SAĞLIK Haberleri