TOPLUMSAL HUZURU ENGELLEYEN FAKTÖRLER

Sami Kesmen

Bazı tutum ve davranışlar, anlayış ve düşünceler insanların birlikte huzur içinde yaşamasını engellemektedir. Menfaat ve çıkarların ön planda tutulması, kişinin kendini faklı ve üstün görmesi, olaylara adaletle ve vicdani olarak bakılmaması gibi düşünce ve anlayışlar birlikte huzurlu yaşamanın önünde engeldir. Bencillik, kibir ve gururlu olmak huzuru bozar, kardeşliği ortadan kaldırır. Kaba, katı, sert ve saygısız olmak insanlar arasında ilişkilerin olumsuz gelişmesine neden olur. Zulmetmek, masum insanların kanını emmek, onlara göz yaşı döktürmek, kendi hesabının peşinde koşmak toplumda uçların oluşmasına neden olur.

Kötülük peşinde koşmak, insanların canını acıtacak fiillerde bulunmak, mala ve cana zarar vermek, günah olan eylemleri yapmak, insanları günaha teşvik ederek hanelerin ve mahallelerin birliğini dinamitlemek gibi davranışlar da huzurun bozulmasının nedenleri arasındadır. İnsanların ayıp ve kusurlarının peşine düşmek, görülen bir hatayı afişe ederek insanların mahcubiyetine neden olmak, diğer insanları hor ve küçük görmek, kendisinin dışında kalanlara ve çıkar ilişkisi olduğu kimselerin haricindekilere sırt çevirmek, nemelazımcılık yaparak duyarsız davranmak da insanlar arası ilişkilerin bozulmasına, huzurun ortadan kalkmasına neden olur.

Peygamberimiz, “Kişinin Müslüman kardeşini küçük görmesi kendisine günah olarak yeter” buyurmuştur. Geçmiş toplumların helakinden bahseden Peygamberimiz, haset ve kin beslemenin toplumu kökünden yok edeceği hatırlatmasında bulunmuştur. Merhamet etmeyene Allah da merhamet etmez mesajıyla Peygamberimiz topluma Allahın rahmetinin sağanak sağanak gelmesi veya gelmemesi o toplumun birbirine olan merhametine bağlıdır ikazını yapmıştır. İnsanların en kötüsünün şerrinden dolayı diğer insanların kendisinden çekinilen kimse olduğu  Peygamberi bir hatırlatmadır.

Müslümanlar birbirinin derdini bilmeli, çekmeli ve çözmelidir. Nemelazımçıılık İslami bir eylem ve düşünce değildir. İnsanlar birbirleriyle bir anlam ifade ederler. Herkesin diğer insana ihtiyacı vardır. Her insan diğer insan için bir nimettir. Kendi varlığının kıymeti diğer insanların varlığına ve onlarla olan ilişkinin boyutuna bağlıdır. Müslüman diğer insanlar hakkında hüznü zan üzere olmalıdır. Su-i zan göstermek kirli kalbin hayata yansımışıdır. Birbiri hakkında bilgi sunan insanların bilgilerine dikkat edilmeli, fasıkların getirdiği bilgi ile asla hareket edilmemelidir.

Hucurat suresi 12.ayette Yüce Allah; “Ey iman edenler! Zannın çoğundan kaçının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurunu araştırmayın. Biriniz diğerinizi arkasından çekiştirmesin. Biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz. O halde Allah'tan korkun. Şüphesiz Allah, tövbeyi çok kabul edendir, çok esirgeyicidir” buyurmaktadır.

Huzurlu olamamaktan şikayetçi olan toplum bireyleri önce kendilerini tartmalıdır. Huzurun önündeki engelleri ortadan kaldırdıklarında kendiliğinden huzur oluşacaktır. Bayramlar ve kutsal zamanlar bunun için önemli fırsatlardır. Huzuru önce zihinde inşa edilmelidir.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.