CHP Samsun İl Örgütü'nde Abilik modeline geçildi. Avukat Ersoy Üstay, Mehmet Bank'tan partiye ait mühür ve hesapları teslim aldı. Dün parti binasında yapılan aslında bir devir tesli töreni değildi. Çünkü Üstay'ın birlikte çalışacağı yönetim kurulu üyelerinin ataması henüz yapılmamıştı.
Ersoy Üstay başkanlık koltuğuna oturur oturmaz CHP'nin Örgütlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Nihat Matkap aradı. Ersoy Üstay, yönetim kurulu üyelerine ilişkin listenin Mustafa Polat'a gönderildiğini bildirdi Nihat Matkap'a. Nihat Matkap, Üstay'a "Birleştirici, kaynaştırıcı bir liste yapmışsınızdır umarım" demiş olmalı ki, taze başkan Ersoy Üstay "Biz de ona özen gösterdik. Naci Bey de burada. Onun da size selamları var" dedi. Naci Bey dediği, Naci Altuncu idi. Yani Üstay'dan iki önceki başkan vekili. Acaba Nihat Matkap, "Naci Altuncu listede var mı?" diye mi sordu?
Teslimat sırasında Ersoy Üstay Yönetiminde adı geçen Şükrü Şişman, Kemal Çoban, Nesime Göker, Arzu Sabuncu Kırıcı, Aynur Özcan gibi isimler de vardı.
Gazeteciler, yaşının 73 olduğunu söyleyen Üstay'a çeşitli sorular yönelttiler. 4 Aralık 1938 doğumlu olan Üstay, "Aralığa ne kadar var?" diye sordu. Üstay Mehmet Bank'ı asansörün kapısına kadar yolcu etti.
SİYASETÇİİ!!
İlkokulda bir öğretmen, öğrencilere:
-Büyüyünce ne olmak istiyorsanız, onun resmini yapın, demiş.
Erkek öğrencilerden biri, bir uçak resmi yapmaya çalışmış; bir başka erkek öğrenci bir futbolcu, bir kız öğrenci de bir gelinlik resmi çizmeye...
Önünde kalemiyle defterine hiçbir şey çizemeyen bir öğrenci de ağlamaya başlamış.
Yanına yaklaşan öğretmen:
-Neden ağlıyorsun bakayım, demiş.
Çocuk da içini çeke çeke:
-Ben siyasetçi olmak istiyorum ama, demiş; nasıl çizileceğini bilemiyorum.
Öğretmen, gözyaşlarını silmiş çocuğun:
-Hiç ağlama, demiş; bir şeyler karala olsun bitsin...
EMİR MARKET&RESTORANT
KATKILARIYLA
Bugünkü fotoğrafımız Samsun'dan. Bu fotoğrafın neresi olduğunu sizden istiyoruz. İstediğimiz yalnızca bu. Ve siz bizi Saat 17:00'ye kadar arıyorsunuz. Cevaplarınızı sevkiyldrm@yahoo.com; info@dengegazetesi.com.tr ya da 420 04 28 nolu telefona bildiryorsunuz.Cuma günkü Fotoğrafımız Kunduz Ormanı idi. Onur Şentürk isimli okurumuz doğru cevabı verdi. Emir Balıkçılık kartı bizde.
0RHAN VELİ
Bu ne acaip bilmece!
Ne gündüz biter, ne gece.
Kime söyleriz derdimizi;
Ne hekim anlar, ne hoca.
OTAT KATKILARIYLA
Bugün sizlere; Sularımızda en çok avlanan balıklardan biri de "Sazan"dır. Sazan karadeniz ve Marmara'da avlanır. Doğru mu, yanlış mı? Cevaplarınızı sevkiyldrm@yahoo.com; info@dengegazetesi.com.tr ya da 420 04 28 nolu telefona bildirmenizi istiyoruz. Haydi kolay gelsin. Bol OTAT'lı günler.
Dünkü sorumuz kolaydı ve şöyleydi: İncil'de anlatıldığına göre İsrail kahramanı Samson bıyıklarındaki esrarlı güçle Filistinlileri yenilgiye uğratmış, aşık olduğu rahibe Dalida'nın uyurken bıyıklarını kesmesi üzerine gücünü yitirmiştir. Doğru mu, yanlış mı? Demiştik. Yanlıştı çünkü Samson bıyıkları değil saçları kesilmişti. Doğru cevabı veren okurlarımız arasında Mehmet İnce OTAT yoğurdu hak kazandı.
GÜZEL SÖZ
Hayat bir kuşku kabarcığıdır ve uyku içinde uykudur.'
(Emerson)
150 YIL ÖNCE
Ziya Paşa, 150 yıl önce şöyle yazmıştı:
"Kadı ola davacı ve muhzır (bir tür savcı) dahi şahit
Ol mahkemenin hükmüne derler mi adalet"
HAYYAM'DAN
Paramız yok ki bir güzel sevelim;
Bademiz (şarap) yok ki, içip de haykıralım.
Demek günaha girmenin yolu yok,
Çaresiz kalkalım namaz kılalım.
KALEM SİZDE
Yemek yemek üstüne ne düşünürsünüz bilmem
Ama kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı
(Cemal Süreya- Teşekkürler Barış Aytekin)
****
"Eğer, İlerde Birgün KEŞKE Demek İstemiyorsan, 3 Şeyi Doğru Seç! EŞİNİ, İŞİNİ, ARKADAŞINI...! " (Yunus Emre-Teşekkürler Havva Karabulut)
****
1 sevda masalıysa bu...
2 demet gülle gelmişse kapına,
3 dileği varsa,
4 dönüyorsa etrafında,
5 gündür görmediysen
6 nda kalma bunun,
7 rme gururuna,
8 den sonra,
9 gelsede,
10 suz bırakma kendini ...
(Teşekkürler Mehmet Ertuğrul)
LANET OLSUN KAPAK!
Bir gün 75 yaşındaki bir ihtiyar, sperm testi yaptırmak için doktora gider. Doktor yaşlı adama ağzı sıkıca kapalı ufak bir steril kavanoz verir ve;
"Bunu doldurup yarın bana getirin!.." der. Ertesi gün ihtiyar kavanozu getirip doktora verir. Doktor kavanoza bakar ve boş olduğunu görüp sebebini sorar; İhtiyar anlatmaya başlar:
"Doktor bey, dün gece çok uğraştım!.. Önce sağ elimle bir hayli denedim olmadı!.. Sol elimle denedim yine olmadı!.. Karımı çağırdım, o da sağ ve sol elleriyle denedi, ağzıyla denedi, önce dişini çıkararak sonra dişini takarak denedi yine olmadı!. Komşunun karısını çağırdık, o da denedi olmadı!?.." diye anlatmaya devam ederken artık kendini tutamayan doktor hayretle sorar:
"Ne!.. Komşunun karısını da mı çağırdınız!?.." İhtiyar: "Eveeet!.. Ne yapalım yani!?.. Şu lanet olası kavanozun kapağını bir türlü açamadık ki!?.."
İKİNCİ SAYFA
Bugün bu sayfaya gelene kadar 2'nci sayfayı okumuş olmalısınız, eğer gazeteyi arkadan okuma gibi alışkanlığınız yoksa. Neyse, 2'inci sayfadaki öykü gerçekten anlatılacak gibi değil. İnsan Arif-Oya Uysal çiftinin Kübra öyküsünü dinleyince özverinin ne demek olduğunu, anne-babalığın nasıl yapılması gerektiğini haykırıyor. Annesini doğarken kaybeden mink Kübra Arif gibi bir baba Oya gibi bir anneye sahip olduğu için ne kadar da şanslı aslında. Dileriz, Uysal çiftinin bunca didinip çabalaması sonuç verir de sevgili Kübra sağlığına kavuşur. Düşüncelerinizi paylaşırsanız seviniriz.
sevkiyldrm@yahoo.com'a bekliyorum. lütfen yazınız
DUYURU
Tansu Tekin'in Objektifi