TESADÜF MÜ ?

Bayram Ocak

Soğuk savaşın sona ermesinden sonra stratejik tehdit algılamaları çok boyutlu ve değişken hale dönüşmüştür. Bölgesel ve etnik çatışmalar, ülkelerdeki ekonomik istikrarsızlık ve belirsizlikler, kökten dincilik , uyuşturucu ve her türlü silah kaçakçılığı uluslararası şekliyle ortaya çıkan yeni tehdit ve riskleri içermektedir. 

 

Doğal olarak neyin terör, kimlerin terörist olduğu konusu sorgulanmaktadır. İŞİD terör örgütüdür. Fakat aynı İŞİD bir güç tarafından alana sürülerek kullanılmıştır. Onun üzerinden belirlenen hedefe gidilirken, ön planda terör örgütü fakat onu kullanan ve ona karşı operasyon adı altında amaçlarını gerçekleştiren küresel güç, alan içinde teröristleri başka bölgelere nakil ederken İŞİD terör örgütüdür ve onunla mücadele edilmelidir tezini verdiği destek ile yine kendisi çürütmektedir.

 

 Kısaca herkesin karşı olduğu terör örgütleri, bir başkaları için araçtır. Konu terörle mücadeleye görüntü olarak dönse de ,temelinde kullanılan bir araçtır ve terör tanımlaması gücün , kullanım amacı , kullanım yerine göre, zarar gören tarafından değil, planlamayı yapanlar açısında terör ve terörist tanımlaması ile adlandırılır. İŞİD ile oluşturulan boşluğa yeni bir örgütü yerleştirir  ve buna açıktan destek verir . Bölgedeki amacını gerçekleştirmeyi, araç olarak kullandığın örgütle savaşıyor diyerek başka bir terör örgütünü yerleştirdiğinde, terör ve terörist kavramları anlamını kaybetmeye başlar.

 

 Biraz daha geriye dönelim, 1974 Kıbrıs barış harekatı ve uygulanan ambargo. Yukarıda ülkelerde ekonomik istikrarsızlıklar ve belirsizlikler diye bir tanımlama var. Ambargo bunu sağlarken arka planda yeni bir oluşum göze çarpmaktadır. Ülke anarşi ile uğraşırken yurt içinde mezhepsel bir ayrımın fitili ateşlenmeye çalışılıyordu. 

Bu esnada Barış harekatı sonrasında sessiz bir örgütün temelleri atılır. Askeri bir darbe yaşanır ve ülkeye bir nevi ayar çekilir. 

 

Bu askeri harekat sonucunda ülkede sağ-sol görüşlü ideolojiler kontrol altına alınırken, arka planda sessiz kurulan örgüt aktif hale getirilir. PKK terör örgütünün kuruluş yılı ülkemizde yayınlanan raporlarına göre 15 Nisan 1979 dur. Başlangıç safhası 1975 yılın uzanmaktadır. Bu döneme kadar kuruluş aşamasında değişik boyutlarda olaylar da terör örgütü karşımıza çıkmaktadır. 

 

 Terör örgütünün şehir içinde ki yapılanmasını tamamladıktan sonra kırsalda aktif hale geliyor ve terör ülkenin ana gündemine yerleşiyor. Örgüt eylem aşamasına geldiğinde şehirde ve kırda silahlı eylemler başlatarak halkı sindirmek, devlet bağını parçalayarak devletin yetersizliği ortaya çıkartılma amaçları doğrultusunda eylemlerine başlıyor. 

 

Üzerinde durulması gereken konuların başında ülke içerisinde anarşi bitmeden, terör örgütünün faaliyetlerinin başlatılmasıdır. Askeri darbe anına kadar sokaklar kan gölüne dönmüş, bölgeler kurtarılmış bölgeler olarak belirlenmiş, kamplaşma hızla devam ederken, mezhepsel bir çatışma hazırlıkları başlatılmıştı. Darbenin gerçekleşmesi üzerine ayrıştırılan ülke gençleri cezaevlerini doldururken, olaylar birden son bulmuş fakat PKK terör örgütüne etkin bir şekilde dokunulmamıştır. 

 

15 Ağustos 1984 yılında terör örgütü ilk büyük eylemini Eruh’ta gerçekleştirir. Ülkenin yeni gündemi terördür ve yıllarca sürecek terörle mücadele safhasına geçilmiştir. Aynı yıllarda ülkenin yine arka planında sessizce bir oluşumun startı verilmiştir. Bu 15 Temmuz’da darbe girişimi ile sonuçlanacak olan FETÖ terörüdür. 

 

15 Şubat 1999 tarihi terörist başının ülkemize teslim edildiği tarihtir. Terör hız kesmeden devam etmektedir. Bu tarihten yaklaşık bir ay sonra 21 Mart 1999 yılında yurt dışı çıkış yasağı bulunan FETÖ elebaşı Amerika’ya doğru yola çıkmıştır. 

 

 Tüm bu olayları ardı ardına koyduktan sonra bunun tesadüf olmadığı, sürekli bir sopanın başımızın üzerinde durduğu görülmektedir. Suriye’de gerçekleşen olaylara bakıldığında, yıllarca ülke içinde ki teröre destek verenler artık pervasızca bu bölgede terörü müttefiki olduğu ülkeye karşı kullanmaktadır. Yılarca sessiz verilen destek artık aşikardır ve tüm bu olayların planlı bir şekilde yürütüldüğü de sorgulanmayan bir gerçektir. Tüm bu gelişmeleri tesadüf olarak görmek mümkün değildir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.