TARİHİ AMİSOS KENTİNDEN ...

Adnan Bahadır

Yaklaşık altı aydır tarihi Amisos kentinde yaşanan hikayelerden bahsetmedik, zira bizim yazdıklarımız o kadar önemseniyor ki yazdığımız hikayeler dahi mahkemeye verilip burada kastedilen kişiler biziz, zira anlatılan hikayeler bizi tarif ediyor deyip dava açıyorlar. Biz açılan davalardan rahatsız değiliz zira bu ülke bir hukuk Devletidir keşke Hukuk adam gibi işlese de herkes yaptığının bedelini ödeseydi. Hukuk herkese lazım, herkes yaptığı hatanın bedelini ödemek zorundadır ancak işin enteresan tarafı elinizde belgeler olduğu halde yaptığınız haberlerden rahatsızlık duyanlar sanki çok haklı imişler gibi gidip mahkemeye vermeleri akıllara durgunluk verecek bir cesaret örneğidir.

Eline küçücük bir yetki alan kişiler dahi bunu diledikleri gibi menfaatleri doğrultusunda kullanabiliyor iseler ne mutlu onlara, yazıklar olsun haklı olduğu halde korkak davrananlara, bir insan kendisinden emin ise ve Allah'a iman etmiş ise sureti katiyetle kimseye eyvallah etmez, sadece ve sadece Allah'tan korkar. Hayatı boyuca kıçı açık olan keçinin koyunun kıçını bir kez gördüğünde feryadü figan edip vay efendim senin kıçın göründü demesi misali toplumda her türlü hezeyanı yiyenler başkalarının ufacık hatasını gördüklerinde feryadü figan etmeleri ağlanılacak hallerinin olduğunun delilidir.

Bizim konuştuğumuz telefonlardan, bulunduğumuz ortamı dahi dinleyenler acaba bu tür insanları da biraz dinlemiş olsalardı ne olurdu? Emin olun onu düşünmek dahi istemiyorum zira bu insanların elle tutulur en ufak bir yanı olmadığını hepsi bilmesine rağmen o türdeki insanlarla iş birliği yapmaları onların kalitesini açıkça ortaya koymaktadır. Adnan Bahadır'ın telefonlarını dinleyen arkadaşlar sadece tutuklu bulunan Milli Emlak Müdürünün özelleştirilen DLH ihalesi ile ilgili hangi vekilden ne tehditler aldığını telefon kayıtlarından çıkarmış olsalar eminim bu şehir çok ama çok rahatlayacaktır.

Geçtiğimiz günlerde yayınlamaya başladığımız hazine operasyonu iddianamesi henüz tam anlamıyla sanıkları ortaya çıkmış iddianame değil, zira kamu görevlisi olup da soruşturma izni alınması gerekenler henüz o iddianameye girmiş değiller, onlar da o iddianameye girdiklerinde işte o zaman siz seyredin gümbürtüyü. Bizim bu anlamda yapmamız gereken ne ise şimdiye kadar yaptık, ancak bundan sonra da bu işin peşini bırakacak değiliz cumhuriyet savcısının iddianamesinde haklarında soruşturma izni istenenlerin tamamının o iddianameye dahil edilmesine dek mücadelemiz devam edecektir, ondan sonraki süreçte olay hakimin önüne gideceğine göre o süreç bizim ilgi alanımızın dışında olacaktır.

Aslında bu konulara çok fazla eğilmeden herkese ağamsın paşamsın deyip, onların gönlünü yapıp arkadan malı götürmek varken işin zor ve sıkıntılı kısmını seçmek çok akıllıca olmasa gerek ama bir İnsan Allah'a ve ahret gününe iman edip, hayatını o çerçevede tanzim etmeye kalktığında o zaman bu dediklerimin en ufak bir kıymeti harbiyesi kalmıyor. Hak ve doğru bildiğiniz yoldan ayrılmadan bedeli ne olursa olsun katlanmak kaydıyla doğruları yazdığınızda biraz sıkıntı çekseniz de akşam yatağınıza yattığınızda çok rahat uyuyorsunuz. O zaman ölümle hayat arasında çok fark kalmıyor.

Bugün size Tarihi Amisos kentinde yaşanan bazı hikayeleri anlatmak istiyordum, örneğin yazman lakaplı düzenbazların kimlerle bir olup ne işler çevirdiklerinden tutun, görünüşte büyük iş adamı olan ancak tefecilerin elinden bir türlü kurtulamayan iş adamlarının hikayelerine varıncaya dek bir çok hikayem var idi ancak bu hikayeleri anlatmaya yerim kalmadı. Nasip olur ise başka bir yazıda bu hikayeleri sizlerle paylaşıp, güzel vakit geçirmenize yardımcı olacağım. Sözlerime son verirken Yüce Rabbimden temennim kendi rızasından ve kendi yolundan ayırmamasıdır, emin olun ki gerisi teferruat. Kalın sağlıcakla

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (3)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.