SORU ÜSTÜNE SORU

Sağda solda Ata"mızın tarihini irdeleyenler var. E-postam “Atatürk şöyle yapmış, böyle olmuş, şu yanlış,  bu doğru” gibi saçma başlıkları olan yazılarla doluyor. Muzur neşriyattan başka, tarihe saygısızlık ve şükürsüzlük dışında doğru giden/olan ne? Bunu yapanlar onlar gibi yazabiliyorlar mı isimlerini tarihe? Bir lider beyni veya kalıcı bir eser/yapıt bırakabilirler mi cümle saldırılarıyla?
Neden hakkın rahmetine kavuşmuşları dinlendirmezler yattıkları yerde? Rahat göze mi batıyor? Mesela, doğruyu söylemek gerekirse benim de şahsen anlam veremediğim olaylar yaşanmış tarih(ler)imizde. Ama o varlıklar zamanında didinmişler, kavgalarını vermişler, savaşmışlar, belirtmişler. Doğru veya yanlış... Yanlışlardan eminsek düzeltiriz, değilsek doğruları bozmayız kıskançlık duygularıyla. Kıskanç değiliz çünkü! 
Yani önemli olan biz hayatta olanların ne yaptığı ve yapacağı. Yoksa “olay ayağıma gelsin, ben yer içer giderim” diyen bir kafayla olacak iş değil bunlar. Bu devir şansına yenik bir devir aslında. Tarihimizde atlar, dostluklar, birlikler, kuvvetler vardı. Şimdi son model ve satılık/kiralık beyinler var. Tarihi yanlış anlatanların gırtlaklarına neden sarılmıyorlar da, onun aksine kavgasını bir gelecek için vermiş büyük değerlerimizinkine sarılıyorlar?
İyimserliğin düşmanı olur mu? Olursa da bunlar hasta mı? Hastalarsa bunlar özürlü mü? Tarihte nezaket, el ele tutuşan ve sımsıkı kenetlenmeyi bilenlerin yaptıkları göze batıyor ama arkalarından yapılan ve torunları olacak hayırsızları uyarmak için ağızını açanlar yok ortada. İşte şimdi sorarım size “nerede bu devlet” diye.  Bir de insan ayıranlar... Türk, İngiliz, Fransız, Belçikalı, herkes kardeştir!
Yani kendini kusursuz görüp diğer bir kültürü eleştiremezsin. Çünkü tarihte sadece ülke için değil, dünyanın düzeni için savaşılmadı. Eğer bir ülke için savaşılsaydı adımız “bencil” olurdu. Ama bizim tarihimiz eli açık ve misafirperver bir tarihtir. O nedenle de “en güzel sanatlar da o zamanlarda icra edildi” diyebiliyorum. Örnek çok basit! Günümüz dünyasında tarih yaşanmazken tarih varmış gibi evcilik oynayanlardan sıkılmaya başladık.
Gelecek önemsense, şuan tarih yazılırdı. Geleceğe doğru ilerlerken arkanızda kalan her adım sizin tarihiniz olur! Kimisi yanlış desin, kimisi doğru desin. Sevenleriniz de olacak, sevmeyenlerinizde. Ama kimse kimsenin yerine geçerek “daha akıllıyı oynayamaz” Bu insanlığın tarihi geçmişine taciz, tecavüz, saldırı ve cinayet olur! Bugün hemen hemen kimselere gülemiyoruz mesela! Çünkü tarihi benimseyen yok! Ferrahlatan bir olay ve gülünç bir haber yok.
Bizim tarihimiz şuan izlenen sabah programları, karı koca bulmacaları olmuş. İzlemesek de bizim adımıza kahinlik yapıyorlar. Komedi diye bir sanat icra ediliyor ama gülemiyoruz olaylardan. Komediyi geçmişi araştırarak yapanlar da yok çünkü. Ama Atatürk tarihimizin bir bölümünde Charlie Chaplin"le aynı dünyada bulundular. İşte lider, işte komedyen. Biri barış için çabalarken, halkı için uykusuz kalırken, diğeri basit bir komedyen olarak da görülse kimilerinin gözünde, tarihin doğrularıyla yanlışlarıyla insanları aynı barış mücadelesi içi güldürerek savaşıyordu.
Birbirlerini tanımalarına gerek de yok. İnsanlığı hissetmek yeterli. Bu da tarihi önemseyenlerde bulunur. Önemsemeyenler laf eder, kavga çıkarır, muzur neşriyatın psikopatı olur.

Not: NASA da tarih yazıyor(!) sözde. Dünya bitti, Ay"a da ayak attılar! Onlar su"yu insanlık için değil, daha çok Coca Cola üretebilmek için arıyor sanırım!...   

Barış ve Sevgi dileklerimle.