SOKAK HAYVANLARI VE KARAVANLAR

Adnan Bahadır

Bugün iki farklı konuya girmek istiyorum ancak geçen haftaki “Asım’ın nesli” yazımıza bazı okurlarımız eleştirel yorumlarda bulundular, biz eleştirilere saygı duyarız, İmam Hatip mezunları arsında yanlış işlere bulaşmış kişiler yok mu elbette var ama bunların yekünü yüzde beşi dahi bulmaz, bunlar üzerinden bir camiayı eleştirmek doğru olmaz. Bizim dönemimizde yetişen İmam Hatip nesli ile bugünkü neslin arasında ciddi anlamda fark olduğu muhakkak. O günkü samimiyet, kalite bugün yok ama bu okullar olmasa ileride cenaze namazı kıldıracak imam bulamayacağımızı da unutmayalım. Zaten bu okulların ilk kuruluşu İsmet İnönü döneminde cenaze namazı kıldıracak imam bulunmamasından İmam Hatip kursları olarak açıldılar ama okul olmadıklarından öğrenci bulamadılar. Daha sonra Merhum Menderes dönemimde lise olarak açıldılar. Bu konu üzerinde çok konuşulacak bir konu ancak bugünkü konularımız farklı olduğundan onlara geçmek istiyorum.

Sokak hayvanları ve karavan konusuna değinmek istiyorum. Sokak hayvanları ile ilgili çıkan yönetmeliği Danıştay’ın iptal ettiğini haberlerden öğrendik. Nedenine ve detayına girmek istemiyorum ancak benim büyük oğlum Hollanda’da yaşıyor, orada sokakta sahipsiz tek bir hayvanın olmadığını, Avrupa’nın tamamına yakınında da böyle olduğunu söylüyor. Sokak hayvanlarının sahipsiz başıboş dolaşması medeni ülkelerde yasaktır. Medeniyete koşan bir ülke olarak sokak hayvanlarının başıboş gezmesine izin vermemiz veya onaylamamız doğru olmaz. Bu hayvanlara sahip çıkmak hepimizin görevidir. Yaz sezonu yazlıklarda insanlar heves edip kedi alıyorlar, kışlığa giderken sokakta bırakıp gidiyorlar. Pandemi döneminde yazlıkta kışladık, sekiz on tane kediye bakmak zorunda kaldık. Allah aşkına bu hayvanları sokakta aç, susuz bırakmak hangi vicdana sığar? Allah Resülü, “Yerdekilere merhamet edin ki göktekiler de size merhamet etsin” buyurmakta. Hayvanlar, insanlık âleminin imtihanıdır. Onlara sahip çıkmak hepimizin görevidir ama onları alıp birkaç ay baktıktan sonra sokağa bırakmak vicdansızlık değil de nedir? Devletin bu konuyla ilgili çıkardığı yasa ve yönetmelikler çok doğru uygulamalardır. Kedilerimize, köpeklerimize adam gibi sahip çıkmıyacak isek onları almayalım. Sokakta başıboş gezen köpeklerin saldırılarına maruz kalan onlarca çoluk çocuğun yaşadıklarını da unutmayalım diyerek bir diğer konumuza geçmek istiyorum.

Şehrimiz, Karadeniz Bölgesi’nin en güzel sahiline sahip olan bir şehirdir. Bununla ne kadar gurur duysak azdır. Şehrimize gelip de sahilimizi övemeyeni görmedim. Tokat’tan, Amasya’dan, Çorum’dan ve diğer illerden gelip ev alanların sayısının haddinden fazla olduğunu da unutmayalım. Ekonominin en önemli lokomotiflerinden biri inşaat sektörüdür. Dairenin yapım aşamasından başlamak üzere çalışan yüzlerce insanından tutun da mal satışı yapan tüccarına, esnafına, sanayicisine dek pek çok sektörün canlanmasına vesile olan bir sektördür. Daire satışlarının ardından mobilyacısından manifaturacısına, beyaz eşyacısından tekstilcisine pek çok insanın ekmek yediği bir sektördür. İnsanların Atakum’u tercih etmelerinin en önemli nedenlerinden biri sahilinin güzelliği ve yaz aylarında denize girme imkânıdır, böyle güzel bir sahil bölgemizde yok. Ancak son birkaç yıldan beri sahil öyle enteresan bir hal almış ki anlatamam. Çadırından karavanına sahilin tamamı dolmuş, yayanın dahi denize girme imkânı kalmamış desem abartmış olmam. Çadır kullanan insanlar ekonomik bakımdan kıt imkânlı insanlardır ama onların da sahili işgal edip başkalarının denize girmesine engel olma hakları yoktur. Karavanlar ise ekonomik bakımdan imkânı olan zengin kişilerin iki yüz üç yüz bin lira vererek aldıkları eğlence araçlarıdır.

Samsun Büyükşehir Belediyesi, bu araçlarla ilgili karavan parkları yapmış, cüzi ücretler ödeyerek bu insanlara sunmuştur. Gerçi karavan hastalığı o kadar çoğaldı ki belediyelerin bu kadar çok karavana yer bulması da zorlaştı. Ancak sahiller tüm halkın ortak kullanım alanlarıdır, oraları babalarının malı gibi kullanmaları asla kabul edilemez. Samsun Büyükşehir Belediyesinin karavanların sahilde park etmesini yasaklayan meclis kararı karavancılar tarafından mahkemeye verilmişti. Mahkeme her ne hikmetse onları haklı bulmuştu ancak şimdi İçişleri Bakanlığı bir genelge yayınlayarak ülkemizin tamamında karavan parklarını sahilden yasaklamış, sadece belediyelerin göstereceği karavan parklarında park etmeleri yönünde karar almıştır. Bu sevindirici bir gelişmedir. UKOME de birkaç hafta önce bu minvalde karar almıştı. Bu sayede sahillerin birkaç kişinin değil halkın kullanımına açılmasına imkân tanınmıştır. Bu güzel bir gelişme, denetimin ise zabıtanın yanında polis ve jandarmaya da verilmesi daha güzel olmuş. Emeği geçenlerin ellerine sağlık diyerek bugünkü yazımızı da bitirmek istiyorum. Kalın sağlıcakla.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.