SN. ŞEHNAZ DERELİ HANIM EFENDİ !

Kenan KOÇ

HİZMET DERELERİNİN BİRLEŞTİĞİ DERYA GİBİ HARİKA BİR HİZMET SEVDALISI
SN. ŞEHNAZ DERELİ HANIM EFENDİ !

“ Baktım, öyle bir konuşuyor ki çok güzel şeyler anlatıyor. Bir insanın cümleleri bu kadar mı güzel olur? Bize öyle bir özgüven kazandırdı ki. O kurslarda geçirdiğim 15 güne hiçbir şeyi değişmem. Göstermiş olduğu büyük özveri ve topluma kazandırmak için verdiği eğitimler sayesinde hayatım değişti. O benim manevi annem olmuştu. Öz annemden daha yakındır. İyi ki tanımışım. O Şehnaz Dereli idi. “
Yukarıdaki beyan; birkaç ay önce yerel bir gazetemizde okuduğum Cenk Regaib Akman'la yapılan röportaj da geçmekteydi. O bir mahkum du. Kaderin karşısına çıkardığı ve dokunuşu ile hayatını değiştiren bahse konu o kadın kimdi?
Merakıma mucip olan bu hanımefendiyi tanımalı ve tanıtmalıydım.
Gittim, gördüm, tanıdım ve bu zamana kadar tanımamış olmamın büyük bir şanssızlık olduğunu anladım. Yeni yüzlerin artık karşıma çıkıyor olmaları Allah'ın takdir ve armağanı.
Alabildiğine hizmet aşkı ve icrası ile dolu; içten, samimi, dobra, kültürlü, nazik, asil, ela gözlerinde pırıl pırıl sevgi ve huzur veren bakışlar! Olağanüstü güzel doğallığı; mütevazi, saygılı ve etkileyici kişiliği ile bütünleşmiş genç bir sima!
Soy adı: DERELİ . Öyle ya denizler oluşur derelerden. Onda nice hizmet dereleri... Adı: ŞEHNAZ . Kelime anlamı çok nazlı da olsa; o naz bilmemiş hizmetlerinde, koşmuş durmuş yorulmadan. Bir diğer anlamı da: Müziğimiz de bir makam ve değerini yitirmeyen! Hizmetlerini kendi makamında besteleyip icra etmiş, her adımın da değerine değer katmış bir hanımefendi. O güzelliklere doğmuş, bembeyaz hayat sürmekte, hizmetler üretmek de, sımsıcak, içtenliği ile. Çok farklı özelliklere sahip saygın kişiliği ile toplumumuz da önde olan kadınımızı tanımanın onuru ile hizmetlerini elimden geldiğince anlatmak vebalimdir.
Samsun'da doğdu 1975 yılında. 1993' de Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesini kazanan Sn. Dereli; ilimizde tamamladı ilk, orta, lise öğrenimini. 1997 yılında lisans eğitimini bitirerek bilahare Yüksek Lisans'ta yaptı. Aynı yıl şehrimizdeki SRT adlı yerel televizyon da Haber Müdürü olarak ; ileri de önde olacağı çok başarılı iş hayatına ilk adımını attı ve 1yıl sürdürdü bu görevini. Karadeniz Tv de serüveni başlayalı 9 ay olmuştu ki; Samsun Ticaret ve Sanayi Odası Basın Danışmanı makamında buldu kendini henüz 22 yaşında, çiçeği burnunda iken. “ Adam olacak çocuk kundakta belli olur!” derler ya; işte daha bu genç yaşta belli etmişti kendini Şehnaz Dereli!
15 yıl boyunca; S.T.S.O. Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü görevini büyük bir şevk ve özveri ile cansiperane, başarılı hizmetlerle bezeli sürdüren Dereli; bir ilke de imza atarak ülkemizde çok ses getiren Kadın Girişimciler Kurulu'nu hayata geçirerek, kurulun koordinatörlüğünü üstlendi. Halen de bu görevini gayret ve başarı ile sürdürmektedir.
Fıtratın da ve hayallerinde olanlar vardı. Hareketli, topluma hizmeti şiar edinmişliği onun yolunun birden İzgören Akademi ile kesişmesine sebep olmuştu. 2013 yılı Ekim ayında; İzgören Akademi Karadeniz Bölge Müdürlüğü'nün kurucu ortağı, Kurumsal Projeler Yöneticisi ve Eğitmeni olarak idealine kavuştu. Şimdi oradan oraya büyük bir enerji ve şevkle , daha geniş bir kesime hizmet için koşturup durmaktadır.
Bir kadın! Önde, rehber, eğiten, öğreten, dokunduğu her şeye, insanın yeni hayatlarına, özgüven kazanmalara vesile olan… Kadınlarımızın toplumdaki örselenişliklerine, ezilmiş ve itilmişliklerine kol kanat olan cengaver!
İki çocuk annesi; eli öpülesi, ayaklarının altında cennet serili… İlgili, şefkatli kucağı; sevgi dolu sıcacık yüreği, harikulade bir anne işte. Çoğunun da manevi annesi! Ne mübarek şeysiniz be! Ne önünde, ne de arkasında eşinin. El ele, gönül gönüle, göz göze, yan yana ,eşit ve birlikte her şey de. Örnek, sembol bir aile. Ne mutlu sizlere!
İşgal ettiği makamlar da ve şu an sürdürmekte olduğu iş hayatında hep başarıları şiar edinmiş, başarmış biri… Ama ne şan ne şöhret; ne reklam , ne afişe olmak umurunda olmayan. Amacı insanlarımıza kol kanat olmak, öğretmek, eğitmek, daha rantabl ve mutlu, hayatla barışık, özgüveni tam , sorunlarını alt eden, başaran, hayata her şartta tutunan bireyler kazandırmak mütevaziliğin de… Dere dere, kol kol akmış, deryalar yaratmış. Çoğuna anne, dost, arkadaş, can, yaren olmuş!
Tepelere gelmiş. Ama elini oralardan uzatıp tutmuş ellerden. Dokunmuş hayatlara. Keyfine ; ayak ayak üstüne atıp bakmamış, “ bana ne!” demeden yaşamakta. Dertleri dert edinmiş, sorunlara çözüm üretmek için hala didinip durmakta. Bir sorun varsa, dinlerken o güzel ela gözleri buğulanıp, yaşlar akan yüreğinde ne sevgiler barındırmak da. İlla o sorunu olumlu olarak çözene kadar ki mahareti, ısrarı ile uğraşan, uykusuz kalan muhteşem insan o!
Köy okullarına, huzurevlerine, cezaevlerine kadar giren; “ Uğur Böcekleri” projesi gereği oralarda: yurt sevgisi, dürüstlük, iş kalitesi, girişimcilik, hoşgörü yanı sıra; hayata dair ne varsa anlatılmakta ve paylaşılmaktadır.
İnsanın ortak değerleri üzerinde buluşmanın ve yurdunu sevmenin her gelecek güzel şeylerin, günlerin anahtarı olduğu inanmışlığı ile insanlara dokunan bu tarifsiz hasletlerin sahibesine hayranlık duymamak, dua etmemek, saygı ile alkışlamamak mümkün mü?
Başarıyı: “ Çocuklarının hayatına etki edebilen bir anne, birilerine fayda sağlayabiliyorsan ve bu fayda karşılığında bir şey beklemiyorsan, karşılıksız fayda sağlamak üzerine bir hayat kurulduysa...” diyerek tarif eden Sn. Dereli; “iştigal edilen makam ve sürdürülen iş sadece size fayda sağlıyorsa, başarının hiçbir anlamı yoktur!” diyebilen ender biridir.
İşini doğru yapan; cinsiyeti ne olursa olsun herkesin saygıyı hak etmesi, takdir edilmesi doğru olandır. Saygıyı sadece yaşlılığına ve cinsiyetine göstermek abestir. Basit, şahsiyetsiz ama yaşlı; hiçbir özelliği yok güzelliğinden ve kadınlığından gayri, ama kadın işte ; say, sev! Yok öyle yağma. Hak edeceksin; bileğinin hakkı ile, icraatların ile, yüklendiğin ve başardığın işinle. O zaman sevilen, sayılan, baş tacı edilen olursunuz, tıpkı Şehnaz Dereli gibi..
Kadınlarımız; beceriklidir, şefkatlidir, cefakardır, çalışkandır, organizasyon kabiliyetleri yüksektir. Sorun çoğunun evde oturuyor olmalarındadır. Sahaya inen, toplumda her işte üstün başarılara sahip olan kadınlarımıza gün geçtikçe katılımları artmaları, ortaya çıkmaları, toplumumuzun refahı ve huzuru için elzemdir. İşte bu mihval de bahse konu kadınımız Şehnaz Dereli örnek ve idoldür.
Proğramlı, planlı, özverili, cefakar ve çilekeş kadınlarımız; mevcut potansiyel ve hasletleriyle hem çok iyi, vazifesine müdrik anne ve hem de iyi bir eş olarak hayatlarını verimli olarak sürdürebilmektedirler. O nedenle; bu toplum insanları için kendilerini öne atmaktan geri kalmamalıdırlar. Yaşam onların çaba ve gayretleri ile daha yaşanılır, sevilir olacaktır. Bu bakımdan da bu farklı, gözde ve önde kahramanımızı yürekten kutluyorum.
Eğitmenimiz; Etkili İletişim, Beden Dili, Takım Çalışması, Stres ve Zaman Yönetimi, Müşteri Memnuniyeti, Protokol ve Görgü Kuralları, Çatışma Yönetimi, Problem Çözme Teknikleri ve daha 20 ye yakın başlıklar da toplanacak bir çok hayata dair konularda seminerler vermekte; bir çok kurumsal şirketler gibi özel sektörde; resmi kurum ve kuruluşlar da, sosyal aktiviteli dernek, vakıf ve sivil toplum örgütlerine rehber olarak, eğitip öğretmekte ve insan hayatlarına dokunmakta, ekonomimize katkılar sağlamaktadır.
Çekirdekten gelen, her gün bilgi birikimine tecrübelerini de katarak mükemmel şekilde donanımlı olan, bu sıcacık, dürüst, içten, yurdunun sevdalısı, hizmet aşkı ile dolu kadınımızın umarım daha ileri yerler de görevi kaçınılmaz olacaktır. Bireylerimiz; bu fedakar ve çalışkan, üretici amele kadınımıza layık olduğu görevlere taşıyacak kadirşinaslık ve vefaya sahiptir.
Zor bir şey böylesine farklı, üstün meziyetlere sahip bir insanı anlatmak. O bakımdan; çok eksik kalan, dile getirip derç edemediklerimin bilincindeyim. Mühim olan onu köşeme taşımaktı.
Yanından ayrılırken; “ Bir dakika! Bir şey söylemek istiyorum, izniniz olursa . “ ikazı üzerine döndüm ve bekledim. Mahcup bir genç kız edası ve ürkekliği içinde: ” Size abi diyebilirmiyim?”… Evet cevabını alınca; çok büyük bir saygı ile elimi öptü ve sarılıp kucakladı.
Abi, abla sıfatları olağanüstüdür. En azından kendi açımdan değerli mefhumlardır. Anlatmaya çalıştığım 40 yaşlarında ki bu güzel, iyi insan tarafından “ Abi !” olarak işaret edilişim beni o kadar onure etti ki… Gurur duydum, mutlu oldum. Artık yüreği büyük, yaşı bana göre küçük bir kız kardeşim vardı. Belki de manevi kızım !!!
Siz ve sizin gibi kadınlarımız; bu topluma elzemsiniz. Minnettarım şahsım adına. Yolunuz, bahtınız açık olsun. Ela gözlerinizde ki ve güzel yüzünüzdeki o tebessümler daim olsun.

 

İPLERDE ASTIĞIN YÜREKLER


Yaşam bizleri çağırıyor sevgiyle
Umutlar bezeli çiçeklerle
Balıklar çağırıyor denizler boyu
Yıldızsız kalan geceler
Yıllardır özleminle yanan yürekler
Seni bekliyor seni
Artık kurtulmalı
yaşam akvaryumlarında ki balık ağızları


Her şey
Tüm tabiat seni söylenmekte
Sensin diller de,
Sensin olan gönüller de!
Sen dayanılmaz güzellikler de.


Sev daha çok,
Sev tutup koparırcasına yürekleri,
Sev daha çok hiç bırakmadan
Sev ki bitsin yalnızlıklar
Bitsin yetimlikler
Bak! sana özlem tutulmasın dalar


Ver sevgi dolu yüreğinden
Ver soluk soluk sıcacık nefesinden
Gel artık salkım saçak
Doldur gönül kucaklarını
Şarkılar da hep sen
Tutulan özlemler de
Senden başkasına kör bakışlar
Susanmış sevdana…


Sen gönüllerin eşkiyası
Belalısı!
Büyücüsü belki de
Yangınlar icat edilmekte
Gün batımı çanları çalıyor
Dinle!
Ellerin utanmasın
Sevgi dolu elleri tutmaktan
Balıklar derinliklerdeki kuytulara çekilmekte,
yürekler astığın iplere...


7Bırak yüreğini maviliklere
Bırak yüreklerin üstüne üstüne
Kaçıp gitme artık düşlere
Yaşa be,gönlünce!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.