ŞEVVAL AYI’INDA ORUÇ

Sami Kesmen

Onbir ayın sultanı olarak isimlendirilen ramazan ayını idrak ettik, ihya ettik. Üç aylarla başlayan -recep-şaban-ramazan- ayları manevi derecesi yüksek kutsal geceleri içiresinde barındırmasıyla fazilet bakımından diğer zamanlara oranla çok daha öneme sahiptir. Regaib, miraç, beraat ve kadir gecelerinin manevi feyzinden istifade eden müminlerin gönülleri ve ruhları yenilenmiş, zihin ve kalpleri müthiş bir manevi terapiden geçmiş oldu. Zamanların hepsi Allah katında aynı önem ve değere sahip olmakla birlikte, kullarının zamanlardan istifade etmesine dönük ilahi muradı sonucu, bir takım aylar ve geceler, zamanlar ve mekanlar diğerlerine göre daha anlamlı ve faziletli olarak ilan edilmiştir. Her bir zaman diliminin kendi açısından farklı bir önemi, farklı bir fonksiyonu, insanlara dönük farklı bir etkisi söz konusudur.

Ramazan ayının bitişiyle kameri aylara göre şevval ayı başlamıştır. Şevval ayının da ayrı bir anlamı ve önemi vardır. Zaman ve mekanların önemini ve değerini ya ilahi mesajlardan ya da Peygamberi bilgilerden öğreniriz. Ramazan ayı münasebetiyle bir ay oruç tutan insanın bedeninde bir takım değişimler meydana gelmektedir. Ramazan ayı öncesi, ramazana ruhu ve bedeni hazırlamak üzere nasıl ki üç aylarda zaman zaman oruç tutulması tavsiye edilmiş, Peygamberimiz de bu zamanlarda oruç tutmuşsa, ramazan sonrası da vücudu normal hayata adapte edebilmek için şevval ayında oruç tutulması İslam alimleri tarafından uygun görülmüştür. Peygamberimizin; “ramazan ayını oruçlu geçirip şevval ayından da altı gün oruç tutanın senenin tamamını oruçlu geçirmiş gibi fazilete sahip olur” buyurduğu günümüze kadar gelen rivayetler arasındadır. Yapılan güzel bir amelin en az on fazilet karşılığı olduğu beyanından hareketle ramazanın 28 veya 29 çekmesi, 6 gün de şevvalden ilave edilince, 34-35 gün oruç tutulmuş olur. Kameri senenin günleri 354 gün olduğu dikkate alındığında, şevval ayında tutulan altı gün oruçla senin tamamının oruçlu geçirilmiş gibi fazilet dönüşümü olacağı beyanı daha iyi anlaşılmaktadır.

Ramazan ayı öncesinde, recep ve şaban aylarında tuttuğumuz oruçla hem ramazana hazırlandık hem de bu ayların faziletinden istifade etmiş olduk. Ramazan ayında kazanmış olduğumuz manevi seviyemizi muhafaza edip, devamını sağlamak amacıyla şevval ayından Peygamberimizin tavsiye ettiği altı gün orucunu tutmalı, sonraki aylarda da gücümüz nispetinde oruç tutmaya devam etmeliyiz. Kazandığımız maneviyatı korumanın en güzel yolu oruç tutmaya devam etmektir. Beden gücümüze güre ve şartların müsaade ettiği ölçülerde her ay periyodik olarak oruç tutulması halinde hem oruç ibadetinin zevkini hissetmiş, hem de faziletinden istifade etmiş oluruz. Gerek üç aylarda gerekse şevval ayında oruç tutma hassasiyeti toplumuzda son derece itibar gören bir durumdur. Peygamberimizin hiç terk etmediği bu sünnetine toplumumuzun itibar etmesi; manevi derecelerini göstermekte ve Peygamberi sünnete bağlı olduklarını ifade etmektedir. Sevap kazanma arzusunu aşan bu hassasiyet, hem ilahi rızaya ulaşmanın hem de Peygamberi şefaate nail olma arzusunun da bir yansımışıdır.

Şevval ayında tutulacak oruç için belli bir gün başlangıcı ve tarifi söz konusu değildir. Bu Peygamberi tavsiye şevval ayının içinde orucun tutulmasıyla ilgilidir. Peş peşe tutulacağı gibi, aralıklarla da tutulabilir, şevval ayının başında tutulacağı gibi sonunda ve ortasında da tutulabilir. Hatta bu oruçları tutarken, geçmiş yıllarda tutulmamış farz oruçların yerine kaza olarak tutulmasına da niyet edilebilir. Oruç tutarken dikkate alınması gereken husus; sayısal çoğunluk değil, samimiyet yüzdesidir. “Her ibadetin az da olsa devamlı olanı makbuldür” buyuran Peygamberimiz, ibadetin samimiyetine ve devamlı olmasına dikkatleri çekmiştir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.