Kapasiteli liderler donanımlı ekiple çalışırlar, kendilerinden emin olurlar ve çalışma arkadaşlarını seçerlerken dünya görüşlerine göre değil yaptıkları işlere göre seçerler. Merhum Özal, başbakan olunca Kaya Erdem gibi liberal ama siyaseti ve devleti iyi bilen birinden tutun da merhum Adnan Kahveci gibi çok iyi bir maliyeci ve pek çok farklı dünya görüşüne sahip bürokratla çalışmayı tercih etti. Süleyman Demirel, Turgut Özal gibi kapasiteli ve muhafazakâr bir bürokratı DPT müsteşarı yaptı. Erbakan Hoca da merhum Cevat Ayhan, Recai Kutan gibi teknokratları bakan yaparak kapasiteli insanlarla çalıştılar. Tayyip Erdoğan da ilk siyasete girdiği günden bugüne dek pek çok akademisyen ve bürokratı siyasete taşıyarak ülkeyi yönetti. Amaçları iş yapmak isteyen belediye başkanlarının da seçtikleri bürokratların siyasi görüşlerine veya yaşam biçimlerine değil, yaptıkları işe ve kapasitelerine göre değerlendirmeleri gerekir. Ama günümüzde bırakın farklı partiden seçilen belediye başkanlarını veya bakanları aynı partiden seçilen bakanlar ve başkanlar dahi bürokratların tamamına yakınını değiştirip kendi ekiplerini kuruyorlar. Oysaki yetişmiş onlarca bürokratı kızağa çekmek yerine adam gibi değerlendirseler hem kendileri hem de ülke kazanmış olur.
Atakum Belediye Başkanı Serhat Türkel’in bu dediğimin tam aksine kendi dünya görüşüyle uzaktan yakından ilgisi olmayan Canik Belediyesinde başkan yardımcısı olan Ali Altunsoy’u kendisine başkan yardımcısı olarak atamış olması gerçekten takdire şayan ve tebrik edilmesi gereken bir durum. Ali Altunsoy, daha önce İshak Taşçı’nın başkan olduğu dönemde yapı kontrol müdürüydü. Cemil Deveci seçilince görevden alıp kızağa çekmişti. İbrahim Sandıkçı başkan seçilince başkan yardımcısı olarak yanına aldı, altı yıl onunla beraber çalıştı. Ali Altunsoy’un merhum babası İzzet Usta, ben Of’ta imamlık yaparken bizim Merkez Yeni Camiinin bitişiğinde kaportacılık yapardı. Oradan tanıdığım, sevdiğim adam gibi bir adamdı. Bildiğim kadarı ile yirmi çocuğu oldu. Hepsiyle ilgilendi okuttu, ev bark sahibi yaptı. Ben Ali Altunsoy’u 2017 yılında Atakum’da yaptığım bir inşaat nedeniyle tanıdım. Kendisi iyi bir teknik adam. Çözüm üreten, asla akçeli işi olmayan, hak ve hakikatten yana duruşu olan siyaseten değil işin gereği neyse yapmaya çalışan, idare-i maslahatçı değil, taşın altına elini koyarak insanlara yardımcı olmaya çalışan karakterli bir insan. Böyle bir insanı partisiyle ters düşmeyi dahi göze alarak başkan yardımcısı yapan Serhat Türkel’i tekrar tebrik ediyorum. Serhat Türkel bu icraatıyla yaptığı işin hakkını veren bir başkan olduğunu kanıtlamış oldu. Birilerinin iddia ettiği gibi işini yapmayan değil işini adam gibi yapan başkan olduğu açık ve net bir biçimde ortaya çıkmış oldu.
Diyeceksiniz ki personel maaşlarını ödeyemeyen bir başkanı yere göğe sığdıramıyorsun… Beyler, bu işler öyle zannettiğiniz kadar kolay işler değil. Muhalefet belediyesisiniz, Allah kulu yardım etmiyor, bir de önceki dönemlerden gelen öyle devasa borçlar var ki adeta belediyenin içinden geçilmiş. Durumu kamuoyuyla paylaşırsanız partiniz zarar görecek, sesinizi çıkarmadan işinize bakmaktan başka çareniz kalmıyor. Adamcağız hamamı satmaya kalktı yasal engel çıktı, başka yerleri değerlendirmek istedi farklı sorunlar çıktı. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Dr. Mehmet Muş’a dahi gidip çare aradı ve ilçe için ne gerekirse yaparım dedi ama kimseye yaranamadı. Gazeteci meslektaşlarımız sırf ekonomik destek alamadıkları için adamı her fırsatta eleştirmekten geri kalmıyorlar. Geçmiş dönemlerde o kadar enteresan işler yapılmış ki anlatmakla bitmez. Olmayan veya dağıtıldığı iddia edildiği miktarın yüzde biri kadar dağıtılıp kalanını birilerinin iç ettiği Ramazan kumanyaların dağıtılmasından tutun da afaki araç yedek parçaları alımına ve yollara dökülen mıcırlara ödenen paraların hesabını yapsalar neyin ne olduğu ortaya çıkacak. Ama yukarıda dediğim gibi siyaset adamının siyasi sorumluluk gibi bir sıkıntısı olduğundan her şeyi yapmak mümkün olmuyor.
Ali Altunsoy’un Atakum’a atanmasının ardından yapılan bazı haberlere bakınca gülüp geçmekten başka bir şey yapma gereği duymuyorum. İşten anlamayan, plan nedir ruhsat nedir, alt belediye hangi ruhsatı verir üst belediye hangi ruhsatı verir, vaziyet planına işlenen araç yıkama ve pompalarla ilgili ayrıca ruhsat gerekli midir değil midir bilmeden sırf insanları karalama adına yapılan haberlere itibar edilmez. O tesis 2.000 m2 inşaat alanını kapsayan işletme ruhsatlı bir tesis. Altunsoy'un dört ay önce verdiği ruhsat, bu tesisin içerisinde kafeterya bölümünde yapılan bir değişiklikten dolayı verilen 148 m2'lik tadilat ruhsatı. Başkalarını suçlarken bol keseden atmak kolaydır, sıra kendimize gelince ise eleştirmek çok zordur. Hele ki ahiret var, sorgu ve sual var; Allah neyin ne olduğunu çok iyi biliyor. Yoksa bu dünyada da ahirette de işimiz zordu diyerek sözlerime son veriyorum. Kalın sağlıcakla.