ŞEHRİN SON SAAT TAMİRCİLERİNDEN

Bitmek üzere olan meslekler arasında yerini alan saat tamirciliği hakkında, Samsun'un son saat tamircilerinden Ali Candan ile güzel bir sohbet ettik

- Kaç yıldır bu işi yapıyorsunuz? 

Ali CANDAN- Bu meslek, atadan gelen bir meslek bizde. Babam saat tamircisiydi, ağabeyim de öyle... Hemen hemen 60'lı yıllardan beri ailecek saat tamirciliyle uğraşıyoruz . 

- Meslek adeta bir tür değişime uğradı mı? Yani diyorum ki eski cazibesini kaybetti mi biraz? 

A. C. -Tabi bu şimdi saat tamirciliği  değişti. Baba mesleği günümüzde teknoloji koşullarına yenik düştüğü için pek fazla bizden sonra saat tamirciliğin ilerisini göremiyorum. Yani öyle matah bulunmayacak gençler tarafından; o yüzden ilersi olmayan bir meslek durumuna düştü diyorum. 

- Neticede, kurmalı saatler piyasada pek görünmediğinden, bu meslek de sekteye uğradı denilebilir sanırım. 
 
A. C. - Saat tamirciliği  80 yılardan sonra değişime uğramıştır. 80 yıllarda pilli  kol saatleri, quartz saatler piyasaya girdikten sonra, 90 yıları takiben de  mekanik ve otomatik saatler de piyasayadan çekilmeye başlayınca,   saat tamirciliği yavaş yavaş cazibesi kalmamış,   meselâ sanatkâr, sanatçı bakımından 90 yılardan sonra ivme kaybetmeye başlamıştır.

- Artık tamircilik dediğimiz, parça sökme, parça ekleme hâline geldi değil mi? 
 
A. C. - Şuan ki zaten saat tamirciliğinin tamirle pek ilişkili olduğunu söylemek biraz zor. Yine de dediğiniz gibi yedek parça yerleştirmek zaten saatlerde  pili değiştirmek tamir olmaz. 5 Tane ana parça var. İş,  gövdeyi bir araya toplayıp yerine yerleştirmek. Zaten saat tamiri kolaylaştığı için sanatkârın olmaması da ondan kaynaklanıyor. Eskiden mekanik saatlerde lazım olurdu ihtiyaç olurdu sanatkâra... 

- Büyük ihtimal, tamir ettiğiniz saatleri, "Ben saat tamircisiyim" diyen yeni yetmelere götürsek, tamir edemezler; ne dersiniz?

A. C. - Zaten şimdi bizim tamir ettiğimiz saatleri değil de bu pilli saatleri zaten bakkallar da sokaktaki işportacı da aç kapa  pil takmaya uğraşıyor; bu da sanatın ayağa düştüğünü gösteriyor. Şimdi, eskiden saat tamirinde, kapağını açmayı bırak, saati verdiğin zaman, saati eline aldığı zaman insan korkardı. Çünkü kıymetli bir eşyaydı... Artık  o durum ortadan kalktığı için şimdi herkes kendini saat tamircisi zannediyor. 


- Tüm olumsuzluklara rağmen, bir çırak yetiştirmeyi, bir usta sanatkâr kazandırmayı istemez miydiniz? Yani belki işte Ali Usta'nın yetiştirmesi, denilecek...

A. C. - Bu biraz da istemeyle değil, şartlarla ilintili, alakalı. Şimdi bizden sonra da tabi bu işi devam ettirecek bir sanatkâr çırak yetiştirmek isteriz. Ama gelecek  mesela bir çırak 18- 20 yaşında genç bir delikanlı. Bu meslekte yetiştirmek istersin ama tabi bu meslekte geleceği olmayan, yani  bu şartlarda bu zorluklarda yürütemeyeceği için gençler de haliyle zor olanı, para olmayan mesleği tercih etmeyeceklerdir. Günümüzde genelde teknoloji olarak kendilerine yer etmek istiyorlar;  gençlerin değişen günümüzdeki koşullara kendini adapte etmek için yaşadıklarını söyleyebilirim, kendi şahsi görüşlerim. Yani bence, çırak yetişmez artık bu meslekte. Çünkü bu meslek geleceğini tanımlayamayan meslekler arasına girmiştir, kaybolmaya yüz tutmuş meslektir; belki 60 sene daha  gider ama ondan sonrası yoktur diyorum. 

- Bu durumda, şöyle bir gerçek ortaya çıkıyor sanki; siz bitme durumu yaşayan bir mesleğin son temsilcilerindensiniz. Ve nesli tükenmekte olan sanatkârlara dahilsiniz. Şehrin son tamir ustalarından... 

A. C. Şunu demeden geçmeyelim; saatçilik vakit kavramı oldukça, zaman yani oldukça yaşar, varolur. İnsanlık ve zaman olduğu müddetçe, sürer. İnsan zamanı bilmek ister. Bitecek olan onun, yani saatin tamiri olabilir. Saatçilik sürer, boyut değiştirir fakat sürer. 

İlerde kapağını bile açmaya gerek kalmayan saatler, ne bileyim kendini şarj edebilen, tamir istemeyen saatler olacak. Bu yüzden işte saat tamirciliği olmayacakmış gibi görünüyor. Hülasa, insanlık sürdüğü müddetce saatçilik sürer, olaki tamirine gerek kalmaz ve meslek inkıtaa uğrar. Saat çünkü, zaman göstergesidir; vakitle, zamanla insan münasebeti de asla bitmeyecektir.

-Tamire gerek olmayan saatler olur diyorsunuz...

A. C. - Zaten şimdi bunun alt yapısı oluşturuluyor. Yedek parçaya ihtiyacı olmayan,pil değişimi olmayan saatçiliğe  doğru gidiliyor bence.

Tatlı hasbihâlimizi bitirip, Ali Candan Usta'ya değerli zamanını aldığımız için teşekkür ediyoruz. Kulağımızda eski zamanlardan kalma bir tıkırtı ile Bedesten Çarşısı'nı terk ediyoruz. Kolumuza baktığımız zamanlardan, cebimizdeki telefonla zamanı anladığımız zamanlara... Emrah ŞAHİN

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

GENEL Haberleri