Samsun, coğrafi konumu itibarıyla sadece güzel manzaraların değil, aynı zamanda Türkiye'nin lojistik damarlarından birinin de başkenti. Bu şehrin kaderi, tarih boyunca Karadeniz'in hırçın sularıyla ve kıyıya kurduğu o bereketli limanla iç içe geçmiştir. Bugün Samsun Limanı, sadece bir deniz kapısı değil; kentin ekonomik geleceğini şekillendiren, Türkiye'yi Kafkasya'ya ve Orta Asya'ya bağlayan stratejik bir köprüdür.
Düşünün ki; Karadeniz'in en büyük ve en donanımlı limanlarından birine sahibiz. Bu liman, Samsun'u sadece ticari bir merkez yapmakla kalmıyor, aynı zamanda şehre uluslararası bir kimlik kazandırıyor. Karayolu, demiryolu, havayolu ve denizyolu entegrasyonuyla (multimodal taşımacılık) Samsun, lojistik üs olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Bu entegrasyon sayesinde, Samsun'a gelen bir yük, demiryolu ile İç Anadolu'nun en ücra köşelerine, oradan da karayoluyla ülkenin dört bir yanına kolayca ulaştırılabiliyor. Bu, zaman ve maliyet açısından büyük bir rekabet avantajıdır.
Bir liman kenti olmak demek, sadece gemilerin yanaşması demek değildir. Liman, şehrin tüm dinamiklerini harekete geçirir: İstihdam sağlar, sanayiyi besler, dış ticareti canlandırır ve Samsunlu üreticinin ürününü doğrudan küresel pazara ulaştırmasına imkan tanır. Bu sayede şehrimiz, Türkiye'nin ihracat hedeflerine ulaşmasında kritik bir rol üstleniyor.
Samsun'un lojistik potansiyelini her geçen gün daha da ileriye taşımak, şehrimize duyduğumuz sorumluluğun bir parçasıdır. Gerek liman modernizasyonu gerekse demiryolu bağlantılarının güçlendirilmesi yönündeki her adım, sadece Samsun'un değil, tüm Karadeniz Bölgesi'nin refah seviyesini yükseltecektir.
Bu eşsiz coğrafyaya ve stratejik avantaja sahip olduğumuz için şanslıyız. Limanımızın sunduğu bu büyük potansiyeli en iyi şekilde değerlendirerek, Samsun'u sadece bir liman kenti değil, Karadeniz'in vazgeçilmez ticaret ve lojistik devi yapma vizyonuyla hareket etmeye devam etmeliyiz. Limanımız, şehrimizin yarınlara açılan en güçlü kapısıdır.