Ramazan Ayı, Kuran-ı Kerim'i Anlama Zamanı

Salih Parlak

Kur"an-ı Kerim, hepimizin Kitab"ı… Kur"an-ı Kerim, kendisini hıfzeden, gönlüne nakşeden ama anlayanların Kitab-ı Mübin"i… Kur"an-ı Kerim, vitrinlerini Kur"an tefsirleriyle süsleyen ve her gün açıp birkaç ayetin meal ve tefsirini okuyanların Kitab"ı… Kur"an-ı Kerim, mezhep taassubu gütmeyen, mezhep imamlarını birer karizmatik halk kahramanı ve yenilikçi önderler olarak tanıyan, kutsallaştırmayan, ölümsüzler arasında görmeden saygı duyan, ama her mezhebin bugün de yorumcusuna da pay verenlerin Kitab"ı…

“Aynı Kitapta İdris'i de anımsa; sıddik-Nebi idi. Onu da yücelerde bir gök katı boyutuna yücelttik.Bu şahsiyetler; Allah'ın karizma verdiği Adem'in dölü Nebiler, Nuh ile aynı gemiye yüklediklerimiz, İbrahim ve İsrail'in dölü, dolayısıyla kılavuz edip zekâca ayıkladıklarımızdır. Rahmanın ayetleri karşılarında okunup yaşandığında içselleşip secdelere kapanır; hüngür hüngür ağlarlardı. Arkadan gelenler namazı bile kuşa çevirirken cinsel tutkularından kopmaz oldular. Pek yakında Gayyâya girecekler” Nisa Suresi: 56-59.

“…karıncalar vadisi üzerine geldiklerinde karıncaların beyi: "Ey Karıncalar! Kesinkes yuvalarınıza girin; Süleyman ve ordusu sizi çiğnemesin; dalga boyunuza varamazlar" dedi. Süleyman onun davranışına güler gibi tebessüm edip: "Ey Rabbim! Gerek bana, gerek sülâleme verdiğin özel yetiye karşılık şükredeyim ve senin hoşnut olacağın biçimde imanımla salih amel işleyeyim diye ordumu; boyutunda düzene koy ve rahmet ağında beni, salih kulların arasına koy" dedi” Neml Suresi: 18-19.

“Herkim Allah'a, dolayısıyla o Resul"ün kararlarına saygı gösterirse işte onlar... evet onlar, Allah"ın inam ettiği Nebiler, alp eren Sıddıklar, halkı güdüleyici şehidler ve salih kullar ile bir aradadır. Bunlar ne güzel can dostları STÖ!.. o aşkın irade, Allah katından! Alîm olarak Allah yeter” Nisa Suresi: 69-70.

 

    Kur"an-ı Kerim, Ramazan Ayında, belki de Kadir Gecesinde, mana olarak Arş"ın üzerindeki makamından dünya semasına inmiştir. Bunun anlamı, Ramazan ayı boyun bu mübarek Kitab"ı, tüm televizyon ve lektronik eğlence ve eğlenti aygıtlarını kapatarak, teravih namazı ardından veya sahur sonrası evladı ayalinizin katılımıyla, bir şölen havası içinde okumanızı sağlamaktır. Öyle herkes kendi eski alışkanlıkları içinde televizyon dizi filmlerini seyrederken, genç liseli kızımız veya oğlumuz, üniversite öğrenimi gören evladımız maçları ve onları kritik eden spor yorumcularının oturumlarına can kulağı vererek dinlerken evin bir kenarına oturup, sessizce okuduğumuz Kur"an, asla okunan Kur"an değildir.

Ramazan ayı, takvim değişikliğini yaşamanın ayıdır. Güneş takvimi bir ay ertelenecek, kameri ay yaşanacak ve gönüllerde yer edecek. Böyle olmazsa Ramazan ayında şeytanlar iplere vurulamaz.

Mukabele bu ayın tek simgesi ve göstergesidir.

Hz. Muhammed'e 610 yılında ilk vahyin gelişiyle başlayan Kur'anın indiriliş süreci, 632 yılına kadar, yaklaşık yirmi üç yıl devam etmiştir. Peygamberimizle Cebrail, her yıl ramazan ayında bir araya gelerek, o güne kadar indirilen Kur'an ayetlerini, karşılıklı olarak okurlardı. Önce Cebrail okur Peygamberimiz dinlerdi. Daha sonra da Peygamberimiz okur, Cebrail dinlerdi. Bu durum Peygamberimizin vefat ettiği yıl 632 de iki kez tekrarlanmıştır. Böylece Kur'an ayetlerinin unutulmasına meydan verilmemiştir. Peygamberimizin bu davranışını kendilerine örnek alan Müslümanlar, bunu dini bir gelenek olarak günümüze kadar sürdürmüşlerdir. İşte Kur'an'ın bu şekilde karşılıklı olarak; birinin Kur'an'ı okuyup, diğerlerinin dinlemesine "mukabele" denir.

  Kur'an'ın hedefi, insanları sadece bilgilendirmek değildir. Onun temel hedefi insanları bilgilendirirken, eğitmek, eğitirken düşündürmek ve insanın yaratılış amacını gerçekleştirmesine yardımcı olmaktır. Bunun için Kur'an, insanın aklına ve kalbine hitap eder, insanı iyiye, güzele yönlendirir, açıklar aydınlatır, öğüt verir, hatırlatır ve hayatı anlamlandırmamıza yardım eder. Kur'an'ın ilk ve son hedefi bir tek Allah'a inandırmak olduğu halde, onun ilk tavsiyesi "oku" olmuştur. İnsan okuyacak, öğrenecek, yetişecek ve kendisine yol gösterici, bir öğüt olan Kur'an'ı daha iyi anlayacaktır.

Peygamber Efendimiz:

 

"Kim Allah'ın kitabı Kur'an'dan bir harf okursa onun için bir sevap vardır. Her sevabın karşılığı da on kat verilecektir" buyurarak Kur'an okuyanlara verilecek sevabın miktarını belirtmiş, ayrıca Kur'an-ı Kerim'in okuyucularına şefaat edeceği Peygamberimiz tarafından bildirilmiştir. Şöyle buyuruyor:

"Kıyamet günü oruç ve Kur'an kul'a şefaatçi olurlar. Oruç:

- Ya Rabbi, ben onu gündüzleri yemekten ve zevklerinden alıkoydum. Şimdi beni ona şefaatçi kıl, der. Kur'an:

- Ya Rabbi, ben onu gece uykusundan alıkoydum. Şimdi beni ona şefaatçı kıl, der. Her ikisi de şefaat ederler."

İnşallah konu üzerinde yine duracağız. İnşallah bu Kur"an, yaşadığımız güneş takvimini, kameri aya çevirmemize yardımcı olur.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.