PROVOKATÖRLÜĞÜN ALEMİ YOK

Adnan Bahadır

Konumuza girmeden önce geçtiğimiz hafta sıcak ve yüksek oranda nemli havayı rahat geçirebilmek adına Ladik’te bulunan tavuk kümeslerimizdeki evimizde geçirdik. Lâdik, gerçekten yaz ayları için kuru havasıyla gece serinliğiyle insanı rahatlatan çok güzel bir yer. Lâdik’e gitmişken hiç gitmediğim Vezirköprü Kunduz Ormanlarını da bir göreyim dedim. Gitmeden Vezirköprü’de esnaflık yapan daha önce siyasette beraber çalıştığımız Necmi Sarıkaya kardeşimi aradım. Sağ olsun bizi ağırladı, yol gösterdi, güzel bir ev sahipliği yaptı; kendisine buradan şükranlarımı sunuyorum. Dikkatimi çeken ne oldu derseniz; Trabzon'daki Sultan Murat, Kadırga, Limon Suyu, Hıdır Nebi yaylaları ile Kunduz Ormanlarının rakımı üç aşağı beş yukarı aynı ama tesis olarak Kunduz Yaylasında özel müteşebbisin tek bir tesisi olmaması bu şehrin turizme verdiği değeri ve insanımızın ne kadar çalışkan olup olmaması noktasını açıkça ortaya koymakta. Daha önce gittiğimiz kanyonda da durum çok farklı değildi ama şimdi Samsun Büyükşehir Belediyesi bazı sosyal tesisleri yapmış oraya. Yeterli mi derseniz; her şeyi kamudan beklemek doğru değil özel sektör mutlaka oralara el atmalı ki canlanıp ticari faaliyetler olsun. Haziran ayının başında Tonya’nın Kadıralak Yaylasına gittik ve yemek yemeye, çay içmeye özel tesis bulduk. Temmuz ayının sonunda Kunduz Yaylasına gittik ama bu hafta yapılacak festivalle ilgili kamu kurumlarının çalışmaları dışında çay içecek tek bir tesisi dahi yok. Araplar Trabzon’a neden gidiyor diye serzenişte bulunanların azıcık da bu detaya dikkat etmeleri gerekmez mi dedikten sonra geçelim asıl konumuza.

Hayatımda en sevmediğim veya sinir olduğum insanların başında hiçbir şey yapmadan sürekli tenkit eden, çözüm önerisi sunmadan muhalefet yapan insanlar geliyor. Bir şeyi eleştirirken alternatifini de sunmak zorundasınız, aksi halde sadece laf olsun torba dolsun diye veya kendini ön plana çıkarıp konuşmak için muhalefet yapan kim olursa olsun benim gözümde provokatörden başka bir şey değildir. Bu tür insanlar her camiada vardır. Sağcısından solcusuna, müslümanından ateistine dek her kesimde bu tür işe yaramaz insanları görmek mümkündür. Geçtiğimiz hafta Samsun Büyükşehir Belediyesinin sahilde yapacağı üç camii ve bir mescitle ilgili köşe yazımız ve haberlerimizle ilgili toplumun yüzde doksan beşinin memnuniyetini ifade eden yorumları beni ziyadesiyle mutlu ederken birkaç kendisini bilmez provokatörün yorumları da adeta çileden çıkardı. Bunlar toplumda çok azınlıktadırlar ama aynı sivrisinek gibi bir şaplaklık canları olsa da ısırdıklarında kaşıntı yaptıklarından insanın canını sıkıyorlar.

Halit Doğan Başkan canla başla uğraş verip ortaya çok güzel projeler koymuş, emek vermiş, üç camii bir mescit olmak üzere sahile dört tane ibadethane kazandırma noktasında son aşamaya gelmiş, toplumun çok büyük bir bölümünden de takdir, dua ve teşekkür almıştır. Bu sivrisineklerin ise rahat durmayıp kendi sosyal medyalarından yok bize neden açıklamadı da gazeteye açıkladı, yok inanmıyoruz gibi ipe sapa gelmeyen tezviratlarda bulunmaları provokatörlük değil de nedir? Kendilerini bir şey sanan bu zavallı ve acizleri belki hiç ciddiye almamak lazım ama haksızlığa tahammülüm olmadığından sayıları çok az da olsa hadlerini bildirmenin şart olduğunu düşünmekteyim.

Siyasi parti temsilcileri çıkar muhalefet yapmak adına konuşurlar bunu anlarım ama bu tür müptezellerin ortalığı karıştırmalarına da izin verecek değiliz herhalde. Siyasi parti temsilcileri konuşurlar derken onlar da mantıklı şeyleri konuşmalılar. Çıkıp aslı astarı olmayan veya akla mantığa aykırı şeyler konuşmaları da doğru değil. Örneğin ETİ Bakır fabrikasının alanına gidip yapılacak dolgu alanı ile ilgili konuşurken devletin yetmişli yılların başında kurup, 2000’li yılların başında özelleşen ve burada çalışan yüzlerce işçinin ekmeğiyle oynamak veya ülke ekonomisine katkıda bulunan bir işletmenin depolama alanı yapmaması için elinden geleni yapmak asla kabul edilecek bir durum değildir. Oraya gidip şov yapan siyasetçiler önce depolama alanı ile ilgili kendi görüşlerini ortaya koyacaklar, ondan sonra şovlarını yapacaklar. Sırf şov yapıp siyasi rant peşine koşmak şehre ve ülkeye yarar değil zarar verir. Bunun da kimseye faydası olmaz. Onlar önce Toros Gübre’nin kırk elli metreye ulaşmış silajı ile ilgili konuşsunlar sonra ETİ Bakır’a sıra gelsin. Bakır işletmelerinin aynı sıkıntıyı yaşamamak adına denizi doldurduğunu da unutmayalım. Sözlerime son verirken Terörsüz Türkiye komisyonuna bölgeden katılan iki vekilden biri olan Av. Ersan Aksu’yu tebrik ediyorum. Konuyla ilgili yarın yapacağımız WebTV programında daha geniş konuşacağız. Ayrıca vefat eden eski CHP Milletvekili ve Vezirköprü Belediye Başkanı Suat Binici’ye Allah’tan rahmet diler, geride kalan ailesine başsağlığı temennisinde bulunarak sözlerime son veriyorum. Kalın sağlıcakla.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.