ÖVMEK VE YERMEK..

Sami Kesmen

Övmek; bir kimsenin ya da bir şeyin iyiliklerini, üstün yönlerini söyleyerek değerini yüceltmektir ki sınırları aşıldığında sözcükler sırıtmaya başlar.
      Yermek; birinin veya bir şeyin kusurlarını ortaya koymak, hicvetmek, kötülemek anlamına gelir ki, maksadı aştığında kin ve nefretin yansıması olduğu anlaşılır.
      Bir kimse, maksadı aşan iltifatlarda bulunuyorsa; bu onun adamlığına değil, riyakârlığına şahadettir. Çok övenle, çok yerenden uzak durmak gerekir.
      Çok övenin manfaati vardır, çok yerenin çıkarları sona ermiştir. Eğer o kimse, adem/adam olsa; değer yargılarına göre hareket eder ki, inanç değerlerimize göre çok övmek münafıklık âlameti olurken, çok yermek de zalimliğin işaretidir.
     Gereksiz aşan övmek de, maksadı aşan yermek de kötü davranışlar arasında sayılır. Her iki davranışın gereksiz boyuta geleni islâmi değildir.
      Bir kimsenin, herkes tarafından sevilip, övülmesi mümkün değildir. Bunun münafıklık işareti olduğunu Peygamberimiz bildirmiştir.
      Bir kimsenin herkes tarafından yerilmesi de mümkün değildir. Zira, bir kimse hakkında herkes yerici ifadelerde bulunuyorsa mutlaka o toplumda bir sorun vardır.
     İnsanlar arası ilişkilerde belirleyen inanç değerleri olmalıdır. Milli değerler de inanç değerlerinden beslendiğinde anlam kazanır.
      Bir kimseyle kurulacak dostluk da, ona karşı oluşturulacak mesafe de bir anlayışa bağlı olmalıdır. O anlayış da İslâm olmalıdır.
     Bir kimsenin övülmesini gerektiren güzel özellikleri eğer İslami değerlerin ürünü olan davranışlarla, bu davranmışlar her zaman övgüye layıktır.
      Eğer, yerilen davranışlar İslami açıdan kötü olarak tarif edilenlerse, o kişi uyarılmalı, yanlışlarından dönmesi sağlanmalıdır.
       Ancak, toplum içinde çoğu kere övülen insanların aynı kimseler tarafından yerildikleri görülür. Bu durumda sorun, öven ve yeren kişinin karakterindedir.
      Hak edilmeyen bir kişiye övgü yapmak münafıklıktır. Yerilicek kişiyi, uyarmak yerine yalan yanlış afişe etmeye çalışmak da zulümdür.
      Eğer bir kişi maksadı aşacak şekilde övülmüşse içinde menfaat hesabı vardır, aynı kişi yine öven kimse tarafından yeriliyorsa, o zaman da menfaatler sona ermiştir.
     İmanı kâmil insanlardan ne çok övme ne de çok yerme söz konusu olmaz. Bir kimsenin övgüye lâyık olması zaten müslüman olarak, olması gerekendir. Bir müslümanın, müslümanca davranmasının övülecek bir yanı yoktur.
     İyi insan olmak, zaten müslüman olmanın gereğidir ve bu durum müslümanın ayrıcalığıdır. Müslüman iyi ve faydalı  insan olmak zorundadır.
     Müslüman, kötü insan olamaz. Eğer kötü davranışlara sahipse, uyarılması, doğrunun hatırlatılması gerekir.
     Peygamberimiz, zalim de olsa müslümana yardımcı olunuz buyurarak, onların zulmüne engel olunması gerektiğini hatırlatmıştır.
      Manfaati var diye kişiyi övmek, menfaati ortadan kalktığı için de kötüleyip, hak etmediği şekilde yermek büyük günahlardandır.
     Dostlukta da,düşmanlıkta da ölçüyü kaçırmamak esastır. Dost olunanla bir gün düşman, düşman olunanla da bir gün dost olunur. Yüz yüze bakmayı engelleyecek tutum ve davranışlardan uzak durmak gerekir.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.