Merhum Uğur Mumcu, Türk vatandaşını tarif ederken, “İsviçre medeni kanununa göre evlenen, İtalyan ceza yasasına göre cezalandırılan, Alman ceza mahkemeleri usulünce yargılanan, Fransız idare hukukuna göre idare edilen ve İslam hukukuna göre gömülen kişidir.” demiş. Bu tarif fevkalade doğru ve içinde bulunduğumuz çıkmazın en isabetli izahını yapmakta. İşletme fakültesi iş idaresi bölümünde okurken temel hukuk diye bir ders okuduk, kitapta yasaların neye dayanılarak yapıldığı tarif edilirken törelere, örf ve adetlere ve toplumun huzurunun tesis edilmesi noktasında gerekli olan kurallara göre kanunlar hazırlanır diyor. Neden bu detayı vererek yazıma başladığıma gelecek olursak; Türk vatandaşı olarak içinde bulunduğumuz durumu değer yargılarımızı oturup bir gözden geçirerek acaba nerede doğru yapıyoruz, nerede yanlış yapıyoruz diye muhasebemizi yapmak zorundayız. Sokağa indiğimizde yatak kıyafetleriyle ortalıkta dolaşan insan müsveddelerinden başlayarak zinayı seviyeli birliktelik, fuhşu zamparalık olarak adlandırıp İslam’ın insanlara sunduğu ikinci evlilik hakkını zinadan çok daha kötü bir işmiş gibi göstermek ne kadar doğru ne kadar yanlış bunu azıcık düşünmemiz gerektiği kanaatindeyim.
Avrupa’nın içerisine düştüğü en büyük bataklıklardan biri olan zina ve fuhşun sonucu bugün sokakta dolaşan on insandan en az beşi babasının kim olduğunu aramakta. Anne baba sevgisini ve aile terbiyesi almamış insanlardan oluşan toplumda ahlak, seviye, mutluluk aramak öküzün altında buzağı aramak gibi bir şeydir. İslam, nesli muhafaza etmek adına zinayı ve fuhşu yasaklamış, mecburiyet karşısında ikinci, üçüncü, hatta dördüncüye kadar evlilik ruhsatı vermiştir. Bu ruhsatın verilmesinin yanında tek evliliğin esas olduğunu, çok eşlilikte adaletin sağlanmasının zor olduğunu da aynı İslam Dini, Kuran-ı Kerim’i referans alarak belirtmiştir. Günümüz yasaları ise çok evliliği yasaklamıştır. Buraya kadar genel anlamıyla tarif ettiğimiz evlilik ve aile kurumunu ayakta tutmak adına zinayı yasaklayan İslam Dini, zinanın gizli evlilik şeklinde dahi yapılmasına müsaade etmezken ikinci evliliğe ruhsat verirken bizlerin zinayı, fuhşu, zamparalığı meşru sayıp ikinci evliliği zinadan ve fuhşiyattan daha kötü göstermemiz sizce ne kadar doğru bir davranış biçimi takdirlerinize sunuyorum. Zamparalık konusunda ben de zaman zaman çok köşe yazıları yazdım, muhataplarını kınadım hala daha aynı düşüncedeyim. Gizli evlilikler, zina, fuhuş şiddetle karşı çıktığım işlerdir ama adam İslam hukukuna göre ikinci eşi aldım, onunla evlilik yaptım, ilk eşim de bundan haberdar, toplum da bunu alenen biliyor derse İslam hukukuna göre buna bir şey deme hakkına sahip değiliz. Bildiğim kadarı ile o tür evliliklerden doğan çocukların nüfus cüzdanı da çıkarılıyor.
Siyaset yaptığım dönemlerde bana her türlü kötülüğü yapan Montofon kılıklı, Tilki kılıklı insanların zamparalık yaparak eşlerinden ayrılıp, çoluk çocuklarını perişan etmelerinden asla mutlu olmadım, köşemde de yazmadım. Onlar ahlaksız olabilirler ancak eşleri, çocukları ve ailelerin ne suçu var? Gazeteyi ilk açtığımda bu tür insanlarla ilgili günlerce, hatta aylarca yazıp çizmiştim. Allah çoğunun belasını verdi, bir kısmının yuvası dağıldı, çoluk çocuğu perişan oldu. Bir kısmı dizlere kadar sakal koymuş, sorsanız etrafında Allah dostu geçinirler ama arka taraftan zamparalığın alasını yaparlar. Biz bunu yakalayıp yazınca da dünyayı ayağa kaldırırlar vay efendim biz şöyle dürüstüz böyle dürüstüz derler ama aradan belli bir zaman geçip her şey ortaya çıkınca sadece yuvaları dağılmaz, iş hayatları da sıkıntıya girer. Ben bu ahlak fukaralarını dahi yazmadım ki çoluk çocukları üzülmesin, itibarları yerle bir olmasın. Bu tür ahlaksızlar yüzünden sakal bırakmadım, Allah Resulü’nün Sünneti Seniyyesi olan sakalın onuruyla oynayan bu tür ahlaksızları Allah’a havale ediyorum. Hele hele vakıf, dernek yöneticisi oldukları dönemlerde Allah'ı dilinden düşürmeyip genç yaşta sakal bırakıp siyasete girdikten sonra sakallarını kesmekle kalmayıp saçları boyatanlar yok mu onların yatacak yerleri yok. Bu kadar ikiyüzlülük, bu kadar samimiyetsizlik nasıl olur anlamak mümkün değil.
Sonuç olarak şunu söylemek isterim ki benim ölçüm ve referansım İslam’dır. İslam’ın yasak kıldığı zina, fuhuş, flört, seviyeli arkadaşlık adına ne derseniz deyin tamamına şiddetle karşıyım ama adam kimseden saklamadan ikinci bir evlilik yapıp ev açmış ise buna medeni hukuk karşı çıksa da zinayı suç saymayan 6284 sayılı yasaya göre kimsenin yapacağı bir şey yok. Ben de Allah’ın kınadığını kınar ruhsat verdiğine de saygı duyarım diyerek sözlerime son veriyorum. Kalın sağlıcakla.