Öküz hikayesi

Sedat Yılmaz

                                  Öküz hikayesi

 

Bana dokunmayan yılan bin yaşasın mantığıyla verivermenin sonu bakalım ne oluyor.

Ormanın birinde aslanlar toplanmış. “Yahu” demişler,
“Hesapta kralız; ama açlıktan öleceğiz birader… Maymuna
saldırsak, ağaca kaçıyor; Fillere saldırsak, fazla büyük…
Ceylanlar hızlı, yetişemiyoruz; kuşa dalsak, uçuyor.
Eee balık yakalayacak halimiz de yok…
N’aapsak? ”
Bir tanesi; “En iyisi, öküzlere saldıralım” demiş,
“İri yarı görünüyorlar; ama ne pençeleri var, ne dişleri…
Tam dişimize göre!”
Olur mu? Olur.
Hücum!
Ama evdeki hesap çarşıya uymamış;
Öküz, öyle yabana atılacak hayvan değilmiş meğer…
Organize oluyorlar, topluca savunma yapıyorlar, püskürtüyorlarmış.
Aslanlar açlıktan mideleri orkestra çalıyor.
N’aapsak, n’aapsak?
“Tilkiye danışalım” demişler.
Bir tilki çağırmışlar, durumu anlatmışlar.
Tilki hiç düşünmeden; “Kolay” demiş,
“Beni, öküzlerin yaşadığı zengin otlakların prensi yapın,
işinizi halledeyim…”
Aslanlar Kabul etmişler.
Tilki, elinde beyaz bayrakla öküzlere gitmiş,
“Saygıdeğer öküzler” demiş, “Aslında aslanlar uysaldır,
sizi de çok seviyorlar… Ama; Şu aranızdaki sarı öküz var
ya, sarı öküz, işte sorun o… Görünce tahrik oluyorlar, canları
çekiyor, verin şu sarı öküzü, kurtulun kardeşim, huzur
içinde yaşayın! ”
Öküz heyeti düşünmüş taşınmış,
“Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” Mantığıyla, verivermişler
sarı öküzü…
Aslanlar da afiyetle yemiş.
Bir gün, iki gün…
Tilki gene gelmiş.
“Bakın gördüğünüz gibi, saldırılar kesildi, mutlu mutlu
yaşıyorsunuz” demiş ve eklemiş:
“Ama şu var ya benekli öküz, benekli öküz… O burada
olduğu sürece size rahat yüzü yok arkadaş, canları çekiyor,
verin, kurtulun!”
Öküz heyeti düşünmüş,
“Otlağın selameti için”
Teslim etmiş benekli öküzü…
Üç gün, dört gün…
Tilki gene gelmiş.
“Kuyruğu uzun olanı… Burnu beyaz olanı… Tombul
olanı…
Tek tek alıp, gitmiş.
Otlak seyrelmiş.
Semirmiş aslanlar.
Günlerden bir gün… Artık tilki gelmemiş!
Gerek kalmamış çünkü.
Doğrudan aslan gelmiş.
“Hanginizi istiyorsam, canım hanginizi çekiyorsa, onu
vereceksiniz, Adamı hasta etmeyin” demiş.
Otların arasında tir tir titreyen, tek tük kalmış öküzler,
“Keşke sarı öküzü vermeseydik” demiş ama iş işten
geçmiş.

Okuduğum bu hikayeyi günümüzde hangi koşullara uyarlarsak uyarlayalım sonuç bana neciliğin sonucu bana dokunmayan yılan bin yaşasın derken tilkilerin işi götürdüğünü yılanların bin yaşadığını ancak sarı öküzün başına gelenlerin düşülen tuzağın bir gün banane diyenlerinde başına geleceğinin bilinmesi gerekliliğinin önemini duyarlılığımızın artması adına paylaştım .

Saygılar sevgiler benden her koşulda her zaman bana neciliğin olmadığı en güzel yarınlar siz değerli okuyucularımızın olsun .

                                 SEDAT YILMAZ.

 

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.