EĞİTİM SİSTEMİ TEHDİT ALTINDA
Uysal yapmış olduğu basın açıklamasında şunları söyledi:"
Okullarda yaşanan şiddet olaylarının tırmanışa geçmesi çok sayıda öğrencinin ve öğretmenin yaralanmasına hatta ölümlere neden olmaktadır. Okullarda yaşanan şiddet olaylarının hızla yaygınlaşması ve cinayetlere kadar uzanması, Türkiye'de eğitim sisteminin çok ciddi bir tehdit ile karşı karşıya olduğunu göstermektedir. Okullarımız toplumdan soyutlanmış kurumlar değildir. Hayatımızda, çevremizde ne olup bitiyorsa okullarımızda onları görüyoruz. Şiddeti tırmandıran unsurlar nelerdir bunların konuşulması çözüm önerileri getirilmesi gerekmektedir. Şiddetin tırmanmasında gelir adaletsizliği ve yoksullaşmanın artması en başta gelen nedenler arasında yer almaktadır. Bu durum gençlerimizi derinden etkilemektedir."
İŞSİZLİK VE GELECEK KAYGISI BAŞROLDE
İşsizlik olgusu ve gelecek kaygısının, eğitimle başarı arasında paralellik kuramayan gençlerde kendilerinde ve çevrelerinde sisteme dönük güvenin aşınmasına neden olduğunu dile getiren Uysal;" Lise mezunu gençlerimiz işsizlikle karşı karşıya, asgari ücret altında çalışmaya zorlanmaktadır. Geleceklerinin ne olacaklarını dahi kestirememektedir. Kaldı ki üniversite bitirmiş nitelikli diye baktığımız gençlerimizin durumu daha vahim durumdadır. Üniversite mezunu iki gençten biri şu an işsiz durumda hayatını sürdürmeye çalışmaktadır. Yaşadığımız ortam gençlerimize umut vaat etmemektedir. Artık yaşanılası bir ülke olmaktan çok uzaktayız. Eğitimde aradığını bulamayan, okulla kendisini özdeşleştiremeyen bu ülkenin gelecek kuşakları kendilerini var etmek için şiddeti en çıkar yol olarak görmektedir. Şiddeti bir yaşam biçimi olarak algılayan gençlerimize yol gösteren iki önemli yol var. Bunlar yazılı ve görsel medya kuruluşları. Yazılı basının ve görsel medyanın şiddet unsurları içeren programlarındaki artışı, okullarda yaşanan şiddet olaylarının en önemli belirleyicisi durumuna gelmiştir." dedi.
ÖĞRETMEN ÖRNEK ALINMIYOR
Öğretcilerin kendilerine örnek olarak artık öğretmenleri değil ,elinde ve belinde silah taşıyanlar, çalışmadan büyük parasal güce sahip olanlar, ağalar, mafya babaları, çete liderlerinin olduğunu belirten Uysal konuşmasının son bölümünde şunları kaydetti:" Okullarımız kültürel yozlaşmanın ve yabancılaşmanın boyunduruğu altında ezilmektedirler. Öğretmenin sorunlarından, eğitimin sorunlarından bahsedecek değilim. Okullarımızdaki şiddet olayı önemli üzerinde durulması gereken en önemli konulardan biridir. Okullarımızın bu duruma gelmesinde başta Milli Eğitim Bakanlığı olmak üzere tüm yetkililerin, hatta toplumun tüm kesimlerinin sorumluluğu vardır. Toplum olarak hayatımızın her aşamasında yer alan şiddet olgusu, en sonunda eğitim yuvaları olan okullarımızı da kuşatmış ve ölümle sonuçlanan üzücü olayların yaşanmasına neden olmaya başlamıştır. Okullarda öğrenci ve öğretmenlerin maruz kaldıkları şiddet olaylarını, eğitim sisteminin geleceğine yönelik hem ciddi bir tehdit hem de önemli bir uyarı olarak değerlendirmek gerekir. Sorunu çözmek, günü birlik müdahalelerle değil, polisiye önlemlerle değil , uzun vadeli eğitim politikalarıyla mümkündür. Bunun için başta öğrenci ve eğitim emekçileri olmak üzere, eğitimin tüm bileşenlerine yönelik olarak kültürel, sosyal yönden tatmin edecek altyapı çalışmalarının hızlı bir biçimde gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Ayrıca okullarda rehberlik hizmetlerinin işletilmesi ve buralardaki yetersiz personel sayılarının giderilmesi şarttır. Okul içinde özel güvenlik birimleri veya okul çevresine polis yığarak sorunu kolluk kuvvetleri ile çözmek sorunu başka yerlere havale etmekten başka bir işe yaramayacaktır."