Nisan Yağmurları Gibi Olma Sakın

Zarife Köksal Taşova

Hani bilir misiniz siz? Nisan yağmurlarını bardaktan boşalırcasına yağarlar. Bazen dolu şeklinde, bazen de sağanak sağnak… Ama o da ne? Biraz sonra güneş açmış, her taraf günlük güneşlik olmuş. Hani demin yağmur yağıyordu, şimşekler çakıyordu, gök gürüldüyordu, ortalığı güpegündüz karanlık basmıştı. Fakat şimdi güneş açmış. Her taraf aydınlık. Sanki demin yağmur yağmamış. İşte nisan yağmurları böyle olur, yağar yağar, az sonra kaybolur gider. Hafızalardan silinir.
Merhaba sevgili okurlar eminim ki hepiniz yaşantınızın değişik dönemlerinde çok renkli hayaller kurmuşsunuzdur. Hatta çocukluğunuzda hepinize büyüyünce ne olacağınız sorulmuştur. Hiç düşünmeden cevap vermişsinizdir. Peki o cevabınızı şimdi hatırlıyor musunuz? Ama ben hatırlıyorum. Hep kitaplarla meşgul olmayı istemişimdir. Aslında hayal kurmak bana göre hiçbir zaman heves olmadı. Olmamalı öyle değil mi? Özellikle gençler, ortaokul ve lise öğrencileri çok hayal kurarlar ama geçicidir. Halbuki, ta ilkokul sıralarında hedef belirlemek gerekir.

SİZ HEY GENÇLER… Neden Avrupalı rakcıların hayatını harfiyen biliyorsunuz da, astronomi Alimi El Battani"yi ve fiziğin babası İbn-İ Haysem, mimarların hocası Mimar Sinan, İbn"i Sina, Farabi, Cabir bin-Hayyam ve binlercesini tanımıyorsunuz. Bunun sorumlusu kim acaba?

Hiç unutmuyorum, öğretmenimiz bize demişti ki; “Çocuklar, suyla sabunla temizlenip paklanmayı biz Türkler bulmuşuz. Avrupalılar bizden görüp öğrendi.”

Sana söylüyorum genç kardeşim; illa senin odanda abuk sabuk posterler, sayısız kasetler, buruşturulup atılmış kahve paketleri ve içilmiş sigara izmaritleri olmak zorunda mı?

Zaten bu yüzden hayatın dipsiz kuyular gibi derin ve içinden çıkılamaz bir hal alıyor değil mi? Senin hedeflerin nasıl olurda şu köşeyi çabucak dönerim olmamalı. Avrupalı starları takip edeceğine onların tekniğini takip et. Hem bu zamana kadar onlar sana ne kazandırdı?

Bir hocam vardı hatırlıyorum. Şöyle söylemişti bize; “Sizin neden tembel olduğunuzu ben biliyorum. Çok rahatlıktan dolayı siz ders çalışamıyorsunuz. Benim kötü bir bisikletim vardı. Karda yağmurda çamurda onunla bir yerden bir yere ulaşırdım da öyle ders çalışırdım. Sizin her şeyiniz elinizin altında. Cep telefonuyla oynamaktan derse vaktiniz kalmıyor.”

Sahi sevgili okurlar 21 yaşında genç bir delikanlı olan FATİH nasıl fethetti İstanbul"u?

Onun ne cep telefonu vardı ne de bilgisayarı. Peki nasıl oldu bu iş?

Şimdiki Fatihler de ne dümen yaparım da şu popstar yarışmasını kazanırım diye planlar yapıyor. Çocuğum ödev yapsın diye elindeki harçlığıyla bilgisayar alan babalar, bilmiyorlar ki çocuğu, bilgisayarla ödev haricinde her şey yapıyor.

Çok trajik komik bir olay bu.

Hatta bir araştırma sonucumu sizinle paylaşayım. Türkiye"nin büyük illerinde çeşitli internet kafelerde çocukların pornoda kullanıldığı tespit edilmiştir.

Sevgili gençler biz o okulları bitireli aslında çok olmadı. Fakat bizim belirlenmiş hayallerimiz vardı. Gerçekleşmek üzere hedeflenmiş söylemlerimiz vardı. Asla Nisan Yağmurları gibi gelip geçici değildi.

Hey sana söylüyorum; Bir elinde sigara öteki elinde yırtık pırtık bir kitap olan genç nereye gidiyorsun ve ne ile gidiyorsun? Beyninde amaçlar yerine sigara dumanı var. Nereye gittiğini biliyor musun? Çok okumalısın, her şeyi okumalısın. Geçmişini, şimdiyi ve geleceği okuyabilmelisin. Bırak şu güzellik yarışmalarını. Zaman mefhumunun ezip geçmediği kaç güzellik var sence? Sen iç güzelliğe yönel. Sen dürüst ol, doğru ol, güvenilir ve çalışkan ol. Sana son bir tavsiyem var bir beyaz kağıt ve kalem al eline. Doğrularını ve yanlışlarını yaz. Zararın neresinden dönersen kârdır. Hep hayallerin olsun. Belirlenmiş hedeflerin olsun. Ama asla Nisan Yağmurları gibi geçici olmasın.

Hepinize selamlar ve saygılar.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.