NEMELAZIMCILIK…

Sami Kesmen

Bir toplumu kemirip bitiren, savurup dağıtan hususların başında, “Nemelazımcılık” gelir. 

Kendi hesabını ve çıkarını toplumun menfaatlerinin üzerinde görmek insanları  nemelazımcılık noktasına doğru götürür. Esas olan toplumun çıkarları, insanları menfaatidir. Toplumun çıkarlarının hakim olduğu cemiyette herkes o çıkarlardan istifade eder.

Allah her insanın rızkını takdir ve tayin etmiştir. Kişilere düşen niyet ve gayrettir. Ayrıca elde ettiklerini mutlaka olmayanlarla ve toplumla paylaşmaktır. Paylaşılmayan her imkan ve servet ilahlaşır.  Bunlar, zamanla kişinin en çok sevdiği varlığına dönüşür ki, artık görünmeyen şirk oluşur. 
Kalplerde ve zihinlerde olanları bilen Allah, yaratmış olduğu kullarına ihsanını taksim ederken ilahi bir mekanizma çalışır.

Bu mekanizmanın ortaya çıkardığı sonuçlar üzerinde adalet değerlendirmesi yapmak insanları aşan bir durumdur ki, haddi aşmak olarak değerlendirilir. Her sonuç bir ibret ve hikmettir. Bunların arka planının ne olduğunu ancak yaratan Yüce Allah bilir.

Tövbe suresi 82.ayette Yüce Allah kulları için, yaptıklarından dolayı, çok ağlayıp az gülmenin gereği üzerinde hatırlatmalarda bulunmaktadır. Toplum çıkarını düşünme yerine, toplumdan istifade ile kendi menfaatlerinin peşinde koşanlar; hem kendilerine hem içinde bulundukları topluma zarar vermiş olurlar. Arka planı bilinmeyen olaylar ve süreçler, gülmenin değil düşünmenin nedeni olmalıdır.  
Günümüzde çıkarcılık, akıllılık olarak tarif edilmektedir. “İşini bilen, servetini çoğaltan, geleceğini kuran” gibi kavramlarla insanın dünyevi marifetleri anlatılır.

Ahiretin olumlu sermayesine dönüşmeyen hiçbir dünyalık hayırlı değildir. Toplumdan kopuk hiçbir yaşam şekli tebrik gerektirmez. İnsanların dertleriyle ilgilenmeyen hiçbir kişi takdiri hak etmez.

Cemiyet halinde yaşamanın zorunlu olduğu insanlık aleminde, toplumların kötü sonlara sürüklenmesinin temel nedeni olaylara ve sorunlara karşı duyarsızlıktır. “Bana ne, nemelazım, karışma, çalışma, tanışma, görüşme” gibi tavsiye edilen fiillerin gerçekleşmediği bir toplumda, cemiyet halinde yaşamak neredeyse imkansız hale gelir.

Sevinçleri ve dertleri paylaşmak, sevineni tebrik üzüleni teselli etmek diğer insanların görevidir. Her insan sevinme ve üzülme adayıdır. İnsan, sevinçli gününde ve üzüldüğü zamanlarda yanında dostlarını hatta düşmanlarını bile görmek ister. Esas olan, ihtiyaç duyulduğunda değil, her zaman insanların yanında ve yakınında olmak, topluma katkı sağlamak ve cemiyetin düzenli çalışmasına yardımcı olmaktır.

Nemelazımcılık; hem toplumu çürütür hem de böyle düşünenin kalbini katılaştırır. Kalbi katı olan insanların ilahi muhabbetten istifade etmeleri zorlaşır. Egosu yüksek olan insanların toplum tarafından sevilmediği, onların kendilerini toplumdan izole ettikleri ve kendi dünyalarında kendisine ait olanlarla yaşadıkları ama zamanla ruh hastası oldukları tarihi bir gerçektir.

Nemelazımcılık kötü bir davranıştır, doğru olan her şeyi insanlarla paylaşmaktır.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.