ENERJİ PLANLAMASI DOĞRU YAPILMI8YOR
Kazancıoğlu : Ülkemizin artan enerji ihtiyacını karşılamak için hükümetin gayretleri hepimizin malumudur. Uzun bir döneme damgasını vuran Süleyman Demirel'in adı bu yüzden "Barajlar kralı" olarak, anılmaktadır. Gelişen Teknolojiler sayesinde enerji ihtiyacının karşılanma çeşitliliğinde artmıştır. Özellikle bölgemizdeki zengin doğalgaz kaynaklarına sahip Orta Asya ülkelerinden Avrupa'ya ve ülkemize transferler yapılmaktadır. Bunun yanı sıra güneş enerjisi, rüzgâr enerjisi, jeotermal enerjisi, akarsular üzerindeki Hidroelektirk Santrallerinden sağlanan enerjiler v.b. birçok enerji kaynaklan günümüzde yoğun bir şekilde kullanılmaya başlamıştır. Planlamasını doğru yapan ülkeler ellerindeki kaynaklan çok iyi etüd edip özellikle çevreye ve insana zarar vermeyen ve " temiz enerji" olarak adlandırılan enerji kaynaklarına öncelik vermektedirler. Biz DP olarak ülkemizdeki enerji planlamasının doğru yapılmadığı kanaatindeyiz. Türkiye jeotermal enerji kaynaklarında Avrupa da 1. sırada olup dünyada 7. sıradadır. Rüzgâr enerjisi kaynaklarında dünyada ingiltere'den sonra Türkiye 2. sıradadır. Gerek karada, gerekse denizde kurulacak rüzgar enerjisinden yılda 20.000 MW enerji elde edebiliriz. Güneş ' enerjisi konusunda başta Konya bölgesi olmak üzere özellikle güney bölgelerimiz bu kaynağa müsaittir. Dünyadaki akıllı ülkeler nükleer enerjiye çoktan geçtiği halde biz sadece izliyoruz. Bari Iran' ı ömek alalım. Bugüne kadar 2 kere nükleer santral ihalesi açmamıza rağmen sonradan ikisini de iptal ettik. Acaba niye? Amasya' ya gelince:Ak Parti hükümeti en kolayı seçerek nehirler üzerine hidroelektrik ( HES ) santralleri kurulmasıyla İlgili yolu açmıştır. Bunların bazıları da şehrimiz içerisinden geçen Yeşilırmak üzerine yapılmaktadır.açıklamasını yaptı.
ZARARI KİM KARŞILAYACAK?
Konuşmasında Amasya meyve üretiminin % 70'inin sağlandığı Amasya - Taşova arasında yoğun bir şekilde Hido elektirk santrallerinin yapıldığını kaydeden Kazancıoğlu: Tüm Amasyalı hemşerilerimizin özellikle bu bölgeye dikkatlerini çekmek istiyoruz. Yaklaşık 40 km' lik bu mesafenin yarısından fazlası su kanalları ve tünellerle donatılmıştır. Yeşilırmak'ın yatağı değiştirilmiştir. Yeşilırmak'ın suyu bu kanallar alınarak enerji üretimi yapılacaktır. Peki ekolojik denge ne olacaktır? Akarsuların doğal yol ve akışının değişmesinden dolayı balıklar başta olmak üzere birçok su canlısı yok olmaktadır. Söz konusu Amasya - Taşova arasındaki meyve üretiminin Amasya ekonomisine kattığı katma değer büyük oranda düşerek yok olacaktır. Amasya Hal' ine gelen dış piyasa alıcıları kamyonlarının yarısını meyve ile doldururken kalan yarışma da sebze ile doldurmaktadır. Meyvede düşecek olan üretimin zararını sebze üreticisi de çekecektir. Bu durum Amasya ekonomisi için felakete yol açacaktır. Akarsu kaynaklarından elde edilecek enerji ülke ihtiyacının sadece ve sadece % 7 ' sini karşılayacaktır. Peki, Amasya ilinden geçen ve Yeşilırmak üzerine yapılacak olan Hidroelektrik santrallerin Amasya ekonomisine vereceği zararı kim karşılayacaktır? Amasya gibi ekonomisi büyük oranda tarıma dayalı bu şehrin insanları yarınlarda aç ve işsiz kalma tehlikesiyle karşı karşıyadır "dedi.
FELAKETİN İKİNCİ ADIMI
Enerji elde etmek amacıyla kurulması gündemde olan Hidroelektrik Santralleri hakkında konuşmasına devam eden Kazancıoğlu,"Bugünkü hükümet bunun vebalini nasıl ödeyecektir? Aldığımız duyumlara göre sebze üretiminin yoğun şekilde yapıldığı Amasya-Turhal istikametindeki Yeşilırmak yatağı üzerine de Hidroelektrik Santralleri yapılmaya başlanacaktır. Felaketin bu ikinci adımı da gerçekleşirse Amasya'daki sebze üretimi de çökecektir. Bu nedenle tüm Amasyalılar olarak acilen harekete geçmemiz gerekmektedir. Bu konuda Amasya haricindeki tüm bölgeler örgütlenerek HESTere karşı kampanyalar başlatmış olup, birçoğunu mahkeme kararlarıyla durdurmuşlardır. Bu konuda özellikle tarımla ilgili örgütler ve Tema başta olmak üzere tüm kurum ve kuruluşları uyarmak istiyoruz. Çevre ve ekosistem bir bütündür. Temiz enerji yok etmeyen, sürdürülebilen enerjidir. Oysa Yeşilırmak üzerine yapılan ve yapılacak olan Hidroelektirk Santraller Amasya'daki meyve ve sebze üretimine de darbe vuracaktır. Sonuç olarak ekolojik değerlere geri dönülmez zararlar veren Hidroelektrik santralleri milyonlarca yıldır bölgeye bereket sunan Yeşilırmak Havza'sını, halkımızı, tarihi ve kültürel yapıyı yok sayarak enerji üreteceklerdir. Ancak bu enerji Temiz enerji değildir. DP Amasya il Yönetimi olarak halkımızı bu konuda bilgilendirmeyi ve uyarmayı bir borç biliriz.diyerek açıklamalarını sonlandırdı.