MÜSLÜMANLARIN GELECEĞİ

Sami Kesmen

Dünyada iki milyara yakın müslüman yaşamaktadır. Kendi iradeleriyle ayakta durabilen İslam ülkesi yok denecek durumdadır.Halkı müslüman olan ülkelerin idarecilerinin çoğu, egemen devletlerin kontrolü altında ya da etki alanı içerisindedir. Kendi göbeğıini kendisi kesen İslam ülkesi yok denecek kadar azdır. Hatta yoktur. Son yıllarda ülkemiz kendi ayakları üzerinde durmaya çalışmakta, bu nedenle de egemenlerin saldırı merkezi haline gelmektedir.  Kur’an, “Hak ve  Batıl Mücadelesi”nin kıyamete kadar süreceği bilgisini vermekte, Peygamberinmiz de bunun işaretlerini sunmaktadır. Küfür tek millettir ve onlar kendilerinden olmayanlara karşı her zaman bir ve beraber olmaya adaydırlar. İslama inanan müslümanlar da tek ümmettirler, onların da karşısında tek millet olan küfür vardır. Küfrün, İslam ümmetine karşı birleştiği gibi, müslüman ümmet de kendilerine karşı birleşen küfre top yekün cephe almak durumundadır.

Ortalama bir gözle bakıldığında ve objektif, ön yargısız bir değerlendirme yapıldığında, Türkiyenin Hak’kın merkezi olduğunu söylemek zor olmayacaktır. Bugün, batıl ile mücadelenin merkez üssü Türkiye’dir demek maksadını aşan bir ifade değildir. Hak ve Batıl mücadelesinde her türlü argümanı kullanarak sahada ve ön safta bulunan millet, devlet ve ülke Türkiye görünmektedir. Bu nedenle de, başta batı ülkeleri olmak üzere neredeyse tüm küfür milletleri, söz konusu ülke politikamıza karşı birleşmiş bir halde tavır almakta ve hareket etmektedirler. Ortadoğu, tarih boyunca insanlığın ve medeniyetin inşası, ilmin ve irfanın yuvası olmuştur. Hangi anlayış ortadoğuya hakim olursa, dünya nimetlerinden onun istifade edeceği ve dünyanın yönünü onların belirleyeceği neredeyse bir hakikat olarak herkes tarafından ifade edilmektedir. Bugün de mücadele ortadoğu merkezli olarak yürütülmektedir. Dün bir biriyle kurt-kuzu ilişkisi gibi düşman olanlar, bugün koyun-kuzu gibi ilişki kurmaşlardır. Geliştirmeye çalıştıkları bu ilişkiyi, başta ülkemiz olmak üzere, tüm İslam aleminin yok edilmesine göre kodlamışlardır.

Aslında müslümanların geleceği parlıktır. Bu durum; ilahi beyanın mesajında gizlidir. Müslüman ümmet bir ve beraberlik sınavını kazanmaları halinde, söz konusu mücadelenin galibi müslümanlar olacak, müslüman toplumların geleceği dünyaya ışık saçacaktır. Hak ve Batıl mücadelesi kıyamete kadar sürecekse, bunun Hak tarafında başta ülkemiz ve milletimiz olmak üzere İslam ümmeti vardır. Kıyamete kadar süreceği ilahi bilgi olarak sunalan bu mücadele için elbette cihat şarttır. Cihat etmenin fazileti de bunun için yüksektir. Malı ve canı ile cihat edip, Allah yolunda şehit olanların ahiretteki makamlarının Peygamberler seviyesinde olduğunun bildirilmesi, hak ve batıl mücadelesindeki önemi bir kere daha ortaya koymaktadır.Bugün itibariyle, küfrün büyük bir bölümü başta milletimiz olmak üzere İslam aleminin karşısında birlişmiştir. Ülkemizin ve milletimizin yanında görünenler de kendi local dünya çıkarlarını ön planda tututkları içindir. Büyük Ortadoğu Projesi aslında İslam ümmetini ortadan kaldırmak, Müslüman ülkeleri parçalara bölme projesidir. Bu projeyi hazırlayanların anlayamadığı husus, İslam ümmetinin nefes ve yaşam kaynağı vahiydir. Her nekadar parçalı bir yapıda olduğu görünse de, İslam ümmeti tek vücut olarak hareket etmeyi bilmekte, bunun kendi inanç değerlerinin bir gereği olduğuna inanmaktadır.

Müslümanların geleceği parlaktır. Zira beslendikleri kaynak Kur’an ve sünnettir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.