MEDYUMLUK BÜROSU MU AÇSAM ACABA?

Adnan Bahadır

 MEDYUMLUK  BÜROSU MU AÇSAM ACABA?

 Yazının başlığını okuyan bir çok okurun bir bu eksikti  dediğini duyar gibiyim. Şehirdeki gelişmeler bu başlığı atmamı gerektirdiğinden bugünkü yazı başlığımı böyle attım. Samsun'daki bazı insanlar, üst düzey bürokratlar benim bazı yerlerde dinleme cihazım olduğunu düşünüyorlarmış!.. Bunu neden düşündüklerini biraz olsun anlayabiliyorum.  Gizli mahzenlerde yapılan bir çok toplantıyı anında haber alıp sizlerle paylaşmamızdan ötürü böyle düşündüklerini biliyorum. Unuttukları en önemli ayrıntı ise üç kişinin bildiği hiçbir şeyin sır olmadığıdır. Kendilerinin çok güvendikleri insanlar yakınlarına anlattıkları detayların veya bizzat bize gelerek anlattıklarını bilmiyorlarsa onlar adına sadece üzülürüm. Kaldı ki biz kendileri  gibi insanların mahremlerini  dinletme veya gözetletme gibi adiliğin inancımıza uygun olmadığını bilir ona göre davranırız. Bizim dinimiz insanların özelini dinlemeyi, dinletmeyi,  gözetlemeyi  en büyük haramlardan saymıştır. İnsanların gelip size anlattıklarını toplumla paylaşmakta bir sakınca olmadığından bazı detayları sizlerle paylaşma gereği duyuyorum.

Dikkat ettiyseniz bu güne kadar yazdığım köşe yazılarında öngördüklerimizin tamamına yakını çıkmıştır. Şehirde olup biten  bir çok şeyi olmadan biz yazdık, ardından çoğu da gerçekleşti.  Hatta şahsımıza karşı yapılan operasyonu bile aylar öncesinden bildirmiştik. O gün bize yapılan operasyonun ardından bizim tutuklanmamızı isteyen siyasetçiler mahkemelerin bağımsız kararları sonucu bizi tutuklattırmayı başaramayınca, anında yeniden telefonlarımızı dinlettirmeye başlamışlar. Sadece telefonlarımızı dinlettirmekle kalmamışlar, oturup kalktığımız yerde konuştuklarımızdan tutun, çoluğumuzun çocuğumuzun telefonlarını dahi dinletecek kadar ileriye gitmişlerdir. Bunlar bulundukları haleti ruhiyenin ve bize karşı düşmanlığın en bariz göstergesidir. Biz geçtiğimiz yıl yapılan operasyonu yazdığımızda şehrin siyasetçileri ve üst düzey yöneticileri  bir araya gelerek bunu nereden duyduğumuzu tespit etmeye çalışmışlar ve bunun sonucu olarak da  bazı memurların görev yerlerini değiştirmişlerdi.

Olayın enteresan yönü sürgün edilen memurlardan bir kısmı birilerini araya sokup bana haber gönderiyor  olmalarıdır. Gönderdikleri haber ne biliyor musunuz?  “Biz Adnan Bey'le görüştük diye sürgün edildik”… Haberi gönderen arkadaşa dedim ki; “Bu arkadaşlar şayet benimle görüşmüşlerse benim telefon kayıtlarımdan çıkar”… Şayet böyle bir şey varsa ben onlara söz veriyor ve diyorum ki,  bugüne kadar bu kadar sıkıntı yaşamama rağmen Başbakan'a ulaşmak istemedim. Onlara söz veriyorum bu insanları Sayın Başbakan'la görüştüreceğim. Benimle görüştüklerini belgelemek kaydıyla bu sözü veriyorum. Kaldı ki benim telefonumda bu insanların telefonları dahi yok. İnsanların bir kısmı olayları farklı yöne çekip kendilerine yarar sağlayacak şekle getirmede çok maharetli olmuşlar.  Bizim ellenmemiş yerimiz kalmadığından bu numaralara karnımız tok. Kanaatimce onların sürgün edilmelerinin asıl nedeni “biz sizlere Adnan Bahadır'ı paketleyin talimatı vermemize rağmen işinizi  bizim istediğimiz doğrultuda  yapmadığınız için sizi sürgün ediyoruz” şeklindedir.                

Gelelim şu medyumluk işine,  geçtiğimiz hafta yazdığım çeşitli köşe yazılarında bazı öngörülerim olmuştu. Örneğin yaklaşan yerel seçimler nedeniyle bazı siyasetçilerin basını yeniden şekillendirdiğini  yazmıştım. Yazdıklarım anında çıkmaya başladı.  Büyükşehir Belediyesi daha önce hiç almadığı ve abonesi olmadığı  bir gazeteye her gün elli tane abone olmuş. Demek ki anlaşma sağlanmış, meyveleri yenmeye başlanmış bile. Bakalım Genel Yayın Yönetmeni ne zaman değişecek veya istenilen yazıları yazmaya ne zaman başlayacak onu da yakında göreceğimizden en ufak bir şüphem yok. Bir başka yazımda Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na aday olması muhtemel üç kişiyi değerlendirirken mevcut Belediye Başkanı'nın ekibini Rotarylerden seçtiğini yazmıştım. Aradan bir hafta geçmeden Özel Kalem Müdiresi  Rotarylerden ödül aldı. Basındaki şekillenmeler önümüzdeki günlerde de devam edecek. Bazı gazetelerin Genel Yayın yönetmenleri bağlı bulundukları grubun başka işine kaydırılabilir ve bazı gazetelerin yayın politikaları değişebilir. Bizim telefonlarımızı dinletip aldığımız reklamları engelleyip gazetemizi ekonomik açıdan bitirmeye  çalışan arkadaşlar biraz da etraflarında olup biten gelişmeleri araştırsalar çok iyi olacak.

Dünyanın desteğini verdikleri bazı yayın organlarının perde arkasından kimlerle pazarlık ettiğini bilseler akılları yerinden çıkardı. Biz helalinden para kazanmaya çalışırken onun bunun kıçını yalayarak ayakta durmaya çalışanlar unutmasınlar ki kıçını yaladıkları siyasetçilerin onlarla işi bittiğinde onları sümük mendili gibi atacaklardır. Gerçi buna alışkın olanlar dün yaşadıklarını tekrar yaşamaktan zevk alırlar. Merhum bir arkadaşım derdi ki bazı insanlar vardır ki onları öpsen!.. İçlerinde kalanı kar sayarlar. Kanaatimce bu kadar izah yeter.  Üstadım der ki lafın tamamı deliye söylenir. Benim okurlarım akıllı insanlar olduklarından ne demek istediğim anlaşılmıştır. Bu kadar öngörünün gerçekleşmesinden sonra acaba medyumluk bürosu mu kursam ne yapsam siz ne dersiniz? Kalın sağlıcakla

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.