MADEN İŞLETMELERİNİN ÇEVREYE ETKİSİ

Osman Bayram

Doğu  Karadeniz  Bölgesi’nde  oldukça  uzun  süredir  işletilen  bakır  madeni  yatakları bulunmaktadır. Bu işletmelerin katı sıvı ve gaz atıkları ile ilgili olarak çevre sorunları ve bunların  giderilmeleri  ile  ilgili  çalışmalar  mevcuttur. 

 Ayrıca  bölgede  mevcut  olan  altın yataklarının  işletilmesi  ile  ilgili  girişimler  ve  bunun  bölgede  çevresel  ve    sosyal  açıdan taşıdığı  potansiyel  vardır.  Bu  çerçevede,  Doğu  Karadeniz  Bölgesi’ndeki  madencilik  ve çevre  etkileşimleri  ve  bunların    ÇED  raporları  ile  ilişkileri  hakkında  bilgilendirme yapılarak, mevcut durum çevre sorunları açısından tartışılacaktır.

Bende bir mühendis olarak bölgemizi ilgilendiren bu çevre olayı ile ilgili araştırma yaparak kamoyunu bilgilendirmek istedim.

Türkiye’de henüz altın madenciliği faaliyete geçmemiştir. Türkiye’de bilinen işletilebilir altın  madenlerinin  toplam  yıllık  altın  üretim  kapasitesi  11  ton  civarındadır.  Altın cevherinin  arama  ve  işletilmesi  sırasında    kullanılan  kazı  ve  atık  depolama  yöntemleri herhangi  bir  maden  işletmesinde  kullanılan  yöntemlerden  farklı  değildir.  

Cevher  kayası içinde  dağılı  olarak  bulunan,  gözle  görülemeyecek  kadar  ince  taneli  altın  taneciklerini kazanmak amacı ile altın madenciliğinde kullanılan siyanürle çözümleme teknolojisi, 1880 yılında  Avustralya’da geliştirilmiş olup halen tüm dünyadaki altın üretiminin %80’ninden fazlası için kullanılmaktadır. Bu yöntemle 1  ton  altın  yaklaşık yaklaşık olarak  40.000 ton cevher işlenerek  elde edilebilmektedir. Bunun sonucu olarak çok yüksek miktarlarda atık oluşmaktadır. 

Bu  arıtma  yöntemleri  cevher  mineralojisine  bağlı  olarak  beraberde kullanılabilmekte  olup,  atık  depolama  barajlarına  gönderilen  atıksu  içindeki  siyanür konsantrasyonu 1 ppm’inaltın’a indirilebilmektedir. Bu yapılmadan atıkların atık barajında toplanması  çevre  için  zarar  riskini artırmaktadır.Altınmadenciliğinde  cevherin çıkarılmasından  zenginleştirilmesine  ve  altın’ın  kazanılmasına  kadar  bütün  işlemler çevreye doğrudan ya da dolaylı olarak zarar verebilme potansiyeli taşır. 

Örneğin, cevherin çıkarılmasında patlatılan  dinamitlerle,  cevher kırmada,  öğütmede  gürültü kirliliği,  kırma-öğütme işlemlerinde toz kirliliği oluşmaktadır. Bunun yanında işletme sırasında uygulanan kimyasal prosesler nedeni ile çeşitli sorunlar oluşmaktadır. Siyanür liçi yöntemi ile altın’ın zenginleştirilmesinde, atıklar önemli bir sorun olarak ortaya çıkmaktadır.

Siyanür bileşikleri doğal yaşamı, tarım ve hayvancılığı, işletmenin bulunduğu ekolojik ortamı olumsuz yönde etkileme  potansiyeline  sahiptir.  Atık  barajlarından  yer  altı  suyuna,  akarsulara  siyanürlü metal  birleşikleri  karışabilmektedir. 

Ayrıca  su  yüzeyinde  bulunan  siyanür’ün  HCN formunda  buharlaşarak  atmosfere  girmesi  çevre  için  riskler  yaratmaktadır.  Siyanür’ün havada  yarılanma  süresi  1-3  yıldır.  Atık  barajlarının  güvenilirliği  ve  taban sızdırmazlıklarının sağlanması önemlidir. Sadece bu bile ciddibir ÇED raporu gerektiren özelliklere sahip bir yapıdır. 

Altın madenciliğinde  atık barajlarının işlevini yeterince görmemesinden ve yıkılmalarından kaynaklanan pek çok olumsuz örnekler vardır.Bu nedenle siyanürlü altın işletmeciliğinde atıkların siyanürlü birleşiklerden mümkün olduğunca ayrılarak depolanması gerekmektedir. 

Çevre sorunları, diğer sektörlerde ve değişik madencilik faaliyetlerinde olduğu gibi altın, bakır  ve  pirit madenciliğinde  de  gün geçtikçe  önem kazanan  ve  çözüm yolları aranan sorunlardır.Genelde çevresorunlarının ana  nedeni doğadaki  mevcut dengenin  insanoğlu tarafından bozulmasıdır. Madencilik faaliyetleri dediğer endüstriyel faaliyetler gibi çevrenin bozulmasında rol oynamaktadır. 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.