KUTSAL KURUML AİLE…

Sami Kesmen

Aile ilk kutsal kurumdur ve Yüce Allah tarafından Cennette inşa edilmiştir. Hz. Adem yaratıldıktan sonra Rabbımız birbirlerini sakinleştirmeleri için Hz. Havva annemizi de yaratmış ve ilk kurumsal aileyi oluşturmuştur. İki farklı cinsin bir arada yaşamasından huzurlu bir toplum sağlanması murad edilmiş, Kur’anda ailenin sevgi bağı ile yürütüleceği insanlara bildirilmiştir.

Sevgi, saygı, samimiyet, sadakat ve sabır bir ailenin hamurunu oluşturduğunda huzurlu ve mutlu bir yaşam ortaya çıkacaktır. Rabbımızın Kur’anda aile ile ilgili bildirdiklerinden çıkan sonuçtur böyledir. Evlilik bazen farz, bazen haram, bazen da vacip veya mekruh olabilir. İnsanların içerisinde bulundukları ruhsal, fiziksel ve sosyal durumları kendileri ile ilgili evliliğin hükmünü de belirlemektedir.

Mutlu ve huzurlu ailelerden oluşan toplumlar da mutlu ve huzurlu olurlar. Böyle ailelerin çocukları da kendilerine güven ve başarı vardır. Ergenlik çağına gelen gençlerin evlendirilmesi  başta aileleri olmak üzere bulundukları toplumun ilgili ve yetkililerine düşen görevlerdendir.

Yüce Allah, “Yakınınızda bulunanları evlendirin” diye Kur’anda buyurmuştur. Peygamberimiz de; “Nikah benim Sünnetimdir. Kim onu terk ederse bizden değildir” buyurarak evliliğin ve nikahın önemini belirtmiştir.

Özlenen aile yapısına sahip olmak Hz. Peygamberin aile hayatını bilmekle mümkündür.

Hz. Haticenin ve Hz. Aişenin Peygamberimiz katkındaki değeri ve yeri evliliğin koordinatlarını da ifade eder. Eşler ve işler insanın ahiretteki en güvenilir şahitleri olacaktır. Zira kişinin hayatı boyunca en yakınında bulunan eşi ve işidir. Her yaptığının, hatta düşüncesinin de tanığıdırlar, bu nedenle de ahirette şahitliklerine başvurulacak ilk sıradaki değerlerdir.

İslama göre ailede kişisel üstünlük söz konusu değildir. Aile bireylerinin pozisyonlarına göre rolleri farklıdır. Fiziki yapıları da buna göre yaratılmıştır. Ne zaman ki aileyi oluşturan erkek ve kadın birbirlerinin rollerini çalmaya başlarlarsa fıtratı bozarlar ve bu noktadan itibaren de evlilikler çatırdamaya başlar.

Kur’an kadının veya erkeğin değil insanların en üstün varlıklar olduğunu bildirmiştir. Peygamberimiz de aile yaşamında aile fertlerini oluşturan kadın ve erkeğin rollerini Rabbından aldığı vahiy doğrultusunda oluşturmuştur.

Yüce Allah insan cinslerini yaratırken dünyadaki rollerine göre duygusal ve ruhsal yapılarını da belirlemiştir. Kadınlar da erkekler de dünyadaki rollerine göre İlahi olarak formatlanmışlardır. Ayrıca dünya hayatlarındaki rollerine göre fiziki yapıları da İlahi proje ile yaratılmıştır. Kadın erkek eşitliği insan olarak vardır, bu eşitlik her konuda değildir.

Özlenen aile hayatında da  haklar ve sorumluluklar söz konusudur. Kadına sorumluluklarının hatırlatılıp, haklarının saklı tutulduğu bir aile toplumsal huzursuzluğun da kaynaklarındandır. Ama aynı zamanda fıtratının hilafına erkeğin rolünün kadına verilmesi, fiziki yapısını, duygularını ve ruhsal durumunu dikkate almadan “kadın erkek eşittir” anlayışından hareketle bir aile yapısı inşa edilmesi de huzursuzluğun kaynaklarındandır.

Özlemini çektiğimiz aileyi oluşturmak istiyorsak aileyi oluşturacak evlatlarımızı  özlemimiz doğrultusunda yetiştirmeliyiz. Ailedeki eşler arasında sorunlar varsa aile bireyleri  Rabları ile olan kendi ilişkilerini sorgulamalıdır. Rabbı ile sorunu olmayanın eşi ile sorunlu olması  söz konusu değildir. Sorunların oluşmaması ancak sorumluluğun bilinmesiyle sağlanacaktır. Müslüman aile yapısı; sorunlu değil, sorumlu aile yapısıdır.   

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.