KURBANIN ARDINDAN...

Sami Kesmen

Allah rızasını kazanmak amacı ve ibadet niyetiyle, belli vakitte belirli cinsten hayvanları kesmeyi ve bu amaçla kesilen hayvanı ifade eden kurban; kitap, sünnet ve icma ile sabit olup, hicretin ikinci yılında meşru kılınmış vacip bir ibadettir.

İslam alimleri Kuran’da Hz. Peygamber’e hitaben, “Rabbin için namaz kıl, kurban kes” buyrulmasının ümmeti de kapsadığı ve gereklilik bildirdiği görüşündedir.

Ayrıca Resul-i Ekrem’in birçok hadisinde, hali vakti yerinde olanların kurban kesmesi emredilmiş, hatta “Kim imkânı olduğu halde kurban kesmez ise bizim mescidimize yaklaşmasın”. Başka bir hadis-i Şerifte ise, “Ey insanlar, her sene her ev halkına kurban kesmek vaciptir.” gibi ifadelerle bu gereklilik önemle vurgulanmıştır.

Öte yandan kurban kesmeyi Hz. Peygamber (sav) hayatında hiç terk etmemiştir. İslam âlimleri, gerekli şartları taşıyanların (nisap miktarı mal veya para)  kurban bayramında kurban kesmesini vacip görmüşlerdir.

Kurban ibadeti insanlık tarihi kadar eskidir. Kur’an’da, Hz. Adem’in iki oğlunun Allah’a kurban takdim ettiklerinden söz edilir. İlahi dinlerin hepsinde kurban hükmünün konulduğu bildirilmektedir.

Müslümanların kurban kesme yükümlülüğü ve kurban türleri hakkındaki hükümler, Hz. Peygamber (sav) in  söz ve uygulamasıyla belirlenmiştir. Resul-i Ekrem’in kurbanla ilgili zengin hadis rivayeti bu alandaki dini geleneğin, fıkhı yorum ve değerlendirmelerin ana zeminini teşkil etmektedir.

Kurban kesmeyi vacip kılan zenginliğin ölçüsü zekatta ve fıtır sadakasında aranan zenginlik ölçüsüyle aynı olup, kişinin borçları ve asli ihtiyaçları dışında 80.18 gr altına, ya da buna denk bir paraya veya mala sahip olmasıdır. 

Kurban Bayramına erişen kişinin o günlerde bu zenginliğe sahip bulunması Kurban yükümlülüğün olması için yeterli görülmüştür. Hanefiler, yükümlülük şartlarını taşıyan kadın ve yetişkin çocuklar dâhil herkesin kurban kesmekle yükümlü olduğunu söylemişlerdir. 

Dinimiz, imkanı olan kimselerin kurban kesmeyi terk etmelerine ruhsat vermemiştir. Peygamber (sav) Efendimiz bu konuda: “Kim imkanı olduğu halde kurban kesmezse bizim mescidimize yaklaşmasın”buyurmaktadır.

Peygamber (sav) Efendimiz hayatında,  Kurban kesmeyi hiç terk etmemiştir. Peygamber (sav) Efendimiz kurban kesmek ile ilgili şöyle buyurmaktadır: “Her Müslüman için yılda bir kurban kesmek gerekir” “İnsanoğlu Kurban bayramı gününde Allah katında kurban kesmekten daha sevimli bir amel (iş) yapmış olamaz. Şüphesiz ki kesilen o kurban, kıyamet günü boynuzları ile, tırnakları ile, gübresi ile (her şeyi ile) gelir (hesaba girer). Hiç şüphe yok ki kesilen o kurbanın kanı yere akmadan önce Allah katında kabul görür. Öyleyse kurbanlarınızı nefsinizi temizleyerek  ederek seve seve kesiniz”

Peygamber (sav) Efendimiz, Kurban kesmemizi bizlere emretmiş, kendisi de kurbanını bizzat kendisi kesmiş ve  bazen de Hz. Ali (ra) ye vekâlet vererek kurbanını kestirmiştir. 

İnancımızın gereği, mali ve kalbi bir ibadet olan kurbanları kesen  her müslüman, bu yöntemle rabbına iltica etti, kurbanın isminin anlamından  hareketle de Allah'a yakınlığını arzettiler.

Kurban; kişinin malına teslim olmayıp, malını rabbına teslim etmenin adıdır. Kurban kesmekle Rabbımıza yakın olduğumuzu ilâh ettiğimiz bu süreci kurban sonrası da devam ettirmek müslüman olmanın gereğidir. 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.