KOMİK BİR CEZA

Adnan Bahadır

     Bugün, dün son duruşması yapılan mahkememizle ilgili sizleri bilgilendireceğim; zira bazı akıl fukaraları sekiz yıl ceza aldığımdan dem vurmuşlar. Onlara kalsaydı bize 25-30 yıl ceza verilip hayatımızın bundan sonraki dönemini cezaevinde geçirecektik… İnternet sitelerinde günlerce, haftalarca, hatta aylarca bu konuyu işlediler ki akıllarınca mahkeme bize okkalı ceza versin. Daha önce de bu konuyu detaylı olarak sizlere anlatmıştım ama okumayanları bilgilendirmek için biraz detay vereceğim.

     Bu dosya 2012 yılında bana yönelik yapılan bir operasyonla başlamış olup, olay tamamen bazı siyasetçilerin beni yok etme operasyonuydu. Operasyonun yapıldığında mahkeme hakimi dosyayı didik didik inceleyip, ben dahil bizlerden hiç kimseyi tutuklama gereği duymamıştı. Aradan geçen altı yıla yakın süreçte dosyaya en ufak bir ilave yapılmaksızın Emniyet Müdürlüğü KOM Şubesi’nin hazırladığı dosyayla dava yürümekteydi. Davanın son iki savcısı verdikleri mütalaalarda sanıkların tamamının beraatlarını istemişlerdi. Ancak her ne hikmetse bu dosya birileri tarafından karıştırılıp bir internet sitesinden sürekli olarak yayınlandıktan sonraki duruşmada, daha önce beraatımızı isteyen Cumhuriyet Savcısı benim tam dokuz kez cezalandırılmamı talep etmişti. Bu ne demekti biliyor musunuz, basın yoluyla şantajın alt ceza sınırı bir yıl, üst ceza  sınırı üç yıl, Savcı üst cezadan dokuz kez cezalandırılmamızı talep etmiş, yani toplam 27  yıl ceza almamızı istemişti.

    Ne garip bir durum öyle değil mi? Aynı savcı üç duruşma üst üste sizin beraatınızı istiyor, dördüncü duruşmadaysa dosyada hiçbir yeni delil vs. olmadan eski mütalaasından vazgeçip 27  yıl cezalandırılmanızı istiyor; şaka gibi bir şey. Peki olaylar neler derseniz, tamamen yaptığımız haberler kaynak alınarak muhataplarımıza şantaj yapıp para almakla suçlanmışız ama her ne hikmetse bu haberlerden sonra kimseden bir kuruş para da almadığımız gibi şikayetçilerin bir kısmı bu konuda bu minvalde, almadığımız yönünde ifade de vermişler. Örneğin Tokatlıoğlu İnşaatın Reklam Müdürü aynen şunu demiş, “Adnan Bahadır bize yaptığı haberlere yönelik bizden en ufak bir para talebinde bulunmamış, o minvalde de haber yapmamıştır” dediği halde oradan bize on ay ceza vermişler. Bu şehirde yaşayan insanların büyük bir kısmı Görkem İnşaat Mustafa Barlak’ı çok iyi tanır ve nasıl birisi olduğunu da çok iyi bilir. Ne kadar insanın O’nun yüzünden mağdur olduğu da ortada. Bu firma başkasının çekini bize vermesi suretiyle biz reklamını yapmışız ama parasını ödememiş… Bununla ilgili de haber yapmışız; oradan da bir yıl ceza vermiş mahkeme. Bunun dışında Lovolet firmasından tek bir kuruş para almadığımız halde, hatta ve hatta öyle bir talebimiz olmadığı bir yana oradan hiç kimseyle muhatap olmadığımız halde  ki Lovelet AVM. Halkla ilişkiler ve pazarlama müdürünün de “Adnan Bahadır bize yaptığı haberlere yönelik bizden en ufak bir para talebinde bulunmamış, o minvalde de haber yapmamıştır” dediği halde oradan da on ay ceza vermiş mahkeme. Yine Ladik Kaymakamı ile ilgili yapılan haberlerle ilgili ki bu haberler belgeli olduğunda hakkımızda açılan davadan Samsun 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nden beraat etmemize rağmen aynı haberlerden dolayı da on ay ceza vermiş mahkeme. Yani anlayacağınız aynı haberle ilgili tekrar yargılama yapıp bana ceza vermek için bir koyundan iki post çıkarmışlar..

     Bize atfedilen suçlar sekiz maddede toparlanmış. Savcı sekiz maddeden dokuz kez cezalandırmamızı talep etmiş, mahkeme de yedisinden bize ceza vermiş. Verilen cezanın toplamı altı yıl on beş gün, bu cezanın verilmesinin bana göre hukukla uzaktan yakından alakası yok, tamamen siyasi bir karar olduğu kanaatindeyim. Ama hiç önemli değil, bunu üst mahkemelerin onaylayacağını düşünmüyorum. Belki buradaki üst mahkemeye etki edebilirler ama ceza beş yıldan fazla olduğu için Yargıtay’a gideceğinden, Yargıtay’ın bu kararı onayacağını düşünmüyorum. Kararda o kadar enteresan tezatlar var ki anlatamam. Bir yandan iyi halimize göre indirim veren mahkeme, diğer yandan suçu tekrar işlemeyeceğimiz yönünde bir kanaate sahip olmadıklarından erteleme gereği de duymuyor...  Aslında bu ertelememe işi hoşuma gitti, zira ertelendiğinde üst mahkemenin yolu kapanıyor, şimdi öyle değil. O nedenle bu işin Yargıtay tarafından neticelenmesi hukuk adına olması gereken bir durum. Yani anlayacağınız yanlış hesap Bağdat’dan dönecektir !! Bu konuda Yargıtay’a inancım tam inşallah..

    Avukatım anlatıyor, hakim kararı açıklayınca Adem Güney bir hayli bozulmuş, adam aylarca bizim yirmi beş yıl ceza alacağımızı yazmıştı çıkan bu karar onu hiç mutlu etmemiş.  Altı yıldır devam eden yargılamada hakkımızda beraat talep edilince son duruşma apar topar Mustafa Parlak’dan vekalet alarak davaya taraf olmaya çalışıp mahkemeyi etkilemek için elinden gelen hukuksuzluğu yaptığını herkes bilmekte… Ama adamcağız buna rağmen piyasaya aslı astarı olmayan haberleri servis etmekten de geri kalmamış… Ademciğim adına çok üzüldüm, zira benden kurtuluşu yok, ben yazmaya devam, O da bildiğinden şaşmasın. Ama bu iş burada bitmedi daha çook işimiz var, durmak yok yola devam. Kalın sağlıcakla.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (4)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.