KIZILAY MESELESİ NEREDEN...

Adnan Bahadır

KIZILAY MESELESİ NEREDEN ÇIKTI DİYE MERAK EDENLER OLABİLİR

Bazı  insanlarla ilgili altıncı hissim beni hiç yanıltmadı. Bu çok bildiğim, çok zeki olduğum veya  çok büyük deha sahibi olduğum anlamına gelmez. Ancak bazı  insanların oturup, kalktıkları, beraber oldukları insanlara bakınca o insanlarla ilgili kanaat sahibi olmak mümkün oluyor. Hazreti Peygamber “kişi sevdiği ile beraberdir” buyurmuştur. Yüce kitabımız da “İyiler iyilerle, kötüler kötülerle beraber olur” emri ilahisini bizlere tebliğ etmektedir.

            Dikkat edecek olur iseniz insanlar kendi dünya görüşlerine, karakterlerine, inançlarına uygun insanlarla arkadaşlık yaparlar. Sağ görüşlü bir insan sol görüşlü insanla arkadaşlık yapabilir ancak dürüst bir insanla dolandırıcılık yapan bir insanın arkadaşlık yaptığını görme imkanınız yoktur, yapmış olsa bile çok kısa süre  devam ettirebilirler. Dürüst insanlar karşılarındakileri de kendileri gibi sanıp onların gerçek kimliklerini öğreninceye kadar onlarla arkadaşlık yapabilirler.

            Kızılay Derneği özel ilgi alanıma girmemiş olsa bile yöneticilerinin birlikte oldukları insanları gördüğümde içimde bir kuşku  uyandı. Yaklaşık on yıldır  Kızılay  Samsun Şube Başkanlığı görevini yürüten Mustafa  Keskin, insan olarak en ufak bir problem yaşamadığım, hatta sevdiğim bir kişidir, ancak  elime gelen  evraklara baktığımda  hislerimde yanılmadığımı bir kez daha anlama fırsatı buldum. Mustafa Keskin bir önceki seçimde MHP'den aday olmasına rağmen AK Parti'li bir milletvekili ve çevresi tarafından sürekli olarak el üstünde tutulan, milletvekili ve çevresi tarafından  her icraatına  katkı verilen bir kişi olunca durumdan ciddi anlamda şüphelenmiştim. Zira o ekip bal yemediği  parmağı asla yalamaz.

            Yüce Allah'a  binlerce kez  şükürler olsun ki tanıyan, tanımayan, seven, sevmeyen herkesin ortak kanaati  Adnan Bahadır  yazarsa  doğrudur  yönünde olunca yazacağımız yazıları kaleme alırken    ciddi anlamda sorumluluk duygusu altında yazmak zorunda olduğumuzun bilinci  ile hareket ettiğimizden adeta elimiz titreyerek yazıyoruz. Elimize belge gelmeden asla ne haber yapıyoruz, ne de köşe yazıyorum. Dünkü yazımda da belirttiğim gibi bu işlerin dünyevi anlamdaki bedelini ödemek kolaydır, ancak uhrevi anlamda bedelini ödemek çok zordur.

            Kızılay Derneği Samsun Şubesi'nde yaşanan olaylar çok ciddi olaylar olup, geçiştirilmesinde ciddi anlamda vebal olduğu kanaatindeyim, zira bu dernek Cumhurbaşkanı'nın himayesinde olan bir dernek olup, illerde Valilerin himayesindedir. Valimizin bu konularda çok hassas bir insan olduğunu  Kalkanca Kuran Kursu  konusundaki tavrından biliyorum. Ayda iki kez İlkadım ilçesinde bulunan yaklaşık 150 civarında camiden Kalkanca Kuran Kursu için toplanan paraların  yerine gitmediği yönünde yaptığımız haberleri değerlendirip, para  toplanma işine son verdirmesi gerçekten takdire şayandır. Bu konuda önümüzdeki günlerde bir hayli yazacaklarım var.

            Kızılay konusunda yaptığımız haberleri incelediğinizde olayları rahatlıkla tahlil edebilirsiniz.  Yönetim kurulunda bulunan Başkan dahil yöneticilerin bir kısmı dernekteki yanlış icraatları yüzünden ceza almış isimler olup, ciddi anlamda şaibeli işlerin yapıldığı haberden de anlaşılmaktadır. Samsunspor kulübünün oynadığı maçlarda stadyuma konan kumbaralarda mühür olması gerekirken mühür yok, resmi evraklarda birilerinin yerine imzalar atılmış, Kızılay'ın kiracısı durumundaki kiracılar yıllarca kira ödemedikleri halde mahkemeye verilmemiş, çalışanların kendi aralarında para toplayıp satın aldıkları su dahi Kızılay tarafından alınmış gibi gösterilmiş, kan grubunu ölçtüren vatandaşların bir kısmından alınan paralara makbuz kesilmemiş, kampta kiraya verilen şezlongların gelirleri hiç kaydedilmemiş, ihaleye fesat karıştırma suçundan 2 yıl 11 ay hapis cezası alan vatandaş hala  daha yönetim kurulu üyesi, daha neler neler. Şimdi siz değerli okurlara soruyorum  bunca  yolsuzluğu görmeme rağmen bunu haber yapmamış olsaydım doğru olur muydu? Dün Kızılay yönetimi toplanıp, blöf yaptığımı elimde başka evrak olmadığını ve haberin devamının gelmeyeceğini söylüyorlarmış. Bu insanlara gerçekten şaşıyorum, bu güne kadar yaptıklarım ortada olmasına rağmen hala daha blöf yaptığımı düşünüyorlarsa onlara ahmak demekten başka bir şey diyemiyorum. Benim hiç kimsenin şahsıyla problemim yok ve olamaz ama milletin göz bebeği olan Kızılay gibi çok nazik ve yüce bir kurumu kimsenin söğüşlemesine izin veremem. Korkarım ki bu yönetim Galip Öztürk Bey'in yaptırdığı Canik Kızılay merkezi ile de ilgilenip, bir şeyler yapmış olmasın!  Ne diyelim Allah ıslah etsin. Kalın sağlıcakla

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (6)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.