KEMAL OĞUZ'UN ARDINDAN

M.Halistin Kukul

KEMAL OĞUZ'UN ARDINDAN
      
      Sâdece Samsun değil; geleceğimiz adına Türk edebiyâtı, istidatlı bir kıymetini kaybetti. O'nu; çok değil, bundan üç sene kadar önce tanımıştım. 
      Tevâzûu, samimiyeti ve efendiliği ile, çevresindekilerin her ân takdirini topladığına şâhit olarak kendisine ısınmıştım. Şiir gecelerine katılıyor, sahneye dâvet edildiği zaman mütebessim çehresiyle düşündürücü fıkralarla ilgiyi üzerine çekmesini biliyordu. 
      Karşılaştığım zamanlar, O'nu, daha ziyâde, Kenan Yavuzarslan, Mustafa Bilir ve Şahin Köktürk'le  görürdüm. Tanıştığımızdan îtibâren de dâimâ, sevgi dolu hâliyle muhatap oldum. 
        İleride, başarılı eserlere imza atacağına  kanaat getirdiklerimden biriydi.
        Bana iki kitabını takdîm etmişti. Biri: "Asker Gülmez Güldürür" ; diğeri ise, "Dördüncü Cemre" ismini taşıyordu. Kendisine: "Kitaplarını okuduğum zaman, haklarında mutlaka istişârede bulunacağız!" sözünü vermiştim. 
       İlkini, yâni Asker Gülme Güldürür'ü önce okudum. "Dördüncü Cemre" adlı romanını ise, hâlâ okuyamadım. Çünkü; Kemal Oğuz, emekli assubaydı. Ben de, 21 Mayıs 1963 hâdiseleri sebebiyle Harbiye'den atılmıştım. "Asker Gülmez Güldürür"de yazdıkları, benim de hâtıralarımı tâzelemişti. 
  Üslûbu güzel, samimî ve anlattığı hususlar cezbediciydi. Edebî eserde bu üç unsur; yâni "üslûp, samimiyet ve cezbedicilik" çok önemlidir.
   Bu vesîleyle; kitabı hakkında, Ankara'da yayınlanan  Şâir- Yazar Feyzi Halıcı tarafından çıkarılan Çağrı Dergisi'nin Nisan 2014 târihli nüshasının 9 ve 10. sayfalarında yazdığım "Asker Gülmez Güldürür" başlıklı yazımdan bir bölüm nakletmek istiyorum:     
        "Türk milleti olarak, kendimizi dâima " Asker Millet" diye târif eder; askerimizle / askerliğimizle öğünür , ona " Mehmetçik " unvanını lâyık görürüz. 
         Hâliyle, her Türk, bir " Mehmetçik " olarak doğar, yaşar ve ölür. Bundan da şeref duyar! Bizim kültürümüzde, talebelik hâtıraları ve askerlik hâtıraları anlatılmakla bitirilemeyen çok kıymetli hazînelerdir. Sulh zamanında olsun, en çetin mücâdelelere sahne olan harplerde olsun, kendimize mahsus hususiyet ve meziyetlerimiz, askerlik hâtıralarının değişik tarzlardaki "süsü" olur. 
         Bu hususta büyük içtimâiyatçımız, mütefekkir Seyyid Ahmet Arvasî şunları söyler: " Her peygamberin sevdiği bir meslek vardı. Bunu daha önce de belirtmiştik. Şanlı Peygamberimizin de " sevdiği " ve " kendisi için seçtiği" meslek "askerlik" idi. Yâni, Allah yolunda "cihad etmek". Bu sebepten olacak Müslüman - Türkler, kışlalarma " Peygamber Ocağı" derler, askerliği, Şanlı Peygamberimizin mesleği bilirler. " (Bknz: İlm-i Hâl, Burak Yayınevi, istanbul, 1997, sy.374) 
       İşte, elimde, bu şanlı mesleği bir başka gözle takdim eden, "Asker Gülmez Güldürür" adlı hârika bir kitap var. 
         Yazarının adı: Kemal Oğuz'dur. 
        Eserden anladığıma göre, meslek hayatı boyunca kaleme aldığı hâdiseleri, birer " güldürü" olarak ve yer yer de nezîh "nükteler " hâlinde sunmuştur. 
        İnanılmasını arzu ediyorum ki, Kemal Oğuz, çok güzel ve faydalı bir hizmet yapmıştır. Kanaatimce, hizmeti, iki türlü olmuştur: Birincisi, her şart altında, hislerini bastırması gereken bir meslek oluşu münâsebetiyle, her rütbedeki askerî şahsiyetin, umumî efkâr tarafından az bilinen bâzı hususiyetlerini ortaya koymaktadır. Ancak; şu bilinmelidir ki, askerlik mesleği, bir cephesiyle bir milleti koruyan silâhlı gücü ise de, diğer cephesiyle de, belli bir yaştaki Türk gençlerini, belli disiplinlerle, bedenî, zihnî ve ruhî olarak murakabe ile eğiten köklü ve şanlı bir müessesedir. 
      Yazar Kemal Oğuz; böyle disiplinli, ciddî ve " gülmez " denilen bir müesseseden " güldürü" ortaya koymuşsa, gerçek mânâda bir başarıya imza atmış demektir. "     
    Ne çâre ki, vedâ zamanı ilâhî takdîr'le geldi!.. Elimizden, duâdan başka ne gelebilir!..Hiçbir şey!..
    Vefâtından geç haberdar olduğum için, O'nu,- memleketi Turhal'da- ebedî yolculuğuna uğurlamaya gidemedim. 
       Kendisini seven bütün şâir ve yazar arkadaşlarım ile, yakınlarına sabırlar diliyorum. 
       Rabbim mekânını cennet eylesin; nûr içinde yatsın!..

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.