KAMYON ŞOFÖRÜ ...

Adnan Bahadır

KAMYON ŞOFÖRÜ VEZİR HAZRETLERİNDEN NE İSTEDİ?

Dünkü yazımızda  2006  yılında  Hacca gitmek  üzere  hazırlanan  Y. Ziya  Yılmaz'ın  gideceği   günden bir gün önce  Fuat  Köktaş'ın belediyeye gelip, benim  odamda  baş başa  başkanla bir  saat  görüştükten sonra başkan  odadan çıkarken  yüzünün kızardığını  yazmıştım.  Bu görüşmeden  sonra  ertesi gün  başkan  Hacca  gitti, ben başkana Fuat  ile ne  görüştüklerini  sormadım ancak  başkan   Hac'da  iken  Fuat  beni  arayarak  başkan  sana bir şey  dedi mi  diye sordu. Olayın ne olduğunu bilmediğimden hayır bana herhangi  bir  konuda yapılması  gereken  bir şey olduğunu söylemedi dedim. Bu söylediklerime çok şaşırmış olacak ki   hayret  deyip telefonu kapattı.

            Belediye başkanı Hac'dan döndüğünde il başkanı tekrar gelip  belediye başkanı ile bir görüşme  yapınca  bu kez belediye başkanı  konuyu  bana ve  Kenan Bey'e  açtı.  Meğer bizim Fuat  efendi  çevre yolunda  bulunan belediyeye  ait  30 dönüm arsadan 5 dönümünü  kendisine kiralamamızı  istiyormuş. Bu yerde   eskiden araba pazarı kurulurdu, Aziz  Atik  Lisesi'nin  alt  tarafında  çevre yoluna cephe bir arazi. Araziyi isteme  nedeni  o  günlerde  özelleştirilen  Karayollarına bağlı  Muayene İstasyonu'nun  Samsun  istasyonunu bir kaç ortak almak  istemeleri imiş. İşin bir ayağında Özonlar var, bir ayağında Erçallar, bir ayağında Ercan Albayrak ile sevgili kayınçom  kamyon şoförü var. Bu işin toplam bedeli on milyon dolar olup, kayınçoma düşen iki buçuk milyon dolarlık kısmı bu arsayı  temin ederek ödeyecek imiş.

            Y. Ziya Yılmaz her zaman yaptığı gibi yine topu taca atarak bu işi ben ve Kenan Bey'in halletmesini  isteyince  sevgili kayınçomu  çağırdık belediyeye Kenan bey, ben ve kayınçom  başladık konuşmaya, kayınçoma dedim ki bak arkadaş  bu işin bir kaç boyutu var, birincisi yasal boyutu, ikincisi siyasi boyutu, üçüncüsü ise vicdani  boyutudur. Olaya hangi boyuttan bakarsak  bakalım bu işin olması  mümkün değil  dedik ve kendisini  yolcu ettik.

            İşin  enteresan boyutu  bu arsaya herkes  göz  dikince bitişiğinde  Haluk Akyüz'e  ait  olan arsaya  Haluk Akyüz  benzinlik ruhsatı  almak  istemesi eklenince  baktım  olay  sıkıntılı bir  boyuta doğru gidiyor, düşündüm, taşındım, yapılacak en doğru şeyin bu arsanın  bir kısmının  benzinlik  olarak imara işlenmesi  halinde hem bitişiğindeki arsaya Akyüz'lerin talep ettiği benzinlik ruhsatını vermekten  kurtulunur, hem de arsaya göz dikenlerden kurtulunur  kanaatine vardım. Durumu Belediye Başkanı ile görüştüm, oda okeyledi ve bir sonraki mecliste arsaya benzinlik imarı işledik.

            Bu olay kayınçomla  aramızdaki mesafenin  biraz  daha  açılmasına neden olmuştu,  kendisi ile  daha önceleri çok samimi iken, meclis üyesi olduktan sonra her fırsatta bana hakaret etmeyi kendisine  vazife edinmesine  yaptığım sabrı ömrümde hiç kimseye yapmamıştım. Bu sabrı göstermemin en önemli nedeni beni   meclis üyesi yazdığında partiye gidip  hepimize alçakça küfreden  şerefsizlerin  yaptığı bu hareketi adamın ölmüş annesi ve babasının hak etmediği için kendisine karşı duyduğum  vefa borcu idi. Birlikte  çalıştığı yakın arkadaşları bana yaptığı hakaretleri çok iyi bilirler  ama ben tamamına sabrettim.

            Bu arada belde ve ilçe kongreleri olmaya başladı, merkez ilçe kongresinin alınabilmesi için kazanılması gereken kongre Gazi Beldesi'nin kongresi idi. Üç aday  vardı  Osman  Sonses, İsmail  Şen  ve  İhsan Kurnaz. Osman Sonses bilahare İsmail Şen lehine çekildi. Gazi Beldesi'ndeki köy delegelerinin tamamını merkez ilçe  yaptığından  köylerle uzaktan yakından ilgisi olmayanları  delege  yaptılar. Bu delegeler çakma olduğundan İhsan Kurnaz'a oy vermeleri mümkün değildi. Sizin  anlayacağınız İhsan Kurnaz'ın seçimi  alması nerede ise imkansızdı. Kolları sıvayıp düştüm yollara gece, gündüz demeksizin iki ay çalıştım ve İhsan Kurnaz seçimi  altı oyla kazandı. Buradaki  uğraşım  bizim  Fuat  ve ekibi  tarafından hiç ciddiye alınmazken, karşı tarafta  bulunan İbrahim Sandıkçı ve ekibi beni  en büyük düşman ilan ettiler. Ardından Merkez İlçe Başkanlığı seçiminde İshak Taşçı ile İbrahim Sandıkçı karşılıklı aday olunca ben Fuat'ın desteklediği  İshak Taşçı'ya destek verdim, bugün de olsa yine İshak Taşçı'yı desteklerim zira bu şehirde insanları biri birine vermede en başarılı kişi İbrahim  Sandıkçı'dır. Merkez ilçe seçiminde Fuat Köktaş'ın ekibinden Allah kulu çalışmayınca yüzde yüz kazanılması gereken seçimin kaybedileceğini anladım ve son bir hafta çalışmaya başladım. Nihayet İshak Taşçı seçimi kaybedince İbrahim Sandıkçı'nın ekibi sırf beni yıpratabilmek için seçimin benim yüzümden kaybedildiği yaygarasını çıkardılar. Üzülerek ifade etmek gerekirse Fuat'ta buna inandı. Bu gelişmelerden sonraki  bölümü yazmak için  yine yerimiz bitti, yine arkası yarın diyor, esenlikler diliyorum.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (8)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.